TÜRKİYE'Yİ SARSAN UTANÇ DAVASINDA 25 SANIĞA HAPİS!
Mardin'de 10 yıldır devam eden ve kamuoyunda utanç davası olarak bilinen N.Ç. davası, Yargıtay'ın bozma kararından sonra yeniden görüldü.
Bugünkü duruşmada 25 sanığa 5 ile 9 yıl arasında değişen hapis
cezaları verildi. Cezaların N.Ç.’nin rızası olduğu gerekçesiyle alt
sınırdan verildiği belirtildi.
Mardin’de N.Ç. adlı kızın 2002 yılında 13 yaşındayken 24 kişinin
tecavüzüne uğraması nedeniyle açılan ve 10 yılda yerel mahkemenin
verdiği kararı, Yargıtay kısmi olarak bozdu. Bu nedenle Mardin
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen davaya bugün devam
edildi. 5’i tutuklu 25 sanıktan hiç birinin bulunmadığı duruşmada,
N.Ç.’nin avukatlarından Erdal Kuzu, Şeyma Ürper Gökçe ile sanık
avukatları katıldı. Duruşma, N.Ç’nin yaşının olay tarihinde küçük
olması nedeniyle gizli oturumla yapıldı.
RIZASI VAR DİYE CEZALAR ALT SINIRDAN VERİLDİ
Duruşmada, N.Ç.’ye tecavüz etmek ve pazarlamak suçlarından
yargılanan tutuklu ve tutuksuz toplam 25 sanığa 5 ile 9 yıl
arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezaların N.Ç’nin rızası
olduğu gerekçesiyle alt sınırdan verildiği belirtildi.
Duruşmanın ardından gazetecilere açıklama yapan N.Ç’nin
avukatlarından İHD Mardin Şube Başkanı Erdal Kuzu, 10 yıldır devam
eden yargılamanın nihayet bittiğini söyledi. Kuzu, şunları
söyledi:
"Hem müvekkilimiz açısından sevindirici, kendisi açısından da artık
bir mağduriyet haline gelen yargılamanın bitmesinden eminim
seviniyordur. Ama bir yandan da hala küçük yaştaki çocuktaki
rızanın var olduğunu kabul ederek bunun üzerinden bir hüküm
verilmesi üzücü. Mahkeme verdiği kararda nispeten daha olumlu bir
karar verdiğini düşünüyoruz. Cezaları artırma yoluna gitti, bu
anlamda nispeten eski kararlara göre daha olumlu bir karar. Fakat
üzücü tarafı da yine altını çizerek söylüyorum. Küçük bir çocuğa
yapılan bu muamelede küçük çocuğun rızasını var olduğunu kabul
etmesi bize göre kabul edilmez bir durumdur. Buradaki yargılamadan
mesai niteliğinde, sembol niteliğinde bir kararın çıkmasını
bekliyorduk. Açık kabul etmek gerekir ki bütün kadına bakış
açıcısının, toplumun genelindeki bakış açısının, bu mahkeme
kararına da yansımış olduğunu gördük. Şunu soruyoruz. Mahkeme
rızayı kabul etti ama Türkiye kamuoyuna Türkiye vicdanına şunu
soruyoruz. 15 yaşından küçük bir çocukta rıza olur mu? Bunun
değerlendirmesini Türkiye toplumu yapacaktır. Dediğim gibi bir
yandan sevindirici ağır aksak hiç yürümeyen, hatta adil yargımla
ilkelerini helal eden bir yargılama karşı karşıya kaldık. Bir
yandan da buradan bir cezanın çıkması sevindirici. Ama şu bir
gerçek kamu vicdanını tatmin etmeyen müvekkillerin adalet arayışını
karşılamayan bir karadır. Umarım bundan sonra benzer vakalarda
davalarda daha cesaretli çok daha tatmin edici, kararla verir.
Türkiye toplumu yakından takip ediyordu bu davayı. Bu anlamda yine
vicdanlar biraz yaralandı. Çünkü tarihin hiçbir evresinde sanığın
hiçbir noktasında küçük bir çocukta rızanın olduğu kabul edilemez.
Bu anlamda mahkeme kararı eleştiriye açık.Bizlerde temyiz
haklarımızı tekrar kullanacağız."
CEZALAR ESKİ KARARA GÖRE ARTIRILDI
Avukat kuzu, sanıkların cezaların 414/1. maddesi gereği alt
sınırdan verildiğini belirterek, "5 yıl üzerinden ortalama 5 ile 9
yıl arasında değişen cezalar verdi. 26 sanıktan birinin davası
düşürüldü. Diğer sanıklardan bazılara artırıma gidilerek 5 ile 9
yıl arasında cezalar verildi. Davayı mağdur N.Ç.’de yakından takip
ediyor. Kararı kendisine ileteceğiz" dedi.
N.Ç’nin avukatlarından Şeyma Ürper Gökçe, davanın zaman aşımına
uğramaması için duruşmanın karara bağlanması için büyük uğraş
verdiklerini söyledi. Gökçe, "Tarihi bir dava oluşu sebebiyle de
emsal teşkil edecek bir karar beklediğimizi, heyete özelikle
belirtmiştik. Verilecek olan bu karar Türkiye’de 18 yaş altındaki
bütün çocukların korunması için emsal teşkil edilecekti. Ancak
burada verilen karar ne bizi, ne de kamuoyu vicdanını tatmin edecek
bir karar değildir. Sadece Yargıtay’ın bozma kararına karşılık bir
artırıma gidildi. Müvekkilim artık psikolojik anlamda daha fazla
etkilenmemesi için, ırgalanmaması üzülmemesi için davanın
bitirilmesi, karar bağlanması sevindirici tek yandır. Tarihi bir
dava oluş sebebi ile takdiri kamuoyuna bırakıyoruz. Davanın kararı
hem kararı vereni, hem de sanıkların vicdanını sorgulayacaktır.
Karara yapılabilecek bir itirazda Yargıtay’da bozuma gidilmesi
ihtimali de var."
OLAY NASIL OLMUŞTU?
Kamuoyunda, ’Utanç davası’ olarak bilinen olay, 2002 yılında
Mardin’de meydana geldi. O tarihlerde 13 yaşında olan N.Ç, iki
kadın tarafından para karşılığı erkeklere pazarlandı. Aralarında
Kaymakamlık yazı işleri müdürü ve bir yüzbaşının da bulunduğu 24
kişi N.Ç ile ilişkiye girdi. Olayın duyulması üzerine N.Ç ile
ilişkiye girenler ve küçük kızı pazarlayan iki kadın hakkında dava
açıldı. Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, yaklaşık 10 yıl süren
yargılama sonunda 24 sanığa alt sınırdan 5 yıl ceza verdi ve iyi
hal indirimiyle 4 yıl 2 ay-4 yıl 10 aya indirdi. N.Ç’yi erkeklere
pazarlamaktan yargılanan 2 kadına ise 9’ar yıl hapis cezası
verilmişti. Yargıtay, yerel mahkemenin kararını kısmı bozarak,
yeniden görülmesi için dosyaya Mardin Ağır Ceza Mahkemesi’ne
göndermişti.
DHA