Ülkü Ocakları'ndan gazetecilere tehdit: "Vereceğimiz cevaplar kendilerini üzecek"
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz yaptığı açıklamayla Devlet Bahçeli'nin arkasında olduklarını söyledi ve bazı gazetecileri tehdit etti.
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Olcay Kılavuz,
"Ülkü Ocakları tüm teşkilat ve mensuplarıyla birlikte Bilge Lider
Sayın Devlet Bahçeli Bey’in bizatihi tereddütsüz bir şekilde,
sonucu ve bedeli ne olursa olsun, yanında ve emrindedir! Sağır
sultanın bile duyduğu bu gerçeği, basın ve gazetecilik adı altında
fitne tohumları ekenler belleklerine kazımalıdır" açıklaması yaptı.
Kılavuz bazı gazetecilerin Ülkücü Hareket'e fitne tohumları ekmeye
çalıştığını iddia ederek, "'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz
içindir' şiarı ile yol yürüyenleri ayırmak, bir kemik başında
hırlaşanların haddine değildir" dedi ve medyaya şu tehdidi
savurdu:
“Medya adı altında bilgi kirliliği yaratan bu hastalıklı yapı,
asılsız ve olayları gerçek kimliğinden saptıran haberlere devam
etmesi halinde, vereceğimiz cevaplar kendilerini üzecektir. Israrla
ahlaksızlığa ve aymazlığa dayalı habercilik anlayışını devam
ettirenler, bunun sonuçlarına katlanacaklardır.”
"SİYASET KİTAPLARINDA BİR DÖNÜM NOKTASI OLARAK ANLATILACAK
KRİTİK SÜREÇ VAR"
Kılavuz, yazılı açıklamasında ülke ve milletin yakın dönem siyaset
kitaplarında bir dönüm noktası olarak anlatılacak kadar kritik ve
keskin bir süreçten geçmekte olduğunu ileri sürdü. Türk Milleti’ni
hedef alanların bin bir farklı suret ve sıfatla türlü hesaplar
içerisinde bulunduğunu belirten Kılavuz, "Dost da düşman da
bilmektedir ki; Türk Milliyetçileri teslim alınmadan Türk Milleti
yok edilemez. Bunun için, milletimizi ahtapot gibi sarmaya çalışan
bu lanet zihniyetin hedefinde Türk Milliyetçilerinin ve Ülkücü
Hareket’in bulunması ise tesadüf değildir" dedi. Olcay Kılavuz
açıklamasına şöyle devam etti:
"Ülkü Ocakları ve mukaddes davasına hâlâ yürekten bağlı olanlar,
Türkiye’nin içinden geçtiği bu zor günlerde kutlu yolculuğumuza
zarar verip, birlik ve beraberliğimize gölge düşürerek, yarım
asırlık kazanımlarımızı sıkıntıya sokmak isteyecek kişi ve
kurumlara karşı, duruşundan ve tavrından en ufak bir taviz
vermeyecektir. Bütün teşkilatlarımız, et ile tırnak misali daha da
sıkı kenetlenecek, inandığı davayı şuurlu bir şekilde sonsuza kadar
yaşayacak ve savunacaktır. Bu doğrultuda yapılan hizmet, Allah’ın
razı olduğu bir içtenlik ve samimiyetle yerine getirilecek;
harcanan emeğin ibadet olduğu bir an olsun akıllardan
çıkarılmayacaktır. Ülkü Ocakları, iki dünya kardeşliğini esas
alarak; anadan, yardan, serden geçenlerin adresi olarak kararlı bir
şekilde çalışmalarına ara vermeden, son sürat devam edecektir.
Milletimizin yarınları, 'Ocaklar'ımızın yetiştirdiği samimi,
ahlaklı, çalışkan ve dürüst Ülkücü Gençliktir. İnanıyoruz ki bu
gençlik, milletimiz için yine bir 'ba'sü ba'delmevt' olacaktır.
