27 Şub 2011 18:11
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:04
''UCU CHP'YE DOKUNAN ÜÇ TUHAF GAZETECİLİK OLAYI!''
Olaylar vardır, tesadüf olduklarını öğrensek rahatlarız. Tesadüfler vardır, o kadar tuhaftırlar ki!, "Tesadüf mü acaba?" diye kendimize sorarız.
Ucu CHP’ye dokunan tuhaf olaylar
Olaylar vardır, tesadüf olduklarını öğrensek rahatlarız. Tesadüfler vardır, o kadar tuhaftırlar ki, “Tesadüf mü acaba?” diye kendimize sorarız. Tesadüf müdür değil midir anlaşılamayan ama aralarında bir dolu ortak veçhe bulunan tuhaf hadiselerin üst üste gelmesi de bir tesadüf olabilir. Ama olmayabilir de...
Şu son 15 gün içinde yaşanan üç adet olay arasında o kadar çok ortak nokta vardı ki şüphe içimi kemirdi, merak zihnimi kışkırttı ve nihayet dün bu olaylardan sonuncusunun kahramanı olan Ahmet Hakan’ı aradım.
“Çok geçmiş olsun” dedikten sonra sordum:
“Hakkınızda zamanında Cem Uzan’ın açtığı dava yüzünden verilen yakalama emri vardı; gittiniz ifade verdiniz ve yakalama kararı kaldırıldı. Ne kadar zaman geçti bütün bu işler biteli?”
“10 ay oldu...” dedi.
Sonrasında Ahmet Hakan davadan beraat da etmiş ama Ankara’daki gözaltı olayı, hakkındaki yakalama emrinin o gün bu gündür sistemde durduğunu düşündürtüyor ilk bakışta.
Ahmet Hakan son 10 ay içinde birçok normal ve aktif insan gibi defalarca otellerde konaklamış.
Son olarak 10 gün önce İzmir Efes Otel’de...
Hakkındaki yakalama emrine rağmen neden mesela İzmir’de gözaltına alınmamış, ya da daha önce kaldığı diğer otellerde başına gelmemiş bu hadise?
Kendisi anlattı; Ankara’da otelden adam alma uygulaması yaygınmış.
Madem öyle, Ankara’ya bu son 10 ay zarfındaki diğer gelişlerinde polisler neden kapısını çalmamış?
Evet ya, Ahmet Hakan’a gözaltı neden şimdi?
Ahmet Hakan da “Neden şimdi yaptınız?” diye sormuş zaten... Ve 7 Şubat’ta kendisi hakkında bir “yakalama müzekkeresi” daha çıkarıldığını öğrenmiş. Lakin 21 gün önceki bu son müzekkerenin nedenini soran avukatları, adliyeden doğru dürüst bir yanıt alamamışlar.
Hadi Ahmet Hakan eski müzekkereden değil de bu yenisi nedeniyle gözaltına alınmış olsun...
Ahmet Hakan 10 gün önce Efes Otel’deyken İzmir polisi uyumuş ve onu elinden kaçırmış da, bu yeni müzekkerenin infazı tetikteki Ankara polisinin uyanıklığı sayesinde mi mümkün olmuş?
Nereden bilelim?
Neden Ahmet Hakan? Neden şimdi?
Zaten Ahmet Hakan da “Sorunun cevabını gerçekten bilmiyorum. ‘Herkese yapılan sana da yapıldı’ dediklerinde hiçbir şey söyleyemiyorum” diyor.
Ama şunu biliyoruz: Ahmet Hakan Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CNN Türk’teki Tarafsız Bölge programına konuk ettikten birkaç saat sonra gözaltına alındı.
Şimdi gelelim bundan önceki bir başka tuhaf olaya...
Geçen hafta sonu, Milliyet yazarı Nuray Mert, CHP Parti Meclisi üyesi Binnaz Toprak ve Beşiktaş’ın CHP’li Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın Van uçağına verdikleri bavullarının, kendi bilgileri dışında açılarak karıştırılması da en az Ahmet Hakan’ın başına gelenler kadar ilginç.
