Uğur Dündar kitabında anlattı: Fahişeler kapılarına neden TRT yazdı?
Usta gazeteci Uğur Dündar'ın yeni kitabı "O Halde Biz Anlatalım" raflardaki yerini aldı.
Dündar yeni kitabında, gerçek olaylardan ve anılarından hareketle,
dünün ve bugünün Türkiyesi'nden kesitler sunuyor.
Uzun yıllar TRT'de çeşitli televizyon programlarına imza atan
Dündar'ın anıları arasında TRT yılları da kendine yer buluyor.
Dündar'ın TRT anıları arasında, ödenekleri yetersiz olduğu için
Beyoğlu'nda ucuz bir otelde konaklamak zorunda kalan TRT ekibinin
yaşadığı trajikomik bir fuhuş baskını bulunuyor.
Dündar o yılları "TRT’nin o ilk yıllarında belki parası yoktu ama
büyük saygınlığı vardı" diyerek özetliyor.
İşte Uğur Dündar'ın kitabındaki "TRT’cilere Fuhuş Baskını!"
başlıklı o bölüm:
"TRT’nin, tek kanaldan siyah-beyaz televizyon yayınına başladığı
70’li yıllar...
O yıllarda kurumun misafirhanesi ve anlaşmalı otelleri yoktu, çünkü
parası yoktu!
Ankara’dan İstanbul’a gelen çekim ekipleri, üç kuruşluk
harcırahlarla günlerce çalışmak zorunda kalıyorlardı.
Komik sayılacak yevmiyelerle hem üç öğün karınlarını doyuruyorlar,
hem de başlarını sokacak bir yer buluyorlardı.
Bu nedenle kalınacak otellerin çok ucuz olması gerekiyordu.
İşte bu koşullarda bir programın çekimi için İstanbul’a giden TRT
Başkameramanı Aytaç Şenel ve yapımcı arkadaşı, o yıllarda
Beyoğlu’ndaki en ucuz otellerin Asmalımescit’te olduğunu
öğrenmişlerdi.
Burada buldukları köhne bir otele yerleşen ekip, çekimin ardından
yorgun argın geldikleri otelde tam derin bir uykuya dalmışlardı ki,
kapılarına inen yumrukların sesiyle yataklarından fırladılar.
Telaşla kapıyı açtıklarında karşılarında ellerinde telsizler, resmi
ve sivil polisleri buldular.
Hızla odaya dalan polisler, dolapları ve yatak altlarını aramaya
başlayınca, Aytaç Şenel korku ve şaşkınlıkla sordu:
“Hayrola memur beyler ne arıyorsunuz?” Polis amiri sert
biriydi:
“Bu bir fuhuş operasyonudur! Kadınlar nerede?”
“Ne fuhuşu amirim? Biz TRT programcılarıyız. İnanmazsanız işte
kimliklerimiz. Kamera ve teknik ekipmanımız da burada...” Amir
kimlikleri inceleyip, kamera ve malzemelere şöyle bir
baktıktan sonra “Kardeşim bu otelde ne işiniz var? Burası fuhuş
otelidir! Sürekli basılır! Bula bula burayı mı buldunuz?” dedi.
Aytaç’ın dudaklarına acı bir tebessüm yayılmıştı.
“Ne yapalım amirim, bizde sizler gibi devlet memuruyuz. Yevmiyemiz
ancak burada konaklamamıza yetiyor. 15 gün kalıp gideceğiz zaten!”
diye cevap verdi.
Aytaç’ın üzgün hali, polis şefini de etkilemiş, sert bakışlarını
yumuşatmıştı.
“Bak kardeşim!” dedi. “Buraya baskınlar devam edecek. O nedenle
siz, bir dosya kâğıdına büyükçe harferle TRT yazıp, kapınıza
yapıştırın. Ekipler operasyon için geldiklerinde sizin TRT’ci
olduğunuzu anlayıp, kapınızı çalmazlar!”
Aytaç hemen bir kağıda kocaman har erle TRT yazıp kapıya
yapıştırdı!
Artık geceleri rahat uyuyorlardı.
Aradan üç-dört gün geçtikten sonra yine bir gece yarısı kapıları
yumruklanmaya başlandı. Aytaç bu kez yangın korkusuyla yatağından
fırlayıp kapıyı açtığında, karşısında yine polisleri buldu!
Odaya dalan polisler sağı-solu aramaya başlayınca Aytaç biraz da
kızgın bir şekilde “Memur beyler! Biz TRT’ciyiz. İşte
kimliklerimiz, işte kameramız... Kapıdaki TRT yazısını görmediniz
herhalde?..” diye sordu.
Polis amiri gülerek dinliyordu. Konuşması bitince kolundan tutarak
koridora çıkardı.
“Gel kardeşim, sana bir şey göstereceğim! Şu kapılara bir bakar
mısın?” dedi.
Aytaç bir de ne görsün! Tüm odaların kapılarına, üzerinde “TRT”
yazan kâğıtlar yapıştırılmamış mı!.. Hatta en dipteki odanın
kir-pas içindeki kapısına rujla “TRT” yazılmış!
Demek ki gecenin o saatinde kâğıt kalem bulamayan kadınlardan biri,
baskından kurtuluşu kapıya rujla TRT yazmakta bulmuştu!..
* * *
Nereden nereye!..
TRT’nin o ilk yıllarında belki parası yoktu ama büyük saygınlığı
vardı.
Bugün aynı TRT birçok kanala, misafirhanelere, anlaşmalı otellere
ve milyarlarca liralık bir bütçeye sahip!
Ama neye yarar!
TRT bu müthiş imkânları, halkın gerçekleri öğrenme hakkı yerine,
AKP’ye hizmet etmek için kullanıyor.
Tüm kanallarda sürekli AKP reklamı yapılıyor!
Bu nedenle saygınlığı hiç yok!
Ama bıktırıcı düzeye varan AKP borazanlığına halkın tepkisi
çok!"