"TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE...AMA VELİ KÜÇÜK'TEN ÖTEYE GİTMEZ"!..ŞAMİL TAYYAR'DAN İDDİALI ERGENEKON SÖZLERİ!..
Star yazarı Şamil Tayyar, çetelerle ilgili önemli iddialar ortaya attı. Ergenekon çetesinde Veli Küçük'ten öte gidilemeyeceğini söyleyen Tayyar'ın çete konusunda başka iddiaları da var.
Susurluk Skandalı´nın yaşandığı 1996 yılından sonra çetelerin sayısında azalma olduğu sanılıyordu; ancak durum hiç de öyle değilmiş. Tam tersine Türkiye´de son 10 yılda bugüne kadar olmadığı şekilde çeteler ortaya çıktı, son 5 yılda da tavan yaptı.
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, bugünkü rakamın 60 olduğunu iddia ediyor. Bunların en tepesindeyse Ergenekon var. Geçtiğimiz ay başlayan ve devam eden Ergenekon Operasyonu´nda hükümet, yargı ve askerin birlikte hareket etmesi nedeniyle başarı sağlandığını düşünüyor; ancak şimdilik Veli Küçük´ten ötesine gidilemeyeceğini söylüyor Şamil Tayyar.
2006 yılında Başbakanlık´a imzasız bir mektup ulaşır. Mektupta yazanlar okununca gönderen kişinin yakın tarihlerde emekli olan bir paşa olduğu anlaşılır. AK Parti hükümetine karşı yürütülen psikolojik hareketi satır satır anlatan mektup, önceden beri takip altına alınan `Ergenekon´ örgütlenmesiyle mücadeleyi de tetikler.
Darbe planları, Şemdinli olayları, Rahip Santoro cinayeti, Danıştay saldırısı, Hrant Dink´in öldürülmesi ve Malatya´da işlenen cinayet dahil pek çok işin bu ekip tarafından yapıldığını anlatan Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, bugüne kadar dile getirdiği iddialarını bir kitapta topladı. `Operasyon Ergenekon-Gizli Belgelerle Karanlık İlişkiler´ ismiyle yayınlanacak kitabında bilinenlerin ötesinde iddialar da var. Örneğin Tayyar, Ergenekon örgütlenmesinin bir numaralı ismine bu kitapta yer veriyor. İsmini telaffuz etmiyor; ancak okuyan herkes o ismi ayan beyan görecek. Kendisiyle Timaş Yayınları´ndan 28 Şubat tarihinde çıkacak kitabı üzerine konuştuk.
- Türkiye´de Ergenekon´la ortaya çıkan süreç AK Parti hükümetiyle birlikte başlıyor. Eğer, 2003 yılında yapılan plan, yani komuta kademesinin toplu istifa ederek ülkenin seçime götürülmesi süreci geçerli olsaydı nihai hedef olarak nereye varılacaktı?
- Bu proje karşılık bulsaydı, Türkiye bugün çok farklı bir noktada olurdu. Çünkü, karşılarında geçmişteki örneklerinden çok farklı bir siyasi irade vardır. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir askerî bildiri (27 Nisan) karşısında tavır koyan bu iradenin, o tarihteki pozisyonu, sürecin yönünü tayin edecekti. Seçim kararı alınsaydı ne olurdu? AK Parti bugün olmazdı. AB süreci derin dondurucuya alınırdı. Annan Planı oylanmazdı. Denktaş hâlâ cumhurbaşkanı olabilirdi. Hilmi Özkök görevi bırakabilirdi. Bozulan siyasi istikrar, ekonomik istikrarsızlığa davetiye çıkarırdı. Statüko devam ederdi.
- Sebep sadece AK Parti´nin iktidara gelmesi mi?
- Kuşkusuz tek sebep, AK Parti´nin iktidara gelmesi değil ama önemli nedenlerinden biri. Müesses nizamın, daha önce başlatılan AB reformlarına karşı çıkışını biliyoruz. AK Parti´ye tepki, AB reformlarına verilen önem yüzünden katlanarak artmıştır. Temel hedef, statükonun korunmasıdır.
- Susurluk´tan sonra yeraltına inen çeteler, 2005´ten sonra yeniden ortaya çıktılar. Kimler var bu çeteler içinde?
- Bu çetelerin içinde her kesimden insanlar var. Asker, polis, siyasetçi, medya mensubu, akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, özetle toplum üzerinde nüfuz sahibi, güç kullanma kabiliyeti bulunan her kesimden isimler var. Büyük operasyonlarda işbirliği yapabilmekte veya başka çöplüklere dalmama konusunda aralarında zımni bir mutabakat sağlayabilmektedirler.
- Hangi alanlarda faaliyet gösteriyorlar peki?
- Uyuşturucu kaçakçılığ