UĞUR MUMCU İLE İLGİLİ BOMBA İDDİA; ARABADA ÖLDÜRÜLMEDİ!
Suikast sonucu öldürülen Gazeteci Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun Yeşil'le ilgili açıklamalarının yankıları devam ediyor.
1993 yılında bombalı tuzakla öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun suikasttan 3 yıl sonra 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın evlerini ziyaret ettiğini açıklaması,tartışmaları da beraberinde getirdi. Dönemin TBMM Uğur Mumcu Cinayeti Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Tevfik Diker, Uğur Mumcu'nun arabasına binmeden uzaktan kumanda ile öldürüldüğü kanaatinde olduğunu söyledi.
Güldal Mumcu'nun yanlış adrese saldırdığını savunan Diker, hala daha eş Mumcu'nun Uğur Mumcu suikastının asıl adresine yönelemediğini üzülerek gördüğünü ifade etti.
RİSKLİ HER ALANDA BEN VARDIM
Konuya ilişkin bir açıklama yapan Diker, 1996-97'nin Türkiye'sini
hatırlamadan komisyonun başarısını anlamanın mümkün olmadığını
kaydetti. Susurluk olayından 28 Şubat'a kadar birçok derin olayın
bu tarihlerde yaşandığına dikkat çeken Diker, "TBMM 20. Dönem Uğur
Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu işte böyle bir konjonktürde
kurulmuştu. Komisyon 31 Ocak 1997'de çalışmalarına başlamıştı.
1997'nin Haziran ayı başında da vazifesini tamamlamıştı. Komisyon
çalışmaları sırasında riskli her alanda ben vardım. Örneğin,
Alaattin Çakıcı'nın Uğur Mumcu'nun katledilişinden bir gün önce
TBMM karşısındaki Büyük Ankara Oteli'ne geldiğini ve aynı zamanda
aynı otelde DYP'li Bakan Prof. Dr. Tansu Çiller'in de ikamet ettiği
bilgisi tarafıma geldiğinde tereddütsüz üstüne gittim. Ne kadar
özverili çalıştığım komisyon raporunda açık seçik mevcuttur. Güldal
Mumcu'yla polemiğe girmek gibi bir düşüncem hiçbir zaman olmadı. Ne
yazık ki Güldal Mumcu'nun kitabındaki bazı iddiaların kamuoyunda
gayet doğal olarak tartışılmasından yazılıp çizilmesinden rahatsız
olduğu anlaşılıyor." dedi.
"GÜLDAL MUMCU, YENİ BİLGİ VE BELGELER IŞIĞINDA MECLİS'TE
ARAŞTIRMAK İÇİN HANGİ GİRİŞİMLERDE BULUNDU"
Mumcu'nun danışmanı aracılığıyla kendisine bir cevap gönderdiğini
dile getiren Diker, şöyle devam etti: "Olayın bir numaralı tarafı
Güldal Mumcu'nun bu kadar önemli bir olayda bizzat kendisi değil de
danışmanını 'Uğur Mumcu Komisyonu Başkan Vekili'ne yani bana
muhatap yapması, hiç de uygun olmamıştır. Sayın Güldal Mumcu'ya
tekrar açık bir biçimde kamu adına soruyorum: 23 ve 24. dönemde
Uğur Mumcu cinayetini TBMM'de yeni bilgi ve belgeler ışığında
araştırmak için hangi girişimlerde bulunmuştur? Mahmut Yıldırım'ın
söylediklerini, kendisinin 'Yeşil' olduğunu bilmeden yani 1996
Mayıs ayında evine geldiğinden itibaren neden yetkililerle
paylaşmamıştır? Aynı şekilde, 1997'de kurulan Uğur Mumcu
Komisyonu'nda da bizlere Mahmut Yıldırım olarak yapılan bu ziyareti
neden anlatmamıştır? Eve gelen şahsın aslında 'Yeşil' olduğunu
sonradan öğrendiğinde, evet komisyon çalışmalarını tamamlamıştı
ancak bu aşamadan itibaren Güldal Mumcu neden kamuoyuna, savcıya
veya başka yetkililere ilgili hususu anlatmamıştır?"
Cinayetin üzerindeki sır perdesini aralamak amacıyla hareket
ettiğini vurgulayan Diker, cinayetle ilgili olarak en başından beri
ve yıllardır süregelen yanlış yönlendirmeyi deşifre etmek
istediğini belirtti.
"HİÇBİR KURUM KOMİSYONA YARDIMCI OLMADI, BİLGİ SAKLANDI,
YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ"
TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyon Başkanı, Başkan
Vekili ve Sözcüsünün TBMM'den tasfiye edildiğini dile getiren
Diker, "Uğur Mumcu, arabaya binmeden öldürüldü. Komisyon olarak
gittiğimiz dönemin MİT Müsteşarı Sönmez Köksal başkanlığındaki bir
heyet bize sunum yaptı. Sunumda Mumcu'yu arabasına binmeden uzaktan
kumanda ile öldürdüler bu kanaatteyim dedim. Hatta o günlerde
Kırşehir yolunda uzaktan kumanda ile bir öldürme olayı vardı.
Basında o olayla ilgili çıkan fotoğrafı gösterdim. Ne hikmetse
olayın başından beri 'Mumcu, arabasına bindi, vitese taktı kontağı
çevirdi ve infilak etti' şeklinde bir resmi tez işlendi ve bu yolda
gerçeği örtmeye yarayan bir 'Misina Hikayesi' ile kamuoyu
oluşturuldu. Böylelikle uzaktan kumanda ile aracın patlatıldığı ve
Uğur Mumcu'nun, daha aracına bile binemeden, aracına binmek üzere
iken, arabasının patlatılmasıyla öldürüldüğü hakikatinden yola
çıkarak olayın arka planına gidebilecek ilk aşama dahi
karartıldı.
Güldal Mumcu'nun, bu gerçeği kitabında ihtimamla vurguluyor
olması çok önemlidir. Komisyona, kasten yardımcı olmadılar. Olayın
gerçekleştiği dönemdeki Ankara Valisi'nin 'Uğur Mumcu'nun Ankara'da
ikamet ettiğini bile bilmiyorduk' demiş olması dikkate ve hayrete
şayandır. Hiç bir kurum komisyona yardımcı olmadı. Aksine bilgi
saklandı. Komisyon aksi yönde yönlendirildi. Bunlara rağmen
komisyon başarılı bir çalışma yaptı. Rapor ortaya koydu."
Diker, "1993'te uzaktan kumanda tekniğini kullanma kabiliyetine
haiz örgütler hangileriydi? Bu soruya da dikkatlice cevap
aranmalıdır." dedi.