Mert, Toprak ve Ünal’ın konuyla ilgili olarak yaptıkları şikâyet başvurusunun polisin bu yönde verdiği bilginin aksine, savcılık tarafından işleme alınmamış olduğunu önceki günkü Milliyet’te okudunuz.
Bu üç kişi Van’a neden gidiyorlardı?
CHP tarafından Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla düzenlenen bir “arama konferansı” için...
Üçüncü olayımız da Oda TV’nin sahibi Soner Yalçın’ın tutuklanması.
Akşam gazetesi geçen çarşamba, Soner Yalçın’ın Savcı Zekeriya Öz tarafından yapılan sorgusunun geniş bir özetini yayımladı.
Bir konuda olanlar hariç, Savcı Öz’ün soruları Soner Yalçın’ın geçmişteki mesleki faaliyetleri ve ilişkileriyle ilgili. Bunlar arasında da, “darbe ortamı hazırlanmasına yönelik eylemler ya da bunların desteklenmesine ilişkin”, somut bulgulardan hareketle yöneltilmiş soruların mevcut olmadığını ayrıca vurgulamak gerekiyor.
Savcı Öz’ün Soner Yalçın’a yönelttiği, geleceğe, hem de yakın geleceğe dair tek soru kümesi ise CHP’nin televizyon kanalı projesi hakkında.
Soner Yalçın, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özpolat’la televizyon projesi hakkında görüştüğünü anlatıyor. Görüşmeye Kemal Kılıçdaroğlu’nun aracılık ettiği, CHP Genel Başkanı ile Soner Yalçın arasındaki, dinlemeye takılan 2 Şubat tarihli konuşmadan anlaşılıyor.
Üç olayın üçünde de CHP ve Kılıçdaroğlu ile temas kuran, televizyonda röportaj yapan, toplantısına katılan ya da ortak proje geliştiren gazeteciler mağdur durumda.
Ve nedeni anlaşılamayan yakalama müzekkereleri, akıbeti meçhul şikâyet başvuruları... Kafkaesk durumlar...
Üç olayın bu ortak yönleri içermesinin ve 15 gün gibi kısa bir zaman dilimi içinde peş peşe cereyan etmesinin tamamen tesadüf olduğunu düşünmek istiyor ve bir daha böyle tesadüflerin hiçbir gazetecinin başına gelmemesini diliyorum.
Kadri Gürsel / Milliyet
Olaylar vardır, tesadüf olduklarını öğrensek rahatlarız. Tesadüfler vardır, o kadar tuhaftırlar ki, “Tesadüf mü acaba?” diye kendimize sorarız. Tesadüf müdür değil midir anlaşılamayan ama aralarında bir dolu ortak veçhe bulunan tuhaf hadiselerin üst üste gelmesi de bir tesadüf olabilir. Ama olmayabilir de...
Şu son 15 gün içinde yaşanan üç adet olay arasında o kadar çok ortak nokta vardı ki şüphe içimi kemirdi, merak zihnimi kışkırttı ve nihayet dün bu olaylardan sonuncusunun kahramanı olan Ahmet Hakan’ı aradım.
“Çok geçmiş olsun” dedikten sonra sordum:
“Hakkınızda zamanında Cem Uzan’ın açtığı dava yüzünden verilen yakalama emri vardı; gittiniz ifade verdiniz ve yakalama kararı kaldırıldı. Ne kadar zaman geçti bütün bu işler biteli?”
“10 ay oldu...” dedi.
Sonrasında Ahmet Hakan davadan beraat da etmiş ama Ankara’daki gözaltı olayı, hakkındaki yakalama emrinin o gün bu gündür sistemde durduğunu düşündürtüyor ilk bakışta.
Ahmet Hakan son 10 ay içinde birçok normal ve aktif insan gibi defalarca otellerde konaklamış.
Son olarak 10 gün önce İzmir Efes Otel’de...
Hakkındaki yakalama emrine rağmen neden mesela İzmir’de gözaltına alınmamış, ya da daha önce kaldığı diğer otellerde başına gelmemiş bu hadise?
Kendisi anlattı; Ankara’da otelden adam alma uygulaması yaygınmış.
Madem öyle, Ankara’ya bu son 10 ay zarfındaki diğer gelişlerinde polisler neden kapısını çalmamış?
