29 Mar 2010 14:11
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:11
UĞUR MUMCU'NUN 30 YIL ÖNCE YAZDIĞI RABITA ORTAYA ÇIKTI!..
Cihat fetvalarının yeniden yorumlandığı konferansı organize eden isim tanıdık çıktı. Bakın RABITA neler yapmıştı...
Müslümanları çatışmaya çağıran cihat fetvalarının yeniden yorumlandığı Mardin Konferansının organizasyonunu, 80li yıllarda Avrupada görevli Türk imamlara maaş ödemesi nedeniyle Türkiyede büyük gürültü koparan Suudi kökenli Rabıta Vakfının geçmişteki bir numaralı yöneticisinin yürüttüğü ortaya çıktı.
Konferansın organizatörü olan Londra merkezli Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi (GCRG) Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bin Naseef, Rabıtada da görev yapmaya devam ediyor. Avrupada görevli Türk imamlarını finanse ettiklerini açıklayan Naseef, "Hâlâ Rabıtanın maaş verdiği Türkler var" dedi. Naseefin kariyerinin en önemli duraklarından biri Rabıta El Alam al İslami isimli en büyük İslami sivil toplum örgütü olmuş. Finansmanının büyük bölümünü Suudi Arabistan hükümetinin yaptığı Rabıtanın bir numaralı koltuğu olan Genel Sekreterlik görevini 80li yıllarda iki dönem (10 yıl) yürütmüş. Hâlâ da bazı komitelerinde görev alıyor. Türkiye-Rabıta ilişkilerinde kilit öneme sahip olan Naseef, organizasyonunda etkin rol aldığı Mardin Konferansına katılmak için hafta sonu Türkiyedeydi. AKŞAMa verdiği röportajda Mardin Konferansı girişiminin yanı sıra, yaklaşık 25 yıldır içinde olduğu Rabıta örgütünün amacını ve Türkiye ile ilişkilerini şöyle anlattı:
NEDEN MARDİN?: İslam alimleri Mardini barış, hoşgörü ve birlikte yaşamanın sembolü görür. Birçok dinin doğduğu yer. Ancak buranın adıyla anılan bir fetvanın genç Müslümanlar üzerinde olağanüstü etkisi var. Şimdi biz, ilk doğduğu yerde bu fetvanın gerçek çerçevesini yeniden çizerek, doğrusunun bilinmesini istiyoruz.
FETVA NE DİYOR: İbn Teymiyenin fetvası bazı ülkelerin barış ya da savaş ülkesi kategorisine sokamayacağını, buralarda yönetimlerin tavrına göre pozisyon belirlenmesi gerektiğini anlatır. İslami kuralların katı biçimde uygulanmadığı yönetimlere karşı mücadele edilmesinin yolunu açar.
TERÖRE NASIL ALET OLDU:Bunun yanlış yorumundan binlerce Müslüman genç etkileniyor. Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan Müslümanları hedef alıyor, onları kafirlerle işbirliği yapmakla suçluyorlar. İslam ülkelerinin hükümetleri de ülkelerini dini kurallara uygun yönetmiyorsa o zaman onlarla da savaşılacak demektir. Bu fetvayı ilk kez Mısırda Tekfir ve Cihat örgütü gündeme getirdi. Daha sonra Suudi Arabistanda bazı hükümet binaları ve askeri karargahlar bombalandı. Şimdi de El Kaide fetvayı kullanıyor kullanıyor, cahil gençleri kandırmak için.
BİRLİKTE YAŞAMAYA ALIŞMALIYIZ: Toplantı bildirgesinde insanlara doğru yolu göstereceğiz ve o yoldan gitmelerini isteyeceğiz. Gençler de İslamı bilmeyen kişilerin fetvalarına kanmamalı. Şimdi Mardinde aynı o dönemdeki gibi Müslümanlar da var gayrimüslimler de var. Bir çeşitlilik var. Herkese kafir diyemezsiniz. Birlikte yaşamaya alışmak lazım. Dinimiz doğru ve düzgün öğrenilmeli. Bu tür yanlış yorumlar nedeniyle İslam yanlış tanınıyor.
