30 Tem 2016 15:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:26

Tutuklanan Nazlı Ilıcak'ın ifadesi: 40 yıllık gazeteciyim, iyi niyetimin kurbanı oldum!

Fethullahçı Terör Örgütü'nün medya yapılanmasına ilişkin soruşturmada tutuklanan Nazlı Ilıcak'ın savcılık ifadesi ortaya çıktı.

TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan operasyon kapsamında tutuklanan Nazlı Ilıcak, savcılık ifadesinde "Bu yapın aslında dindar bir yapı olmadığını, mağdur bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm" dedi. "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkes bu yapılanmanın bir terör örgütü olduğunu 15 Temmuz 2016 tarihi ile idrak etti" ifadesini kullanan Ilıcak, "Daha önce bilseydim, ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yaptığım programlarda veya yazılarda bilerek suç işlemedim. Yaptığım iş suç kalıbına uyuyorsa da farkında değilim" diye konuştu.

Hürriyet'in haberine göre; Nazlı Ilıcak'ın ifadesi özetle şöyle:

"Ben darbe mağduru bir insanım. 28 Şubat sürecinde de her zaman mağdur kişilerin yanında durmaya gayret ettim. Benim yukarıda bahsettiği gibi mağdurların yanında olmak gibi bir karakterim olduğu için 17-25 Aralık sonrasında da dindar insanların üzerine insafsızca gidildiği yönünde bir kanaatim oluştu.

"Mağdur olmadıklarını anladım"

Bende şu anda özellikle darbe yapılması, darbe esnasında Genelkurmay Başkanı'na darbeye katılanların Fethullah Gülen ile ilgili görüştürme teklifleri, darbeye karışanlardan çıkan birer dolarlık banknotlar, darbeye karışanların koşulsuz polise ve vatandaşa ateş talimatı vermesi ve meclisin bombalanması gibi hususları gördüğümde, bu insanların aslında mağdur olmadığını anladım.

"Yeni anladım, üzgünüm"

Bende yanıldığımı düşünüyorum. Bu yanın aslında dindar bir yapı olmadığını, mazlum bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm. Ben işimden atılınca nafakamı kazanmak için Bugün TV'de programlara başladım. Bu kuruluşların bir örgütün hedefi doğrultusunda hareket ettiğinden haberim yoktu. 15 Temmuz'dan sonra özellikle Genelkurmay Başkanı'na örgüt mensubu bir askerin Fethullah Gülen ile sizi görüştürelim talebi beni çok sarstı.

"Asker içinde ciddi bir yapılanma olduğunu idrak ettim"

Bu ne biçim bir zihniyet ki koskoca Genelkurmay Başkanı'nı bu şekilde ikna edebileceğini düşünmektedir. Ayrıca bir dolarlar meselesi çıktı. Bununda hakikaten görev dağılımı olabileceğini düşündüm ve asker içinde ciddi bir yapılanma olduğunu idrak ettim. Bu kabul edilemez. Daha önce bu iddialar vardı. Ancak Genelkurmay Adli Müşaviri de bu iddiaları da reddediyordu.

"Herkes 15 Temmuz'da terör örgütü olduğunu idrak etti"

Bunları benim bilmem mümkün değildir. Yanıldığımı bu yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim, ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yaptığım programlarda veya yazılarda bilerek suç işlemedim. Yaptığım iş suç kalıbına uyuyorsa da farkında değilim.

Suç olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkes bu yapılanmanın bir terör örgütü olduğunu 15 Temmuz 2016 tarihi ile idrak etti.

"İyi niyetimin kurbanı oldum"

Herhangi bir kastım yoktur. Ben 40 yıllık gazeteciyim. İyi niyetimin kurbanı oldum. Ben çalıştığım dönemde şu anda yurt dışına kaçmış olduklarını öğrendiğim, daha önce öğrendiğimde de aşırı derecede tepki gösterdiğim Tarık Toros ve Erkan Başyurt gibi çalıştığım kurumda yönetici olan kişiler ile örgütsel bir bağ içerisinde bulunmadım. Kendileri de bana programı ile ilgili herhangi bir telkinde bulunmadılar. Çalıştığım dönemde örgütsel bir faaliyet olduğunun farkında değildim."