Uçak kavgaları bitmek bilmiyor! Bu nasıl bir agresifliktir böyle?

Medyaradar analisti Atilla Akar, son günlerin öne çıkan konusu Uçak kavgalarını gündeme aldı...

Efendim; önceleri Dilan Çıtak (Tatlıses) kızımıza üzülüyor, “Herhalde Tatlıses tarafından ezildi, dışlandı, haksızlığa uğradı” diye biraz da acıyordum. Belki de bir miktar öyledir ama –ne yazık ki- artık bu kanaatim epeyce sarsılmış durumda. Anlaşılan yaşadıklarından en ufak bir ders dahi çıkarmamış. Ne diyeyim? Bu kadar asabiyet bünyeye zarar!..

Ancak nedense son günlerde uçaktaki bu gibi olaylar ve böylesi tipler nedense hiç bitmiyor. Ondan önce de başka bir kişi uçakta olaylar çıkarmış, sonunda polisler kelepçeyi vurmak zorunda kalmışlardı. Bu nasıl bir psikolojidir bilmem. Sadece uçma gerilimi ile açıklanamaz herhalde…

Yalnızca “Öfke Kontrol Problemi” mi?..

Neyse, tekrar Dilan Çıtak’a dönelim. Belki bir yönüyle ciddi “Öfke Kontrol Problemi” mevcut görünse bile anlaşılan onu aşan yanlarda var. Çünkü bir insan bütün bunları yaptıktan sonra “Yaptığımdan utanmıyorum” diyemez, dememeli. Dahası “Ben ne yapıyorum?” diye kendisini sorgulamalı. Kendisini eleştiren insanlara karşı kızgınlıkla cevap yetiştirmeye, “Ego savunması” na kalkışmamalı. Bana kalırsa burada her ne kadar babasına soyadını reddedecek kadar kızgın olsa da bilinçaltında halen “Ben kimin kızıyım biliyor musunuz?” psikolojisi hakim sanki.

Hele de sadece görevini yapan, dünyanın her yanında geçerli havacılık kurallarını hatırlatan hostese hakaretlerde, tehditlerde, saldırıda hiç bulunmamalı. (Hostesinde bir “Emekçi” olduğunu unutuyor! ) Bununla da yetinmiyor havaalanı polisine benzeri küçümseyici ve kibir dolu ifadeler kullanabiliyor. Kısaca bu hanımefendi ne yaptığının farkında bile değil. Yazık ki sakinlik sıfır!..

Uçaklarda Kurallar Her Şeyin Üzerindedir!..

Bende şiddetli bir “Kedi sever” olarak hassasiyetini anlarım ama (Maşallah kedisi de pek tatlı imiş!) burada onu aşan durumlar var gibi. Uçaklarda hayvanlar kontrol altında olacak şekilde ve taşıma kutusunda tutulmak zorunda. Kurallar belirleyicidir. Ancak o uyaran hostesi dinlemeyip, üstüne birde tepki gösteriyor.

Gerilim daha da tırmanıyor. (Ağlayarak yaptığı izahtan pek tatmin olmasam bile haksızlık da etmek istemem. Medya maalesef Dilan Çıtak’ın sonraki 28 dakikalık açıklama videosunun bütünü pek vermemiş. Çıtak, uçaktaki video görüntülerinin öncesinin de olduğunu ancak çekilmediğini, olayın başında kendisine kötü davranıldığını, hakarete uğradığını, uyarı üslubunu çok sert bulduğunu ve bilinçli olarak kışkırtıldığını söylüyor. Oysa belli ki medya tek taraflı “seçmece” yapmış.) Bilemiyorum, belki haklı olduğu yanlarda vardır ancak hostese “Gözündeki lensleri oydurtma bana” deyip üzerine yürümek ne demek? Ya havaalanındaki görevli polise “Böyle üniformana güvenerek hareket etmeyeceksin. Bak, seni burada yerler koçum. Ne olacak, ne olacağını sanıyorsun delikanlı?” demesine ne demeli?

Tabii bu arada Dilan Çıtak’ında iddia ettiği gibi diğerleri de sırf “Ünlü” olduğu için kendisine fazladan yüklenmişlerse de epey “Ayıp” etmiş olurlar doğrusu. Eğer öyleyse onlarda oturup tavırlarını düşünmeli…

Bunlar Davranışı Normalleştirmez!..

Dahası yaptığı hareketi “Benim kedime bunu yapamazsın, başka hiçbir hayvana da bunu yapamazsın. Yaptığımdan asla utanmıyorum. Ben uyuşturucu kullanmadım, alkol almadım, uçağı gasp etmedim! Hırsızlık yapmadım, bu ülkeyi dolandırmadım, açık saçık pozlar verip rezil rüsva olmadım, benim pornom da çıkmadı! Çocuklara tacizde bulunmadım, bir erkek olup bir kadını dövmedim, bir kadını da öldürmedim…” şeklinde meşrulaştırıp, rasyonelleştirmesi kabul edilebilir gibi değil. O zaman herkes her yaptığını, ülkede kötü giden şeyleri bahane ederek normalleştirir, kuralları ihlal etmesine gerekçe yapabilir demektir.

Üstelik konunun bunlarla ne alâkası var? Niye buralara çekmeye çalışıyorsun? Bir yanlış diğer yanlışlara gerekçe olabilir mi? Kimsenin seni bunlarla suçladığı yok ki? Son zamanlarda Türkiye’de birde bu gibi itirazlar türedi. Herkes kendi davranışını sorgulayacak yerde, başkalarının yanlışları üzerinden kendi davranışını meşrulaştırmaya çalışıyor. “Ama o da, onlarda şunu yaptı” yahu konu bu değil, sen önce kendine bak. Ne ilgisi var? Onlara da ayrıca lanet olsun o başka!..

Bir Sakinleş, Otur, Davranışını Bir Düşün İstersen?..

Sonuçta Dilan Çıtak kızımıza samimi tavsiyem şudur. (Hitabımdan dolayı kızmasın ben 65 yaşındayım) İnansın ve samimiyetimden kuşku duymasın. Zannedebileceği gibi bunları ona düşmanlığımdan dolayı söylemiyorum.(Niye düşman olayım ki?) Anlaşılan biraz sarsılmaya ihtiyacın var. Yoksa adın daha böylesi çok olaya karışabilir. Maalesef gerilimli, nahoş, üzücü hatta gereksiz bir durum oluşmuş.

Dolayısıyla bu tip ikazları biraz dikkate alsan iyi olur. Haklıysan bile haksız duruma düşersin. Burnunun dikine gidip, herkese gider yapmak pek hoş değil. Bunu yaşının gençliğine ve yaşadıklarının baskısına vermek istiyorum. Artık bu gibi agresiflikleri nasıl törpülersin, törpülemez misin bilemem. Orası senin bileceğin iş. Lakin bu konuyu oturup biraz düşünsen ve o insanlardan özür dilesen bence çok iyi olur. Gerisini sen bilirsin…

20. 09. 2024