25 Şub 2016 10:17 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:22

Uluslararası Af Örgütü'nden şok eden rapor: Türkiye'de basın...

Uluslararası Af Örgütü'nün 2015 raporunda Birleşmiş Milletler sert bir dille eleştirildi.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) 2015'i kapsayan yıllık raporunu açıkladı. Raporda insan hakları ihlallerinin dünya çapında büyük tehdit altında olduğu uyarısında bulunuluyor. Örgütün Türkiye'ye ilişkin kısmında ise Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül tutuklamaları hatırlatılarak "Türkiye'de basın eşi benzeri görülmemiş bir baskıyla karşı karşıya" ifadesi kullanıldı.

BBC Türkçe'de yer alan habere göre, örgütün genel sekreteri Salil Shetty, "Sadece haklarımız değil aynı zamanda onları koruyan kanunlar ve sistem de tehlikede. 70 yılı aşkın süren yoğun çalışma ve ilerleme risk altında" dedi.

Hükümetlerin insan haklarını güvenlik, kanun ve "ulusal değerlere" karşı bir tehdit olarak gösterdiklerini söyleyen örgüt, "milyonlarca insan devletlerin ve silahlı grupların elinde eziyet görüyor" dedi.

Uluslararası Af Örgütü'nün dünya geneli için yayınladığı ve bugün açıkladığı rapora göre 2015'te en az 122 ülke kişilere yönelik işkence veya kötü muamelede bulundu.

En az 30'u mültecileri, tehlike altında olabilecekleri ülkelerine geri gönderdi ve en 19 ülkede hükümet veya silahlı gruplar savaş suçu işledi.

Birleşmiş Milletleri (BM) de sert bir dille eleştiren rapor, BM'nin bir an önce "yeniden hayata dönmeye" ihtiyacı olduğunu belirtiyor.

"PKK ile çatışmalar insan hakları ihlallerini artırdı"

Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde ise PKK ve güvenlik güçleri arasında yeniden başlayan çatışmalı sürecin insan hakları ihlallerini de artıran bir etki yarattığı vurgulanıyor.

Raporda, "İnsan haklarının durumu Haziran'daki genel seçimlerin ve Temmuz'da Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Türk silahlı kuvvetleri arasındaki şiddetin patlak vermesinin ardından ciddi biçimde kötüye gitti" deniliyor.

Basının, hükümet tarafından "eşi benzeri görülmemiş bir baskıyla karşı karşıya" kaldığı değerlendirilirken, insan hakları ihlallerinde cezasızlığın devam ettiği vurgulandı.

İfade özgürlüğü başlığı altında Cumhurbaşkanına hakaret davaları ve gazeteciler Can Dündar veErdem Gül'ün tutuklanmasına, Samanyolu Yayın Grubu'na ait 13 televizyon ve radyonun Türksat, yedi kanalın Digitürk platformlarından çıkarılmasına vurgu yapılıyor.

Tahir Elçi'nin öldürülmesi ile ilgili arka planı da aktaran Af Örgütü, CNN Türk kanalında ifade ettiği görüşleri nedeniyle kanala 700 bin TL ceza kesildiğini de hatırlattı.

Af Örgütü gazetecilerin ise ağırlıklı olarak Güneydoğu'da haber yaparken "polisler tarafından rahatsız edildiği ve saldırıya uğradığını" tespit ettiğini aktardı.

Raporda aynı zamanda IŞİD tarafından yapıldığı belirtilen intihar saldırılarının yanı sıra, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın odasında rehin alındıktan sonra öldürülmesi de silahlı grupların yaptığı ihlaller başlığı altında aktarıldı.

Af Örgütü, PKK'nın ise "Diyarbakır'da arabasının vurulmasıyla hayatını kaybeden doktorAbdullah Biroğul da dahil olmak üzere birçok sivilin ölümüne sebep olduğunu" belirtti.

Örgütün Türkiye'yi eleştirdiği başlıklardan biri de, mültecilerin ve sığınmacıların gözaltına alınmaları ve ülkelerine geri gönderilmeleri oldu.

An az 200 Suriyeli mültecinin başkalarıyla görüşmelerine izin verilmeden Türkiye'nin çeşitli yerlerinde "gizlice gözaltına" tutuldukları ve bunların bir kısmının ülkelerine geri dönmeleri için baskı yapıldığı belirtildi.

Örgütün Türkiye ile ilgili diğer başlıkları arasında ise aşırı güç kullanımı, cezasızlık, toplanma özgürlüğüne yönelik ihlaller, işkence ve kötü muamele bulunuyor.

Türkiye: İnsan hakları kötüye gitti

-Adalet Bakanı, Ceza Kanunu'nun 299. Maddesi çerçevesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten 105 cezai kovuşturma açılmasına izin verdi. Sekiz kişi yargılanmak üzere tutuklandı.

-Sosyal medya paylaşımları soruşturma ve kavuşturma gerekçesi oldu.

-Basına eşi benzeri görülmemiş baskı

-Basın, hükümet tarafından uygulanan eşi benzeri görülmemiş bir baskıyla karşı karşıya kaldı; çevrimiçi ve çevrimdışı ifade özgürlüğü ciddi şekilde zarar gördü.

-Barışçıl toplanma özgürlüğü hakkı ihlal edilmeye devam etti.

-Polisin kötü muamelesi arttı, cezasızlık sürdü

-Polisin aşırı güç kullanımı ve gözaltında kötü muamele vakaları artış gösterdi.

-İnsan hakları ihlallerinde cezasızlık devam etti.

-Yargının bağımsızlığı sarsıldı

-Yargının bağımsızlığı daha da sarsıldı.

-Kasım ayında eski il Jandarma Komutanı Cemal Temizöz’ün de aralarında bulunduğu sekiz davalının tümü, 1993-1995 yılları arasında Cizre’de kaybedilen ve öldürülen 21 kişi için açılan ve büyük önem taşıyan davada, son derece kusurlu bir kovuşturmanın ardından beraat etti.

-Solcu ve Kürt yanlısı aktivist ve göstericileri hedef alan İslam Devleti (İD) adlı silahlı grubun ayrı ayrı gerçekleştirdiği intihar saldırıları 139 kişiyi öldürdü.

-Tahmini 2 buçuk milyon mülteci ve sığınmacı Türkiye’de barındırılıyordu, ancak hükümet AB ile bir göç anlaşması üzerine görüşmeler yaparken bireyler giderek daha fazla keyfi gözaltılar ve sınır dışı edilmelerle karşı karşıya kaldı.