SOMALİDE KAFİR İLAN EDİLDİK: Bu tür girişimler radikal unsurlardan çok tepki topluyor. Üç hafta önce benzer bir toplantı Somalide yaptık ve bir fetva verdik orayla ilgili. Bizi kafir ilan ettiler ve toplantıya katılan Somalililerin öldürülmesini istediler. Ama biz yolumuzda haklı olduğumuza inanıyoruz. İki ay sonra da Taylanda gidip Budistlerle konuşacağız.
RABITAYI 10 YIL YÖNETTİM: GCRGnin yanı sıra birçok örgütün içindeyim. Rabıtanın 10 yıl Genel Sekreterliğini yaptım. Bu kuruluşların ortak hedefi İslam toplumuna ve gençlere doğru yolun gösterilmesi. İslam ve Hıristiyan dünyasında da akıllı ve sağduyulu düşünen insanların bu yolda birlikte hareket etmesi için çalışıyoruz. Birlikte yaşama fikrini aşılama misyonumu yıllardır yürütüyorum.
SIRA AMERİKAN İMAMLARDA: Başında bulunduğum GCRGde yeni projelerimiz arasında ABDdeki Müslüman cemaatin imamlarını eğitmek var. Onları İngiltereye getireceğiz. İslamın kavgayı, savaşı dışladığını anlatıyoruz. Bir süre önce Kanada ve ABDden 80 imam getirdik. Başkalarını lanetlememeliyiz diye ortak deklarasyona imza attılar. Bunlar çok önemli gelişmeler ve bu tür girişimlerimiz sürecek.
TÜRKİYE İÇİN DE ÇALIŞTIK
Türkiyeye yıllardır gelir giderim. Özal döneminde İslam Konferansı Örgütü, Türkiyenin çağrısı ile Bulgaristandaki Türklerin durumuyla ilgili bir Görev Gücü oluşturdu. Başkanlığını Rabıta adına ben yaptım. Oradaki Türklerin ayrımcılığa uğradığını anlatan raporlar yazdık. Bulgarları zor durumda bıraktı. O dönem Rabıta, dünyanın her yerinde Bulgaristan Türklerine yardım çağrıları yaptı.
Hâlâ Rabıtadan maaş alan Türkler bulunuyor
Çok kişiyi finanse ettik. Hala da Rabıtadan maaş alan Türkler bulunmakta. Mütevelli heyetimizde de İstanbuldan iki Türk var.
MÜSLÜMANLARIN İKİ ZAAFI: Dünyada, Müslümanların iki zaafı vardır. Zaman ve para idaresi. Nereye giderseniz gidin bu ikisini çözemezler. Özellikle de finansal sorunlarını. Biz Rabıta olarak bu konuda oldukça büyük deneyim kazandık.
KURAN GÖNDERDİK: Kuranın Türkçeye, Arnavutça. Makedonca gibi dillere çevrilerek Balkanlar ve Doğu Avrupaya gönderilmesi de tamamen Rabıta tarafından finanse edildi.
SİYASETE BULAŞMADIK: Türkiye ile ilişkilerimizde hiçbir zaman sıkıntı yaşamadık. Hep iyi karşılandık. Tüm Türk liderleri tanıyoruz. Özellikle de Özalı. Ama hepsine karşı nötr kaldık. Siyasete hiç bulaşmadık. Kim gelirse onunla işbirliği yaptık. Bu özelliğimiz sayesinde Rusya ve Çin gibi Komünist yönetimlerde bile faaliyet izni verildi bize.
TEPKİLERE KARŞI SABIR: Türkiyede de başka yerlerde olduğu gibi muhalif kesimler, eleştiriler, yanlış yorumlar yapılmış olabilir. Hepimizin sabırlı olması lazım. Mardindeki fetva konferansına tepkiler olmuyor mu? Oluyor. Ama tüm fikirlerin özgürce söylenebilmesi ve herkesin de kendisini başka fikirlere karşı hoşgörülü olacak biçimde eğitmesi lazım.
Toplantıda İsraile tepki
Mardİnde El-Kaide tarzı örgütlerin eylemlerine meşruiyet kazandırmak için kullandığı cihat fetvasının tartışıldığı "Barış Diyarı Mardin" konferasının dünkü bölümünde İsraile tepki vardı.