Evet ya, Ahmet Hakan’a gözaltı neden şimdi?
Ahmet Hakan da “Neden şimdi yaptınız?” diye sormuş zaten... Ve 7 Şubat’ta kendisi hakkında bir “yakalama müzekkeresi” daha çıkarıldığını öğrenmiş. Lakin 21 gün önceki bu son müzekkerenin nedenini soran avukatları, adliyeden doğru dürüst bir yanıt alamamışlar.
Hadi Ahmet Hakan eski müzekkereden değil de bu yenisi nedeniyle gözaltına alınmış olsun...
Ahmet Hakan 10 gün önce Efes Otel’deyken İzmir polisi uyumuş ve onu elinden kaçırmış da, bu yeni müzekkerenin infazı tetikteki Ankara polisinin uyanıklığı sayesinde mi mümkün olmuş?
Nereden bilelim?
Neden Ahmet Hakan? Neden şimdi?
Zaten Ahmet Hakan da “Sorunun cevabını gerçekten bilmiyorum. ‘Herkese yapılan sana da yapıldı’ dediklerinde hiçbir şey söyleyemiyorum” diyor.
Ama şunu biliyoruz: Ahmet Hakan Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CNN Türk’teki Tarafsız Bölge programına konuk ettikten birkaç saat sonra gözaltına alındı.
Şimdi gelelim bundan önceki bir başka tuhaf olaya...
Geçen hafta sonu, Milliyet yazarı Nuray Mert, CHP Parti Meclisi üyesi Binnaz Toprak ve Beşiktaş’ın CHP’li Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın Van uçağına verdikleri bavullarının, kendi bilgileri dışında açılarak karıştırılması da en az Ahmet Hakan’ın başına gelenler kadar ilginç.
Mert, Toprak ve Ünal’ın konuyla ilgili olarak yaptıkları şikâyet başvurusunun polisin bu yönde verdiği bilginin aksine, savcılık tarafından işleme alınmamış olduğunu önceki günkü Milliyet’te okudunuz.
Bu üç kişi Van’a neden gidiyorlardı?
CHP tarafından Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla düzenlenen bir “arama konferansı” için...
Üçüncü olayımız da Oda TV’nin sahibi Soner Yalçın’ın tutuklanması.
Akşam gazetesi geçen çarşamba, Soner Yalçın’ın Savcı Zekeriya Öz tarafından yapılan sorgusunun geniş bir özetini yayımladı.
Bir konuda olanlar hariç, Savcı Öz’ün soruları Soner Yalçın’ın geçmişteki mesleki faaliyetleri ve ilişkileriyle ilgili. Bunlar arasında da, “darbe ortamı hazırlanmasına yönelik eylemler ya da bunların desteklenmesine ilişkin”, somut bulgulardan hareketle yöneltilmiş soruların mevcut olmadığını ayrıca vurgulamak gerekiyor.
Savcı Öz’ün Soner Yalçın’a yönelttiği, geleceğe, hem de yakın geleceğe dair tek soru kümesi ise CHP’nin televizyon kanalı projesi hakkında.
Soner Yalçın, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özpolat’la televizyon projesi hakkında görüştüğünü anlatıyor. Görüşmeye Kemal Kılıçdaroğlu’nun aracılık ettiği, CHP Genel Başkanı ile Soner Yalçın arasındaki, dinlemeye takılan 2 Şubat tarihli konuşmadan anlaşılıyor.
Üç olayın üçünde de CHP ve Kılıçdaroğlu ile temas kuran, televizyonda röportaj yapan, toplantısına katılan ya da ortak proje geliştiren gazeteciler mağdur durumda.
Ve nedeni anlaşılamayan yakalama müzekkereleri, akıbeti meçhul şikâyet başvuruları... Kafkaesk durumlar...
Üç olayın bu ortak yönleri içermesinin ve 15 gün gibi kısa bir zaman dilimi içinde peş peşe cereyan etmesinin tamamen tesadüf olduğunu düşünmek istiyor ve bir daha böyle tesadüflerin hiçbir gazetecinin başına gelmemesini diliyorum.
Kadri Gürsel / Milliyet