UFUK GÜLDEMİR,KENDİLERİNE "ANZAC" DİYEN İZMİRLİ GAZETECİLERİ YAZDI!..İŞTE GÜLDEMİR'İN KALEMİNDEN DİNÇ BİLGİN,ERGUN BABAHAN,ERDAL ŞAFAK,YILMAZ ÖZDİL,YAVUZ ONURSAL,FATİH ÇEKİRGE,KORCAN KARAR VE ERTUĞRUL ÖZKÖK!..
Habertürk'ün sahibi Ufuk Güldemir,İzmirli gazetecilerin portresini kendi üslubuyla yazdı. Dinç Bilgin: Gazeteci değil, gazeteci bir babanın oğludur.Ertuğrul Özkök: Hem zeki, hem akıllıdır.Yılmaz Özdil: İzmirli olmasa hak ettiği yerlere gelirdi.
Babıâli´nin İzmirli gazetesi SABAH´taki çalkantılar, onu takiben İzmir mitingi, kendilerine neden bilmiyorum "ANZAC" diyen İzmirli gazetecileri bir analize tabii tutmayı zorunlu hale getirdi.
DİNÇ BİLGİN: İzmirli gazetecilerin duayeni olarak hayata koca bir yalanla başlamıştır "Gazeteci Patron". Oysa zekasına hayran olduğum ama aklı hakkında kuşkularım bulunan Dinç bey, tek bir gün ciddi gazetecilik yapmamıştır, gazeteci oğludur, gazeteci değildir. Gazeteci bir babanın ağzında gümüş kaşıkla doğmuş evladıdır.. Önay Bilgin ne kadar gazeteci ise Dinç Bilgin de o kadar gazetecidir. Peki, bu ayıp mıdır, günah mıdır? Hayır değildir. Kendilerine "gazete sanayicisi" deseler daha yerinde olur. Tıpkı Uğur Dündar´ın "araştırmacı soruşturmacı gazeteci " diye işkembe-i kübradan atmak yerine "televizyoncuyum"" demesi kadar isabetli olur. Dinç beyin en büyük özelliği kimseyi bulamasa kendine kazık atabilme yeteneğidir. Mefisto JR, Dinç beyin Selanik´ten uzaktan akrabası olur. Dinç Beyi bence en iyi anlatan cümle "anlaşmalar bozulmak için yapılır" inanışıdır.
ERTUĞRUL ÖZKÖK: Dinç Bey İstanbul nezdindeki İzmir Feldmareşali gözükse de asıl büyük İzmirli Özkök´tür. Dinç Beyin aksine Ertuğrul hem zekidir, hem de akıllıdır. Aklını da rüzgâr sert estiğinde rüzgârın üstünden aşıp gitmesiyle gösterir. Kimisi bunu bir ihanet bir döneklik olarak görür, ben "akıl" olarak görürüm Ertuğrul köşe yazısının ömrünün bir günlük olduğunu bilecek ve bunu önemsemeyecek kadar anlamıştır bu mesleği. Daha da ötesi kariyerden gazeteci olmamasını içime sindirebildiğim tek gazetecidir. Bu da Özkök zekâsıyla mümkün olduğu kadar, evinde Tansu Özkök gibi ` pillar of wisdom" bir eşle mümkün olabilmiştir.
YAVUZ ONURSAL: Adı gibi onurlu bir İzmirlidir. SHOW TV´de iken haber sonunda Menderes için yaptığım bir analizden sonra beni arayarak hıçkıra hıçkıra ağlamasını hiç unutmam. Bu duygusallık tipik bir İzmirli hasleti değildir, mutlaka bir şark kanı karışmıştır bu yürekli adama. Göreceksiniz Sabah´ın bu ara döneminden onuruyla, şerefiyle çıkacaktır.
FATİH ÇEKİRGE: İzmirliliğin tüm genlerine sahiptir. Ama bunun da sakıncası yoktur. Babıâli´de çeşitli gen özelliklerine sahip gazetecilere da ihtiyaç vardır. O kadar İzmirlidir ki, mezarlıklar onun bir daha asla Doğan grubuna dönemeyeceğini düşünenlerle doludur. Habertürk´deki programı da en çok izlenen programlarımızdan biridir.
YILMAZ ÖZDİL: Babıalide en beğendiğim gazetecilerden birisidir. Ama biz şarklı gazetecilerde olan ve İzmirlilerce alay konusu edilen "bağlılık, duygusallık, sadakat" gibi kötü alışkanlıkların hiç birisine sahip değildir. İçimden zaman zaman "keşke bu çocuk Malatyalı, Maraşlı, Gümüşhaneli, Trabzonlu olsaydı" diye zaman zaman geçirmişimdir. Bugün hak ettiği yerde olmamasını ben buna bağlarım.
ERGUN BABAHAN: Zavallı Trakyalı muhacir Ciguli'yi Türk kültür hayatının yozlaşmasının ana sebebi olarak manşet yapınca, birkaç ay sonra da evlerin çatılarındaki zavallı televizyon çanaklarını uçakların düşme sebebi gösterdiği günden beri benim için yarı İzmirli, yarı Haymanalıdır. Fikri vardır ama zikir´i yoktur. Gerçi İzmirli olduğu için hep düzelme imkânı bulabileceğini düşünürdüm, ama SABAH´a tekrar yayın müdürü olmadan önce Turgay Ciner ile aralarındaki duygusal konuşma bende emanette olduğu için "artık bu çocuktan cacık olmaz" "diye düşünmeye başladım. Onu biraz Çağatay Yolda ya da Mithat Bereket gibi yıllardır tep