CİHADA DEVAM ETSİNLER: Irakın önemli din adamlarından Dr. Ali Karadağlı şöyle konuştu:İsrailin Kudusü başkent ilan etmesi çok üzücü. Müslümanların bu konuda cihatlarını sürdürmesi için ellerinden gelen her türlü fedakarlığı yapmaları konusunda görüş belirtiyorum" dedi
KUDÜSÜ SAVUNACAĞIZ: Suudi Arabistanlı din adamı Nasrri El Suud ise Yahudilerin hırslarının hiç bitmeyeceğini belirterek, "Müslümanlardan Kudüsü savunmaları ve Yahudilerden arındırılması için çabada bulunmalarını istiyoruz" şeklinde konuştu. Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ise "Biz Müslümanlar olarak ilim ve irfan yolunda mücadelemizi hakiki bir şekilde yürütemezsek daha çok sıkıntılar çekeriz. Çok ibret almamız gereken bir hadisedir" dedi.
TÜRK İMAMLARI FİNANSE ETTİK
Naseef "Türkiyedeki bir başka faaliyet alanımız da imamların eğitimi ve Avrupaya gönderilmeleriydi. Yıllarca imam, hatip ve din öğretmenlerinin oralarda finanse edilmelerini sağladık" dedi.
MUMCU YAZMIŞ, KIYAMET KOPMUŞTU
DİYANET İşlerine bağlı olarak Avrupada görev yapan imamların maaşlarının Rabıta tarafından ödendiğinin gazeteci Uğur Mumcu tarafından ortaya çıkarılması, 80li yıllarda büyük tartışmalara neden olmuştu.
PORTRE:
İslam alimlerinden İbn Teymiyenin 700 yıl önce yazdığı Mardin Fetvasının günümüz koşulları altında yeniden yorumlanması için hafta sonu Mardinde düzenlenen uluslararası konferansı Londra merkezli GCRG isimli sivil toplum örgütü organize etti. GCRGnin Yönetim Kurulu Başkanlığını Suudi Arabistan kökenli Abdullah Naseef yönetiyor. 70 yaşındaki Naseef, GCRGnin yanı sıra Dünya Müslümanlar Kongresi ve İslam dini ile ilgili birçok önemli kurum ve sivil toplum örgütünün kurucusu ya da yöneticisi olarak görev yapmış bir isim.
Akşam
Konferansın organizatörü olan Londra merkezli Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi (GCRG) Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bin Naseef, Rabıtada da görev yapmaya devam ediyor. Avrupada görevli Türk imamlarını finanse ettiklerini açıklayan Naseef, "Hâlâ Rabıtanın maaş verdiği Türkler var" dedi. Naseefin kariyerinin en önemli duraklarından biri Rabıta El Alam al İslami isimli en büyük İslami sivil toplum örgütü olmuş. Finansmanının büyük bölümünü Suudi Arabistan hükümetinin yaptığı Rabıtanın bir numaralı koltuğu olan Genel Sekreterlik görevini 80li yıllarda iki dönem (10 yıl) yürütmüş. Hâlâ da bazı komitelerinde görev alıyor. Türkiye-Rabıta ilişkilerinde kilit öneme sahip olan Naseef, organizasyonunda etkin rol aldığı Mardin Konferansına katılmak için hafta sonu Türkiyedeydi. AKŞAMa verdiği röportajda Mardin Konferansı girişiminin yanı sıra, yaklaşık 25 yıldır içinde olduğu Rabıta örgütünün amacını ve Türkiye ile ilişkilerini şöyle anlattı:
NEDEN MARDİN?: İslam alimleri Mardini barış, hoşgörü ve birlikte yaşamanın sembolü görür. Birçok dinin doğduğu yer. Ancak buranın adıyla anılan bir fetvanın genç Müslümanlar üzerinde olağanüstü etkisi var. Şimdi biz, ilk doğduğu yerde bu fetvanın gerçek çerçevesini yeniden çizerek, doğrusunun bilinmesini istiyoruz.
