03 Tem 2016 11:59
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:21
Ülkücü Yeniçağ yazarı Bahçeli'yi topa tuttu: Bırakmayacaksın, için başkanlık gelene kadar rahat etmeyecek
MHP tarihe gömülse, sen üzerine toprak atacaksın kürek kürek ama kendiliğinden bırakmayacaksın…
Ülkücü Yeniçağ yazarı Adnan İslamoğulları, Devlet Bahçeli'nin MHP
Genel Başkanlığı görevini bırakmayacağını savunarak, "Hâlen fiilî
olarak devam eden Tayyip Erdoğan yönetimi 'başkanlık sistemi' adı
altında tek adam yönetimine kavuşmadan için rahat etmeyecek ve sen
kendiliğinden bırakmayacaksın. Bunun bedelini dilinden düşürmediğin
Türk milleti ödeyecek, bedelini şu sıralar dilinden düşürmediğin
ülkücüler ödeyecek, Türk milliyetçileri ödeyecek, sen tarih önünde
mahkûm olacaksın bu sisteme geçit veren olarak, ama yine de
kendiliğinden bırakmayacaksın" dedi.
Adnan İslamoğulları'nın, "Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın…" başlığıyla yayımlanan (3 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Kendiliğinden bırakmayacaksın değil mi?
Biliyorum, bırakmayacaksın.. Bedeli ne olursa olsun bırakmayacaksın… Bu bedeli kim öderse ödesin sen kendiliğinden bırakmayacaksın…
Hâlen fiilî olarak devam eden Tayyip Erdoğan yönetimi 'başkanlık sistemi' adı altında tek adam yönetimine kavuşmadan için rahat etmeyecek ve sen kendiliğinden bırakmayacaksın… Bunun bedelini dilinden düşürmediğin Türk milleti ödeyecek, bedelini şu sıralar dilinden düşürmediğin ülkücüler ödeyecek, Türk milliyetçileri ödeyecek, sen tarih önünde mahkûm olacaksın bu sisteme geçit veren olarak, ama yine de kendiliğinden bırakmayacaksın…
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Hatırlıyor musun 97 kongresini?
Nasıl da canla başla desteklemişti seni bugün hakâret ettiklerin. Üzerinden 40 yıl geçmedi, sadece 19 yıl geçti ve bugün senin yanında o canla başla destekleyenlerden kaç arkadaşın kaldı farkında mısın? Ve sen bu 19 yıla birisi baraj altında kalmak üzere 12 seçim yenilgisi sığdırdın. AKP karşısında averaj partisi oldun… Hiç bir yenilgiyi üzerine almadın. Hiçbir yenilgiyi liyâkat sorunu yapmadın ne kendin adına ne de yönetimlerin adına. Beş ayda 2 milyon oy kaybettin ve bunun faturasını da sandık görevlilerine kestin…
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Her Salı günü grup toplantısında kameralar önünde yaptığın konuşmada bugüne kadar 120 farklı hakâret cümlesi kurdun ülkücülere… O hakâretleri buraya tekrâren yazmayacağım. Sen hepsini biliyorsun nasılsa. En son "PKK'lı" dedin,"DHKPC'lilerden destek alıyorlar" bile dedin. Haydi bizi boş ver, '97 kongresinde seni destekleyenler var o hakaretlerine mâruz kalanlar arasında. Ülkücülerin arasındaki uhuvvet râbıtasının, kardeşlik duygusunun, ülküdaşlık duygusunun, dâvâ arkadaşlığı hukukunun temellerine dinamit döşüyorsun yedi aydır. Ülkücüleri birbirine düşman edeceksin. Ülkücüleri bir araya gelemez kılacaksın. Ülkücüleri geçmiş hukuklarına saygı duyamaz edeceksin… Ne kazanacaksın bundan Allah aşkına? Neden yapıyorsun bunu? Nasıl yapıyorsun? Evine gittiğinde Salı konuşmalarını televizyondan izliyor musun hiç, kendini izliyor musun ülkücülere yönelttiğin o hakâretleri sıralarken yüzündeki o nefret dolu bakışları görüyor ve o nefret dolu sesini duyuyor musun? Görüyor ve duyuyorsan ne hissediyorsun?