Ülkücüler hak olan davalarında şartlar ne kadar ağır olursa olsun
mutlaka muzaffer olacak ve Türk Milletini hak ettiği konuma
ulaştıracaktır. Bu inancımızın sırrı 'Ve muhakkak ki Allah,
inananlarla beraberdir.' (Enfal Suresi-19. Ayet) Ayet-i
Kerimesindedir."
Türk ve İslam coğrafyası kan ve gözyaşı ile sulanırken, Türkiye’de
ve Türk –İslam Dünyası’nda Ülkücü Hareket’e umut bağlayan sayısız
mazlum varken, bu vebali sırtlamış olan Ülkücülerin güçlü olmak
zorunda olduğunu hatırlatan Kılavuz, "Bu sorumluluğun bilincinde
olarak, tıpkı atamız Bilge Kağan gibi gece uyumadan, gündüz
yorulmadan; davamız adına varımızı yoğumuzu ortaya koymakta
kararlıyız. Cenab-ı Allah’ın ve Peygamber Efendimiz’in rızasını
gözeterek, memleketimiz ve milletimiz adına tahmin edilemeyecek bir
mücadele vermekten de asla geri durmayacağız. Türk vatanının
bölünmez bütünlüğü, Türk Milleti’nin refah ve selameti, Türk
Devleti’nin ebet müddet baki kalması ve Türk Milliyetçiliği’nin
zaferi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu gaye uğruna azim ve
kararlılık bizden, takdir ise Yüce Allah’tandır" dedi. Kılavuz
açıklamasına şöyle devam etti:
"Binlerce şehidimizin canını vererek, binlerce gazimizin kanını
akıtarak bizlere emanet ettiği, mağdurlarımızın ve mahkûmlarımızın
çilesi ile yoğrulmuş olan davamıza halel getirilmesine asla müsaade
etmeyiz. Bizim dava anlayışımız, 'Bir elime ayı, diğerine güneşi
verseniz (davamdan) vazgeçmem' diyen iki cihan güneşi Resulullah’ın
dava anlayışıdır. Bu kutlu dava uğruna ödeyemeyeceğimiz hiç bir
bedel olmadığı gibi; davamız üzerinde hiçbir kişi ve güç de yoktur.
Ancak bu davaya ömürlerini vakfedenler ve dava adamlığı sıfatıyla
hayatlarını idame edenlerin de gönlümüzdeki yeri de ebedidir. Bu
noktada, Cennet Mekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’in, 'Dava
adamı olmak için önce adam olmak lazım. Dava öğretilebilir ama
adamlık öğretilemez.' sözü, şahıslara yaklaşımımız açısından mihenk
taşımızdır. İlke ve ülkülerinden zerre taviz vermeden, her zaman
'önce ülkem ve milletim' diyen Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli
Bey ise yaşantısıyla temel kıstasımızdır. Adamlık vasfına dahi
erişememiş bir takım zevatın, hangi isim altında olursa olsun
davamızı sorgulamasına tahammülümüz yoktur."
"... BİR TAKIM SOYTARI, BASINCILIK ADI
ALTINDA..."
