06 Mayıs 2019 13:05 Son Güncelleme: 06 Mayıs 2019 13:08

Uğur Mumcu anlatıyor: Kadir Mısıroğlu kimdir?

Yazar Kadir Mısıroğlu, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede 86 yaşında hayatını kaybetti.

Gazeteci Uğur Mumcu, 1993 yılında yayımlanan ‘Rabıta’ adlı kitabında, Mısıroğlu’nun Mustafa Kemal Atatürk aleyhine yalan ve hakaret içeren kitaplarla ne kadar büyük bir servet edindiğini ve ikâmet ettiği Suudi Arabistan’ın desteğiyle bu paranın bir kısmını Avrupa’daki İslamcı örgütlere nasıl aktardığını şöyle anlatmıştı:

Benim aklım hep Dr. Rıza Nur’un anılarında.

Kim dağıtıyor bu kitabı? Ve neden bu kitap “İslâm Gençlik Teşkilâtı Berlin Sancağı” tarafından satılıyor?

Avrupa Millî Görüş Teşkilâtları Genel Sekreteri AH Yüksel’e de aynı soruyu soruyorum:

“Nerede satıldığını bilmiyorum, sizden duyuyorum, bizim teşkilât ile bir ilgileri yok” diyor.

Israr ediyorum:

“İslamcı Gençlik Teşkilâtı, sizlere yakın değil mi?”

“Pek o kadar denetimimiz yok.. Organik bağımız da yok.”

Peki, Haldun Algan’a soruyorum: “Kim dağıtıyor bu kitabı?”

Berlin Mevlânâ Camii Başkanı Mahmut Hoca anlatıyor:

“Bizim cemaat bilmez bile Rıza Nur’un kim olduğunu… Okumaz bile…”

“Okumaz ama satılıyor, kim satıyor, kim basıyor?”

Sonra sır çözülüyor…

Kitap Suudî Arabistan’da basılıp, Avrupa’daki İslamcı örgütlere parasız dağıtılıyor..

Amaç, İslamcı örgütlere gelir sağlamak.

Dört cilt 60 mark.

“Kaç tane geldi?”

“Almanya’ya 30 bin tane geldi.”

30 bini 60 markla çarptım:

1 milyon 800 bin mark..

Bir mark, bugün için resmi kur üzerinden ortalama 420 lira ise yapın hesabı.

756 milyon Türk Lirası.

Yalnızca Dr. Rıza Nur’un kitabından Federal Almanya’deki çeşitli İslamcı örgütlere sağlanan gelîr 756 milyon lira.

Atatürk’le ilgili kitap yalnızca bu değil..

Kısaca “Rabıta örgütü” diye anılan, merkezi Suudî Arabistan’da bulunan “Rabıtatül İslâm” adlı örgütün Ürdün’de bastırıp dağıttığı bir kitap daha var.

Adı “Sanem Adam”

Yani “Put Adam”

Bu kitap da İslamcı örgütlere veriliyor.

Bu kitabı da aradım, ancak bulamadım.

Hollanda’nın Zaandam kenti Ayasofya Camii’nde karşılaştığımız “İslamcı Gençlik Cemiyeti” Başkanı Salih Yüksel, “Put Adam” kitabını okuduğunu söylüyor. Türkiye’de bir bakanın, Rabıta Örgütü’nün merkezine giderek bu kitabın dağıtımının durdurulmasını istediğini de biliyorum.

Demek, Ürdün’de basılan kitap Hollanda’da ve Hollanda gibi Avrupa’nın, Türklerin yoğun olduğu kentlerinde dağıtılıyor.

Peki bu işleri yürütenler kimler? Kimler aracı oluyor? Kim alıyor, kim satıyor bu kitapları?

Kadir Mısıroğlu..

İslâm Federasyonu yöneticileri bu adı veriyorlar..

“O getiriyor, o dağıtıyor.”

Kadir Mısıroğlu deyince bir dakika durup, eski bir dosyaya göz atmak gerekiyor.