FETVA NE DİYOR: İbn Teymiyenin fetvası bazı ülkelerin barış ya da savaş ülkesi kategorisine sokamayacağını, buralarda yönetimlerin tavrına göre pozisyon belirlenmesi gerektiğini anlatır. İslami kuralların katı biçimde uygulanmadığı yönetimlere karşı mücadele edilmesinin yolunu açar.
TERÖRE NASIL ALET OLDU:Bunun yanlış yorumundan binlerce Müslüman genç etkileniyor. Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan Müslümanları hedef alıyor, onları kafirlerle işbirliği yapmakla suçluyorlar. İslam ülkelerinin hükümetleri de ülkelerini dini kurallara uygun yönetmiyorsa o zaman onlarla da savaşılacak demektir. Bu fetvayı ilk kez Mısırda Tekfir ve Cihat örgütü gündeme getirdi. Daha sonra Suudi Arabistanda bazı hükümet binaları ve askeri karargahlar bombalandı. Şimdi de El Kaide fetvayı kullanıyor kullanıyor, cahil gençleri kandırmak için.
BİRLİKTE YAŞAMAYA ALIŞMALIYIZ: Toplantı bildirgesinde insanlara doğru yolu göstereceğiz ve o yoldan gitmelerini isteyeceğiz. Gençler de İslamı bilmeyen kişilerin fetvalarına kanmamalı. Şimdi Mardinde aynı o dönemdeki gibi Müslümanlar da var gayrimüslimler de var. Bir çeşitlilik var. Herkese kafir diyemezsiniz. Birlikte yaşamaya alışmak lazım. Dinimiz doğru ve düzgün öğrenilmeli. Bu tür yanlış yorumlar nedeniyle İslam yanlış tanınıyor.
SOMALİDE KAFİR İLAN EDİLDİK: Bu tür girişimler radikal unsurlardan çok tepki topluyor. Üç hafta önce benzer bir toplantı Somalide yaptık ve bir fetva verdik orayla ilgili. Bizi kafir ilan ettiler ve toplantıya katılan Somalililerin öldürülmesini istediler. Ama biz yolumuzda haklı olduğumuza inanıyoruz. İki ay sonra da Taylanda gidip Budistlerle konuşacağız.
RABITAYI 10 YIL YÖNETTİM: GCRGnin yanı sıra birçok örgütün içindeyim. Rabıtanın 10 yıl Genel Sekreterliğini yaptım. Bu kuruluşların ortak hedefi İslam toplumuna ve gençlere doğru yolun gösterilmesi. İslam ve Hıristiyan dünyasında da akıllı ve sağduyulu düşünen insanların bu yolda birlikte hareket etmesi için çalışıyoruz. Birlikte yaşama fikrini aşılama misyonumu yıllardır yürütüyorum.
SIRA AMERİKAN İMAMLARDA: Başında bulunduğum GCRGde yeni projelerimiz arasında ABDdeki Müslüman cemaatin imamlarını eğitmek var. Onları İngiltereye getireceğiz. İslamın kavgayı, savaşı dışladığını anlatıyoruz. Bir süre önce Kanada ve ABDden 80 imam getirdik. Başkalarını lanetlememeliyiz diye ortak deklarasyona imza attılar. Bunlar çok önemli gelişmeler ve bu tür girişimlerimiz sürecek.
TÜRKİYE İÇİN DE ÇALIŞTIK
Türkiyeye yıllardır gelir giderim. Özal döneminde İslam Konferansı Örgütü, Türkiyenin çağrısı ile Bulgaristandaki Türklerin durumuyla ilgili bir Görev Gücü oluşturdu. Başkanlığını Rabıta adına ben yaptım. Oradaki Türklerin ayrımcılığa uğradığını anlatan raporlar yazdık. Bulgarları zor durumda bıraktı. O dönem Rabıta, dünyanın her yerinde Bulgaristan Türklerine yardım çağrıları yaptı.
Hâlâ Rabıtadan maaş alan Türkler bulunuyor
Çok kişiyi finanse ettik. Hala da Rabıtadan maaş alan Türkler bulunmakta. Mütevelli heyetimizde de İstanbuldan iki Türk var.
