Tutuklu Cumhuriyet avukatı Bülent Utku mahkeme heyetini reddetti!
Cumhuriyet gazetesinin tutuklu avukatı Bülent Utku, hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi heyetini reddetti.
Canan Çoşkun'un Cumhuriyet'te yer alan haberine göre, Utku’nun
avukatı aracılığıyla mahkemeye sunulan dilekçede, dosyadaki somut
gerçeğe aykırı olarak sanıkların kaçma riskinin bulunduğunu iddia
eden heyetin, toplanacak delillerin kuvvetli suç şüphesini
güçlendirme olasılığını dile getirerek, “şüpheden sanık yararlanır”
ilkesini ihlal ettiğini belirtti. Mahkemenin savcılık tarafından
ileri sürülen, hukuken kabul edilemeyecek ve toplumda kaygı, panik
oluşturacak nitelikte delillerin araştırılmasına giriştiğini ifade
eden Utku, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bireysel başvuruları
öncelikli inceleme kararı almasına rağmen mahkemenin ilk duruşmayı
iddianamenin hazırlanma tarihinden 112 gün sonra verdiğini
anımsattı. Mahkemenin hayati sağlık sorunları olan bazı
tutukluların bu durumunu gözetmediğinin de altını çizdi.
İnam bile tutuklu değil
Utku, Fethullah Gülen cemaati üyeliğinden sanık savcı Murat İnam’ın
tutuksuz yargılandığına dikkat çekerek, “Ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası verilmesi istemi ile FETÖ davasında yargılanan savcı
Murat İnam’ın soruşturma dosyasını hazırlayıp önlerine koymasına ve
katalog suçların zirvesinde olan bu suçlamada bile tutuksuz
yargılanmasına gözlerini kapayan ancak dosya sanıklarının tutuklu
yargılanması gerektiğini söyleyebilen kararlara imza atan
hâkimlerin, vicdani delil sistemine göre adil, bağımsız, tarafsız,
seri yargılama yapmalarına olanak yoktur” dedi.
Taraflılığın ilanı
Utku şu ifadeleri kullandı: “Bu dosyada kaçma şüphesinin olduğunu
söylemek adil, bağımsız, tarafsız bir yargılama yapılmayacağının
ilanı anlamına gelir” dedi. Tutuklu İcra Kurulu Başkanımız Akın
Atalay, çizerimiz Musa Kart, yazarımız Kadri Gürsel, avukatımız
Mustafa Kemal Güngör ve yöneticimiz Önder Çelik’in ilk aşamada
gözaltına alınmadıklarını, sonradan kendilerinin polise
gittiklerini anımsatan Utku, muhabirimiz Ahmet Şık’ın tutuklanmadan
önce Yurt Gazetesi’ne ve Halk TV’deki beyanlarında tutuklanacağını
söylediğini, bu durumda bile kaçıp saklanmadan gazetecilik
faaliyetine devam ettiğini kaydetti. Avukat Utku, tutuklama sebebi
sayılan suçlar arasında örgüt üyeliği suçlaması olduğunu
anımsatarak, kendilerine yöneltilen örgüte üye olmaksızın bilerek
isteyerek yardım etme suçunun bu sebepler arasında yer almadığına
dikkat çekti. Bu suçlamanın heyetin yorumuyla tutuklama sebebi
sayılmasının yasanın ihlali anlamına geldiğini dile getirdi.
Suça konu olarak gösterilen haber ve yazıların yargısal denetimden
geçmiş olmaları nedeniyle suçlanmalarına olanak olmadığını
vurgulayan Utku, savcılığın Basın Yasası’na göre dava açma süresi
olan 4 ay içinde suça konu olarak gösterilen haber ve yazılara suç
unsuru görmemiş olacağından dava açmadığını ifade etti. Utku,
mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ’ın basın davalarına bakmakla
görevli İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nden atandığını
anımsatarak, “Basın Yasası’nı en iyi bilenlerden biri iken bu
hususları göz ardı ederek anılan tensip zaptını düzenleyenlerden
olması tarafsızlığını şüpheye düşüren nedenlerden biridir.
Sanıkların tahliye olmaları halinde suç işleyeceklerini ve bu
nedenle de kamu düzeninin bozulacağını söylemek ancak peşinen
gazeteciliğin suç olduğunu kabul etmek anlamına gelir” dedi.
Kaygı ve panik yaratır
Dilekçede, tensip zaptıyla telefon iletişimi kurulan kişilerin FETÖ
soruşturmalarında ByLock kullanıcısı olması nedeniyle bu
soruşturmaların akıbetlerinin sorulmasına karar verildiği
anımsatılarak, “Telefonla aranmak bir kişinin iradesine bağlı
değildir. Telefonla aranan kişi, arayanın FETÖ şüphelisi olduğunu
veya ByLock kullanıcısı olduğunu bilemez” denildi. Bu tür
suçlamaların toplumda iletişimleri nedeniyle haklarında soruşturma
korkusu ve kaygısı uyandıracağına dikkat çekildi. FETÖ üyeliğinden
sanık savcı İnam’ın görevinin devam etmesi nedeniyle telefonla veya
yüz yüze birçok kişi ile iletişim kurduğu belirtilerek, “Savcı,
iletişim kurduğu kişileri, kendisi ile iletişim kurdu diye
suçlayabilir mi” diye soruldu.