Aslına bakarsan merâk edilen bir husus da şu; 548 imzâ var önünde kurultay isteyen, on binlerce MHP'li salonlarda, meydanlarda "istifa" diye hançerelerini yırtıyor, "Bu hareketin önünü tıkama artık" diyor sana… Ve sen ısrar ediyorsun, hiç gururun rencide olmuyor mu? İstenmemek nasıl bir duygu acaba?
İmzâ veren delegelere saygı duyduğunu söyleyip ardından yanında yörendekini 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hangi akılla, hangi izan ile, hangi saygı hissinle yolluyorsun? Hepi topu bir kongre talebine neden ülkücüler arasına bir nifak ve düşmanlık hamlesiyle cevap veriyorsun?
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Ne pahasına olursa olsun kendiliğinden bırakmayacaksın…
Kim ne bedel öderse ödesin bırakmayacaksın kendiliğinden…
MHP delegasyonunun tamamı, Kurucular Kurulu'nun tamamı, MYK'nın tamamı, milletvekillerinin tamamı, il-ilçe başkanlarının ve yönetimlerinin tamamı, Ülkü Ocakları ve tüm yan kuruluşlar, ülkenin bütün mahkemeleri ve dahi tek tek tüm MHP noter onaylı imzâ verse yine kendiliğinden bırakmayacaksın değil mi?
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Kırılmadık bir tek ülkücü kalbi bırakmadan, örselenmedik bir tek ülkücü şahsiyet bırakmadan, zedelenmedik bir tek müşterek hâtıra bırakmadan, bir istikbâli mahf-ı perişân etmeden kendiliğinden bırakmayacaksın değil mi?
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
MHP tarihe gömülse, sen üzerine toprak atacaksın kürek kürek ama kendiliğinden bırakmayacaksın… Başına taşı da sen dikersin artık, üzerine de:
"1969'da doğdu, 2016'da ben gömdüm" yazarsın…
Nasıl olsa kendiliğinden bırakmayacaksın!..
Not: Aziz Türk milletinin, Solfasol / Özbek damındaki mesâiperest kardeşlerimin, Türkmendağı'nda nöbet tutan kardeşlerimin, tüm haksızlığa uğrayanların, dünyadaki tüm mazlumların ve kalbi mazlumlar için atanların, MHP'de değişim için onurlu bir mücâdele veren tüm ülküdaşlarımın ve tabii Yeniçağ ailesinin Ramazan bayramını tebrik ediyorum…
Adnan İslamoğulları'nın, "Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın…" başlığıyla yayımlanan (3 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Kendiliğinden bırakmayacaksın değil mi?
Biliyorum, bırakmayacaksın.. Bedeli ne olursa olsun bırakmayacaksın… Bu bedeli kim öderse ödesin sen kendiliğinden bırakmayacaksın…
Hâlen fiilî olarak devam eden Tayyip Erdoğan yönetimi 'başkanlık sistemi' adı altında tek adam yönetimine kavuşmadan için rahat etmeyecek ve sen kendiliğinden bırakmayacaksın… Bunun bedelini dilinden düşürmediğin Türk milleti ödeyecek, bedelini şu sıralar dilinden düşürmediğin ülkücüler ödeyecek, Türk milliyetçileri ödeyecek, sen tarih önünde mahkûm olacaksın bu sisteme geçit veren olarak, ama yine de kendiliğinden bırakmayacaksın…
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Hatırlıyor musun 97 kongresini?