MÜSLÜMANLARIN İKİ ZAAFI: Dünyada, Müslümanların iki zaafı vardır. Zaman ve para idaresi. Nereye giderseniz gidin bu ikisini çözemezler. Özellikle de finansal sorunlarını. Biz Rabıta olarak bu konuda oldukça büyük deneyim kazandık.
KURAN GÖNDERDİK: Kuranın Türkçeye, Arnavutça. Makedonca gibi dillere çevrilerek Balkanlar ve Doğu Avrupaya gönderilmesi de tamamen Rabıta tarafından finanse edildi.
SİYASETE BULAŞMADIK: Türkiye ile ilişkilerimizde hiçbir zaman sıkıntı yaşamadık. Hep iyi karşılandık. Tüm Türk liderleri tanıyoruz. Özellikle de Özalı. Ama hepsine karşı nötr kaldık. Siyasete hiç bulaşmadık. Kim gelirse onunla işbirliği yaptık. Bu özelliğimiz sayesinde Rusya ve Çin gibi Komünist yönetimlerde bile faaliyet izni verildi bize.
TEPKİLERE KARŞI SABIR: Türkiyede de başka yerlerde olduğu gibi muhalif kesimler, eleştiriler, yanlış yorumlar yapılmış olabilir. Hepimizin sabırlı olması lazım. Mardindeki fetva konferansına tepkiler olmuyor mu? Oluyor. Ama tüm fikirlerin özgürce söylenebilmesi ve herkesin de kendisini başka fikirlere karşı hoşgörülü olacak biçimde eğitmesi lazım.
Toplantıda İsraile tepki
Mardİnde El-Kaide tarzı örgütlerin eylemlerine meşruiyet kazandırmak için kullandığı cihat fetvasının tartışıldığı "Barış Diyarı Mardin" konferasının dünkü bölümünde İsraile tepki vardı.
CİHADA DEVAM ETSİNLER: Irakın önemli din adamlarından Dr. Ali Karadağlı şöyle konuştu:İsrailin Kudusü başkent ilan etmesi çok üzücü. Müslümanların bu konuda cihatlarını sürdürmesi için ellerinden gelen her türlü fedakarlığı yapmaları konusunda görüş belirtiyorum" dedi
KUDÜSÜ SAVUNACAĞIZ: Suudi Arabistanlı din adamı Nasrri El Suud ise Yahudilerin hırslarının hiç bitmeyeceğini belirterek, "Müslümanlardan Kudüsü savunmaları ve Yahudilerden arındırılması için çabada bulunmalarını istiyoruz" şeklinde konuştu. Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ise "Biz Müslümanlar olarak ilim ve irfan yolunda mücadelemizi hakiki bir şekilde yürütemezsek daha çok sıkıntılar çekeriz. Çok ibret almamız gereken bir hadisedir" dedi.
TÜRK İMAMLARI FİNANSE ETTİK
Naseef "Türkiyedeki bir başka faaliyet alanımız da imamların eğitimi ve Avrupaya gönderilmeleriydi. Yıllarca imam, hatip ve din öğretmenlerinin oralarda finanse edilmelerini sağladık" dedi.
MUMCU YAZMIŞ, KIYAMET KOPMUŞTU
DİYANET İşlerine bağlı olarak Avrupada görev yapan imamların maaşlarının Rabıta tarafından ödendiğinin gazeteci Uğur Mumcu tarafından ortaya çıkarılması, 80li yıllarda büyük tartışmalara neden olmuştu.
PORTRE:
İslam alimlerinden İbn Teymiyenin 700 yıl önce yazdığı Mardin Fetvasının günümüz koşulları altında yeniden yorumlanması için hafta sonu Mardinde düzenlenen uluslararası konferansı Londra merkezli GCRG isimli sivil toplum örgütü organize etti. GCRGnin Yönetim Kurulu Başkanlığını Suudi Arabistan kökenli Abdullah Naseef yönetiyor. 70 yaşındaki Naseef, GCRGnin yanı sıra Dünya Müslümanlar Kongresi ve İslam dini ile ilgili birçok önemli kurum ve sivil toplum örgütünün kurucusu ya da yöneticisi olarak görev yapmış bir isim.
Akşam