Orgeneral Türün ve Kadir Mısıroğlu. Dosya, Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Mahkemesinin 1973/5 karar sayılı dosyası.

Sanık Kadir Mısıroğlu. Eyüp oğlu, 1933’de Saire’den Akçaabat’ta doğma, hukuk fakültesi mezunu.

Mısıroğlu, 1971 yılı başlarında İstanbul’da Milli Türk Talebe Birliği konferans salonunda Atatürk aleyhine yaptığı konuşma nedeniyle kovuşturuluyor.

Devir, sıkıyönetim devridir, sıkıyönetim komutanı da Faik Türün’dür.

Türün’ün emrindeki savcılık, Mısıroğlu’nun şu konuşmasında suç bulmaz ve 11.10.1971 gün ve 296/56 sayı ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir:

“Dini İslama mugayir hareketlerin emrinde kullanılan Mehmetçik sizin emrinizi ifa eder. Paşa olmasına rağmen Mustafa Kemal Paşa’nın oluşunu muhakeme eder aynı Mehmetçik. Hiç merak etmeyin bundan.”

Faik Türün’ün emrindeki savcılık, Mısıroğlu’nun şu sözlerinde de suç öğesi bulamamıştır:

“İnkılâp dünya tarihinde bir defa azametle yapılmıştır. O da kâinatın fahr-i ebedîsinin, bâtılı mutlak bir hâkimiyete mahkûm ederek yaptığı inkılâptır. Yani İslâm inkılâbıdır. Ondan sonra bir daha inkılâp olmamıştır ve olmayacaktır. Eğer olacaksa, vaktiyle 1400 yıl evvel Büyük Peygamberimizin yaptığı inkılâbın devamı mahiyetinde ve onu muvaffakiyetsizliğe uğratmak için aramıza girmiş bulunan bir takım bâtıl molozların kaldırılması nevinden ve yine inşallah bir defa yapılacaktır. İnkılâp bitti. Yüz numaramıza kadar değişti. Yüz numaramız Garbın yüz numarası oldu. Cumamız pazar oldu. Değişmeyen hiç bir şeyimiz kalmadı. Artık tavizi onlar verecektir. Saha inkılâpçılara değil, inkılâp aleyhtarlarına açıktır. Yolunuz açık olsun, gazanız mübarek olsun.”

Saltanatın kaldırılıp, yerine Cumhuriyetin ilânını, halifeliğin kaldırılmasını ve Latin harflerinin kabul edilmesini “dinsizlik” sayan Mısıroğlu’nun bu konuşması hakkında İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Savcılığı’nın verdiği, kovuşturmaya yer olmadığı kararına Orgeneral Türün itiraz etmiyor.

Ancak Millî Savunma Bakanlığı, yasal yetkisini kullanarak. 29 Eylül 1972 gün ve AD: 3773-3-72 sayı ile sıkıyönetim komutanlığı askerî savcılığından kovuşturmaya yer olmadığı kararının kaldırılmasını ister.

Ancak, Türün bu emre uymaz. Havada uçan kuşu komünist sayıp, Ziverbey’de işkence merkezi kuran Türün, bu Atatürk düşmanı hakkında savcılığa emir verip dâva açtırmaz.

Bu bantlardan birkaçı Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı görev bölgesinde ele geçince Komutan Orgeneral İrfan Özaydınlı soruşturma emri verir. Yapılan yargılama sonunda Mısıroğlu ve Mrsıroğlu’nun bantlarını çoğaltıp dinletenler mahkûm olurlar.

Mısıroğlu’nun avukatı İsmail Müftüoğlu, sonradan Adalet Bakanı olur.

Cemalettin Kaplan, konuşmalarında sık sık Dr. Rıza Nur’un anılarından söz ediyor ve bu anıların “Allah tarafından kendisine gönderildiğini” söylüyor. Gönderen Allah değil, Kadir Mısıroğlu’dur.