Olcay Kılavuz açıklamasında "İftirayı rehber, yalanı şiar ve hileyi
metot edinen bir takım soytarı, basıncılık adı altında Ülkücü
Hareket’i ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef almaktadır"
ifadesini kullanarak şöyle devam etti:
"Türk Milleti ve Türk Milliyetçileri ilk defa böylesine sinsi
şahıslarla karşı karşıya değildir. Bir asır önceki mütareke
basınının borazanını, bugün de aynı meşum ve mel’un zihniyet
çalmaya çalışmaktadır. Bu zevat dünün solcuları, bugünün bölücüleri
ile davamızın kutsal müesseselerine hücum etmek adına işbirliği
halindedir. Ülkü Ocakları’nın sadakat ve ciddiyetini algılamaktan
aciz olan satılık sözde basın organları, kurumumuzu gündelik
çıkarlar uğruna argüman yapmaması gerektiğini idrak etmelidir. Zira
bu husus kendi menfaatlerinedir. Bir takım medya organları ve
internet siteleri ile bunların sosyal medya uzantılarından,
karalama kampanyası yürüterek, asılsız iddialarda bulunanların
isimlerini hafızamıza not etmekteyiz. Ortaçağın bütün fitneleriyle
donanmış, kalemini zehriyle doldurmuş kaosun kalemşörlerinin,
mandacı zihniyetin işbirlikçilerinin; davamıza, davamızın
kutsaliyetine, vatan için büründüğümüz misyonumuza nifak
sokulmasına asla müsamaha gösterilmeyecektir. Tavrımızı
kavrayamayıp yalan yanlış haberler ile fitne çıkarmaya çalışıp,
dedikodu ve kargaşadan medet umanlar, duruşumuz ve kararlılığımız
karşısında bertaraf olacaktır. Medya adı altında bilgi kirliliği
yaratan bu hastalıklı yapı, asılsız ve olayları gerçek kimliğinden
saptıran haberlere devam etmesi halinde, vereceğimiz cevaplar
kendilerini üzecektir. Israrla ahlaksızlığa ve aymazlığa dayalı
habercilik anlayışını devam ettirenler, bunun sonuçlarına
katlanacaklardır. Bizlerin birlik ve beraberliğini,
menfaatperestler hayal dahi edemezler. Hiçbir faninin gücünün
bizlerin Ülküdaşlık, gardaşlık hukukunu zedelemeye yetmeyecektir.
Çünkü 'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içindir' şiarı ile yol
yürüyenleri ayırmak, bir kemik başında hırlaşanların haddine
değildir."
ÜOD Başkanı Olcay Kılavuz, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
"Bilinmesini isteriz ki Ülkü Ocakları; Başbuğumuz Alparslan Türkeş
Bey’in yanından hiçbir zaman ayrılmayan, ömrünü davamıza ve Türk
Milletine adamış Liderimiz Devlet Bahçeli Bey’in emrindedir. Ülkü
Ocaklılar tüm samimiyet ve cesaretleriyle Bilge Liderin yanındadır.
Milletimizin müreffeh geleceğine inananlar, Türkmen Beyi ile aynı
safta omuz omuzadır. Gerek duruşumuz gerekse açıklamalarımız ile
onlarca defa dile getirdiğimiz bağlılığımız, bizim ezeli ve ebedi
tavrımızdır. Bu tavrımız, dün Başbuğumuzu sırtından vurmaya
çalışanların, dünyadaki her şeyden daha aziz bildiğimiz davamıza
yürekten değil mideden bağlı olanların ve kendini zeki zanneden
ahmakların anlayabileceği bir husus değildir. Bu hain odaklardan
anlamalarını değil, hafıza ve beyinleri yeterse ezberlemelerini
bekliyoruz ki; Ülkü Ocakları tüm teşkilat ve mensuplarıyla birlikte
Bilge Lider Sayın Devlet Bahçeli Bey’in bizatihi tereddütsüz bir
şekilde, sonucu ve bedeli ne olursa olsun, yanında ve emrindedir!
Sağır sultanın bile duyduğu bu gerçeği, basın ve gazetecilik adı
altında fitne tohumları ekenler belleklerine kazımalıdır. Büyük
Türk Bilgini Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’de yer alan 'Söz,
bilerek söylenirse, bilgi sayılır; bilgisizin sözü kendi başını
yer.' ifadesi ve büyük şairimiz Yunus Emre’nin 'Söz ola kese
savaşı, söz ola bitire başı!' dizelerini kavramak, söz söylemenin
adabını bilmeyenlerin nelere sebebiyet vereceklerini
anlayabilmeleri için elzemdir."