06 Şub 2010 11:49 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:04

TÜRKİYE'Yİ İŞGAL EDEN DÜŞMAN ORDUSU KİM? EMİN ÇÖLAŞAN AÇIKLADI!..

Ülkemizde bir düşman ordusu var. Bu ordu Türkiye'yi ele geçirmiş, hatta işgal etmiş... Ve hiçbirimiz farkında bile olmamışız!


ÜLKEMİZDE bir düşman ordusu (!) var. Bu ordu Türkiye'yi ele geçirmiş, hatta işgal etmiş... Ve hiçbirimiz farkında bile olmamışız! Şimdi Tayyip iktidarı bu gerçeği gördü ve düşman ordusunun üzerine başarıyla gidiyor. Söylediklerine göre bu ordu yakında yere serilecek, imha edilecek!


Bunun için bütün planlar hazır. Meclisteki kelle çoğunluğu, Tayyip'in askerleri emir bekliyor. Bu yolla "demokratik" olacağız ve Allah'ın izniyle, ülkemizi bugüne kadar işgal altında tutan bu düşman ordusunu elbirliği ile yok edecekler.


Süreç çoktan başladı! Bu silahlı gücün kuvvet komutanları, generalleri, albayları, teğmenleri ve astsubayları gözaltına alındı, tutuklandı. Evleri ve işyerleri polis tarafından basıldı. Dahası var, askeri garnizonlar, kozmik odalar bile basıldı.


Ama bu da yetmiyor. Bu orduyu iyice sindirmek gerektiği AKP döneminde anlaşıldığından, devreye bunların işbirlikçi, muhbir, yağcı ve yalaka medyası bütün hızıyla sokuldu.


Plan çok iyi uygulanıyor! Dost ve müttefik ABD ve AB ülkeleri göndüler ki, bu işgal ordusu ülkemizde var olduğu sürece "demokratikleşme" olmayacak. İnceden inceye hazırlanmış direktiflerini gönderdiler ve düşman ordusunu yok etme planlan titiz çabalarla, adım adım devreye sokuldu.


Söz konusu orduya karşı psikolojik savaş yöntemleri medya eliyle tezgahlandı. Hakaret, aşağılama ve alayların bini bir paraya gitti ve gidiyor. Böylece görüldü ki, bizi ele geçirmiş olan bu ordu tepki veremiyor... Ve işin bitirilmesi yakındır!


Düşman ordusunun başındakiler bu uygulamaları sineye çektiler, "Hukuk yoluna başvuruyoruz, daha ne yapalım" dediler! Bazdan onlara seslendi: "Paşam, böylesine bir psikolojik savaşta hukuk pek işe yaramaz" dedilerse de, o sözler dikkate alınmadı.


Düşman ordusuna toplumsal olaylara müdahale yetkisi veren EMASYA protokolü önceki gün başarıyla iptal edildi.


TBMM'nin koruması düşman ordusundan alınıp polislere verildi.


* * *


Ötesi adım adım gelecek ve ülkemizi işgal eden bu ordu piyasadan silinecek. Bunları düşünürken kafamda bir soru işareti çaktı! Çankaya'da, Mustafa Kemal Atatürk'ün makamında oturan AKP'liyi ve onun makamını kim koruyor? Muhafız Alayı. Bu seçkin birlik kimlerden oluşuyor? Düşman ordusunun subay, astsubay ve erlerinden.


O halde bu askeri birliği oradan derhal çekmeli ve Çankaya'da oturmakta olan şahsın korunması da, aynen TBMM'de olduğu gibi polise devredilmeli! Allah korusun, memleketin tepesine yükselmiş en değerli bir evladı bunlara emanet edilir mi?


* * *


Ülkemizi işgal altında tutan bu ordunun tamamen temizlenip imha edilmesi ve piyasadan çekilmesinin sağlanması, elbette kolay değil. O nedenle, bir süre sonra mutlaka ve mutlaka yeni, taze, güncel darbe ve suikast planları yalaka medyaya servis edilmeli. Bu da yetmez. Toprağa gömülmüş yeni silahlar ortaya çıkarılmalı. İşgal ordusunun öldürdüğü vatandaşların toplu mezarları yapılacak kazılarla mutlaka bulunmalı. Eğer bulunamazsa, toplu mezarlar olduğu iddiaları sürekli gündemde tutulmalı.


Belli kimselerin, örneğin Bülent A. isimli şahsın evinin önünden geçmekte olan asker sivil kim varsa tutuklanıp hesabı fena halde sorulmalı, onlara kağıt yutturulmalı, Bülent'i mutlaka medyanın önüne yeniden çıkarıp "Beni öldüreceklerdi" diye duygu sömürüsü yapması ve ağlaşması sağlanmalıdır.


Tayyip mayyip iktidarını devirme konusunda hazırlanmış yeni ıslak imzalı belgeler üretilmeli, askeri birlikler sürekli basılmalı ve aramaya tabi tutulmalıdır.


Adı üzerinde, düşman ordusu bu! Şakaya gelmez. Nasıl olsa her şeyi sineye çekiyor.


Birinci Ordu'nun Balyoz darbe planı ortaya çıktı! Benim tahminim, bu düşman ordusuna bağlı İkinci Ordu, Üçüncü Ordu, Ege Ordusu gibi kuruluşların da mutlaka darbe planlan vardı. İsimleri çekiç, testere, tornavida, keser olabilir. Bunların da tek tek bulunup yandaş-yalaka-muhbir iktidar medyasına servis edilmesi gerekir ki, işgal ordusunun ipliği pazara tam çıksın.


Ancak, burada bu servis hizmetini sunan ilgili ve yetkili makamlardan bir istirhamım var:


Bu yandaş-yalaka-emir kulu AKP-Fethullah medyasına bazen haksızlık yapılıyor. Bu darbe ve suikast tezgahlarının, bunların gazete ve televizyonlarına dengeli biçimde servis edilmesi gerekir. Bu iş belli bir sıraya sokulsun ve hepsine eşit davranılsın. Sonra yakınıyorlar ve "Sırada biz varız ama çoğunu öteki malum gazeteye veriyorlar, bize sıra çok az geliyor" diye ağlaşıyorlar. Ben bunları duyunca çok üzülüyorum!


* * *


Evet, düşman ordusu iktidarımız sayesinde nakavt ediliyor, yere seriliyor, susturuluyor. Bu ordunun başındakiler "Biz hakkımızı hukuk yoluyla arıyoruz" diyorlar! Bazıları da onlara ister istemez "Daha çook beklersiniz" diyor.


Ülkemizi işgal altında tutan düşman ordusunun komutanı geçen gün Tayyip'in örtülü kansının GATA'ya alınmaması konusunda "Keşke olmasaydı" dedi. Bay Bülent A. dün lafı gediğine oturttu:


"Keşke olmasaydı mı, o ne? Benim bildiğim, o bir televizyon programı!"


Evet sevgili okuyucularım, evet!..


Düşman ordusu bunca hakaretin, alayın, yalanın etkisiyle yıldı, pes etti. Bindiğim taksinin şoförünün deyişiyle "Hadım edildi."


Muharebeyi şimdilik kazandılar, düşman ordusunu sindirdiler! O şimdi gitsin, hakkını hukuk yoluyla arayadursun.


Peki bu kirli mücadele, baskınlar, psikolojik saldırılar, alay ve hakaretler devam edecek mi? Ederse kesin zafer kimin olacak? Onu da zaman gösterecek.


Emin Çölaşan/SÖZCÜ