İslamcı örgütlerin para kaynakları nedir? Bu soru aklımı kurcalıyor. Cemaatten toplanan ödentiler… Bağışlar… Kitap gelirleri…

Kitap gelirlerine Suudi Arabistan’da basılan “Put Adam” ve Rıza Nur’un anılarını da katmak gerekir. Peki başka? Şirketler…

Belçika ve Hollanda’da devletçe yapılan yardımlar… Ve Rabıta Örgütünce yapılan yardımlar…

‘Rabıta Örgütü’nün asıl adı “Rabıtat al-alam ol-İslâm”. Suudi Arabistan’da kurulmuş bir şeriat örgütü.. Amacı “İslâm Enternasyonalizmi”.

İslamcı düşünceyi devlet sistemi olarak bütün İslâm ülkelerinde yaymak.

Belçika’nın başkenti Brüksel’de ‘İslâm Kültür Merkezi’ni finanse eden bu “Rabıta Örgütü”.

Bu merkezin başkanı “Baş İmam” diye anılan Abdullah El Ehdel…

Ehdel, Riyad Üniversitesi’nde “İslâm Hukuku” okuturken bu göreve atanan genç bir öğretim üyesi…

Hem ‘Rabıta Örgütü’nün temsilcisi.. Hem İslâm Kültür Merkezlerinin genel müdürü…

İslamcı örgütlerin ana para kaynaklarından biri “Rabıta Örgütü.” Baş İmamı Ehdel ile Brüksel’de bu konuyu görüşüyoruz.

“1985 yılında 30 milyon Belçika Frank’ı yardım yaptık.”

Yani, 613 milyon 500 bin lira…

Bu yardım camilere, derneklere gidiyor…

Ayrıca, dinsel konularda öğretim yapanlara burslar da veriyor… O ayrı bir fasıl…

İslamcı akımları, çok genel ve kaba çizgiler ile “Tahran” ve “Riyad” diye ikiye ayırırsak, para kaynaklarını da böyle bir ayrım ile açıklamak kolaylaşır.

* * *

Rıza Nur’un anılarını basıp satan ünlü Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu geçen yıl Kopenhag’a gelmiş.. O da kendi adamları ile temas edip gitmiş.

“Mısıroğlu nerede yaşıyor?” sorusuna değişik gruptan İslamcılar aynı yanıtı veriyorlar: “Suudî Arabistan’da. Ancak zaman zaman Federal Almanya’ya, İngiltere’ye, İsviçre’ye gelir gider.”

* * *

Londra’da “46 Goodge Street, W1” adresindeki “Cami Konseyi” bir de küçük yayın organı çıkarıyor. Adı, “An-Nida”.

“An-Nida”, Londra’da “Rabıta Örgütü” eliyle finanse edilen İslamcı kuruluşların toplantı ve seminerleri ile ilgili haberler veriyor. Tabii bir de “Cuma Hutbesi” başlığı altında yazılar yer alıyor burada.

Kadir Mısıroğlu da sık sık Londra’ya gidip geliyor. Bu camiler nasıl satın alınıyor? Bu imamların aylıklarını verenler kimler? Sorular bir yerde düğümlenip kalıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın denetimindeki camilerde imamlara devlet bütçesinden aylık veriliyor? Ya Süleymancıların, Milli Görüşçülerin, Ülkücülerin ve Tebliğcilerin camilerindeki imamların aylıklarını kim ödüyor?

Sorarsanız, yanıt şöyle: Cemaat. Söz gelişi “İslâm Cemiyetleri ve Cemaatleri Federasyonu”, Hollanda’nın Rotterdam kentinde İskender Paşa Camii imamlığı için 1944 Tokat doğumlu Abdullah Arslan’ın aylığını ödüyor.

* * *

Mısıroğlu’nun şu sıralarda, Avrupa’da yaşadığı ve Rıza Nur’un anılarını İslamcı örgütlere parasız olarak verip, bu kitaplardan bu örgütlere yaklaşık 700 milyon Türk lirası gelir sağladığı belirtiliyor.