Nasıl da canla başla desteklemişti seni bugün hakâret ettiklerin. Üzerinden 40 yıl geçmedi, sadece 19 yıl geçti ve bugün senin yanında o canla başla destekleyenlerden kaç arkadaşın kaldı farkında mısın? Ve sen bu 19 yıla birisi baraj altında kalmak üzere 12 seçim yenilgisi sığdırdın. AKP karşısında averaj partisi oldun… Hiç bir yenilgiyi üzerine almadın. Hiçbir yenilgiyi liyâkat sorunu yapmadın ne kendin adına ne de yönetimlerin adına. Beş ayda 2 milyon oy kaybettin ve bunun faturasını da sandık görevlilerine kestin…
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Her Salı günü grup toplantısında kameralar önünde yaptığın konuşmada bugüne kadar 120 farklı hakâret cümlesi kurdun ülkücülere… O hakâretleri buraya tekrâren yazmayacağım. Sen hepsini biliyorsun nasılsa. En son "PKK'lı" dedin,"DHKPC'lilerden destek alıyorlar" bile dedin. Haydi bizi boş ver, '97 kongresinde seni destekleyenler var o hakaretlerine mâruz kalanlar arasında. Ülkücülerin arasındaki uhuvvet râbıtasının, kardeşlik duygusunun, ülküdaşlık duygusunun, dâvâ arkadaşlığı hukukunun temellerine dinamit döşüyorsun yedi aydır. Ülkücüleri birbirine düşman edeceksin. Ülkücüleri bir araya gelemez kılacaksın. Ülkücüleri geçmiş hukuklarına saygı duyamaz edeceksin… Ne kazanacaksın bundan Allah aşkına? Neden yapıyorsun bunu? Nasıl yapıyorsun? Evine gittiğinde Salı konuşmalarını televizyondan izliyor musun hiç, kendini izliyor musun ülkücülere yönelttiğin o hakâretleri sıralarken yüzündeki o nefret dolu bakışları görüyor ve o nefret dolu sesini duyuyor musun? Görüyor ve duyuyorsan ne hissediyorsun?
Aslına bakarsan merâk edilen bir husus da şu; 548 imzâ var önünde kurultay isteyen, on binlerce MHP'li salonlarda, meydanlarda "istifa" diye hançerelerini yırtıyor, "Bu hareketin önünü tıkama artık" diyor sana… Ve sen ısrar ediyorsun, hiç gururun rencide olmuyor mu? İstenmemek nasıl bir duygu acaba?
İmzâ veren delegelere saygı duyduğunu söyleyip ardından yanında yörendekini 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hangi akılla, hangi izan ile, hangi saygı hissinle yolluyorsun? Hepi topu bir kongre talebine neden ülkücüler arasına bir nifak ve düşmanlık hamlesiyle cevap veriyorsun?
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Ne pahasına olursa olsun kendiliğinden bırakmayacaksın…
Kim ne bedel öderse ödesin bırakmayacaksın kendiliğinden…
MHP delegasyonunun tamamı, Kurucular Kurulu'nun tamamı, MYK'nın tamamı, milletvekillerinin tamamı, il-ilçe başkanlarının ve yönetimlerinin tamamı, Ülkü Ocakları ve tüm yan kuruluşlar, ülkenin bütün mahkemeleri ve dahi tek tek tüm MHP noter onaylı imzâ verse yine kendiliğinden bırakmayacaksın değil mi?
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
Kırılmadık bir tek ülkücü kalbi bırakmadan, örselenmedik bir tek ülkücü şahsiyet bırakmadan, zedelenmedik bir tek müşterek hâtıra bırakmadan, bir istikbâli mahf-ı perişân etmeden kendiliğinden bırakmayacaksın değil mi?
Biliyorum, kendiliğinden bırakmayacaksın!
MHP tarihe gömülse, sen üzerine toprak atacaksın kürek kürek ama kendiliğinden bırakmayacaksın… Başına taşı da sen dikersin artık, üzerine de:
"1969'da doğdu, 2016'da ben gömdüm" yazarsın…
Nasıl olsa kendiliğinden bırakmayacaksın!..
Not: Aziz Türk milletinin, Solfasol / Özbek damındaki mesâiperest kardeşlerimin, Türkmendağı'nda nöbet tutan kardeşlerimin, tüm haksızlığa uğrayanların, dünyadaki tüm mazlumların ve kalbi mazlumlar için atanların, MHP'de değişim için onurlu bir mücâdele veren tüm ülküdaşlarımın ve tabii Yeniçağ ailesinin Ramazan bayramını tebrik ediyorum…