17 Haz 2015 22:11
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:40
Türkiye’yi en büyük katliamdan kurtaran sunucu konuştu: ’İyi ki yalan söyledim’
Diyarbakır'daki bombalı saldırıda sahnede sunuculuk yapan Kanivar, "Şayet bomba kelimesi hoparlörlerden duyulsaydı, binlerce insan birbirini ezecekti." dedi.
Diyarbakır'da, HDP'nin düzenlediği ve 4 kişinin öldüğü bombalı saldırı sırasında sahnede sunuculuk yapan ve 'trafo patladı' diyerek kalabalığı sakinleştirip, facianın boyutunun büyümesini önleyen Şerko Kanivar, "Şayet mikrofondan bir kelime, yani bomba kelimesi hoparlörlerden duyulsaydı, binlerce insan birbirini ezecekti." dedi.
O GÜN YAŞANANLARI ANLATTI
Diyarbakır'da HDP'nin 5 Haziran mitinginde patlayan ve 4 kişinin ölümü 100'den fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırı sırasında soğukkanlılığı ve patlamayı kalabalığa, "Trafo patlaması" diyerek duyaran sunucu Şerko Kanivar, o gün yaşananları DHA muhabirine anlattı. Matematik öğretmeni olan ancak atanamadığı için Büyükşehir Belediyesi Aram Tigran Konservatuvarı'nda müzik eğitmenliği yapan Kanivar, trafonun önündeki patlamadan önce İmam Hatip yurdunun yanındaki bir çöp kutusunda patlama meydana geldiğini, bunun çöp kutusu olduğunu sonradan öğrendiğini belirtti.
"İNSANLAR PANİKLEMESİN DİYE GEÇİŞTİRMEYE ÇALIŞTIM"
Konivar şöyle konuştu:
"İlk saniyelerde gençlerin elindeki havai fişeklerin yerde patladığını sandım. Ama patlamanın yarattığı basınç ile bir çember oluştu. O çemberi görünce 'bu kesin bombadır' dedim. Ama insanlar paniklemesin diye geçiştirmeye çalıştım. Çünkü, insanlar çok sıkışıktı. Küçük bir panikte birbirlerini ezmeleri, binlerce insanın ölmesine neden olacaktı. Onu geçiştirdik, insanlar el hareketi yapıyorlardı yaralılar var diye. Oraya anons yapıp görevli yönlendirdim sadece. Konuşmama devam ettim. Ama bir yandan ikinci patlama ile 50 saniyelik bir süre var ikinci patlamanın arasında, şeyin hissini yaşıyorum. Acaba bir bomba daha patlayacak mı, bir patlama daha olursa bu kadar insan nereye gidecek. Bunların hesaplamasını yapıp bir taraftan konuşurken burada trafonun önünde şiddetli alevli dumanlı ikinci patlama oldu."
"TRAFO OLMADIĞINI ANLADIM"
Sunucu Şerko Kanivar, ikinci patlamanın gerçekleştiği trafonun sahnenin tam karşısında olduğunu ifade ederek, "Patlamayı görür görmez ilk söylediğim kelime 'ambulans' kelimesi oldu. Çünkü, bir önceki patlamayı da düşünüyorum bir önceki patlamada yaralılar var, insanlar elleriyle işaretlerle yaralılar olduğunu belirtiyorlar. Ambulans, koridor ve insanların birbirini ezmemesi için üst üste sık sık uyarılar yaptık. İlk başta trafo patlaması olduğunu söylemedim. Bunun birkaç saniyede düşünürsünüz ya. Trafonun üzerinde insanların olduğunu gördükten sonra trafo patlaması olmadığını anladım. Kesinlikle bir bomba. Ama orada 'bomba değil' kelimesini bile sarf etmek yüz binlerce insanın toplandığı bir mitingde binlerce insanın birbirini ezmesi demekti. Çünkü ilk patlamadan sonra sahne önüne doğru bir akın olmaya çalıştı. Bizim uyarılarımız ve halkın sağ duyusu ile hemen koridor açıldı ve binlerce insanın ölümünün önüne geçildi diyebilirim." dedi.
"İNSANLARIN BOMBA KELİMESİNİ DUYMALARI YETERLİ OLACAKTI"
Patlamadan sonra kalabalığın içinden gelip sahneye çıkan bazı gençlerin ısrar ile "Bütün çöp kutularının içinde bomba var" demelerini istediğini söyleyen sunucu Kanivar, şöyle devam etti: "Israr ile mikrofonu elimden alıp her yerde bomba var, kaçın demek isteyenler insanlar vardı. Bir genç mikrofonu elimden kaptı ben hemen ses teknisyeninden mikrofonun sesini kapattım ve görevli arkadaşlarımız hemen müdahale edip mikrofonu aldılar. Şayet bomba değil deseydik te insanlar birbirini ezecekti. Çünkü insanların o kalabalıkta bomba kelimesini duymaları yeterli olacaktı. Eğer biz ve sahnedeki partili arkadaşlarımız disiplinli davranmasaydık çok farklı şeyler olabilirdi. Örgütlü bir halk vardı ve bizi dinlediler. Ambalans yetişmeden insanlar koridor açıp yaralıları taşıdılar. Evet bomba olduğunu biliyorsunuz ama ısrar ile trafo olduğunu bağırıyorum, trafodur sakin olun diyorum. Ama insanlar sahnenin dibinde ne trafosu ne trafosu diye bağırıyorlar. Bir yandan insanlara yalan söyleyerek yanlış bir şey mi yapıyorum diyorum. Ama hayır iyi ki trafodur dedik, iyi ki insanlara panik olmayın dedik, yoksa binlerce insan ölecekti. Mikrofonu almak isteyen yüzü yarı kapalı bir genç oldu ve aldı da. Mikrofonu elimden zorla alarak beni itti. Görevli arkadaşlara söylerdim ve onun üstüne çullandılar. Mikrofonu ağzından uzak tutun dedim. Hemen ses görevlisine ulaştım ve sesi kapatmasını söyledim ve mikrofonu elime alıncaya kadar sesi bir daha açtırmadım. Şayet mikrofondan bir kelime yani bomba kelimesi hoparlörlerden duyulsaydı binlerce insan birbirini ezecekti."
O GÜN YAŞANANLARI ANLATTI
Diyarbakır'da HDP'nin 5 Haziran mitinginde patlayan ve 4 kişinin ölümü 100'den fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırı sırasında soğukkanlılığı ve patlamayı kalabalığa, "Trafo patlaması" diyerek duyaran sunucu Şerko Kanivar, o gün yaşananları DHA muhabirine anlattı. Matematik öğretmeni olan ancak atanamadığı için Büyükşehir Belediyesi Aram Tigran Konservatuvarı'nda müzik eğitmenliği yapan Kanivar, trafonun önündeki patlamadan önce İmam Hatip yurdunun yanındaki bir çöp kutusunda patlama meydana geldiğini, bunun çöp kutusu olduğunu sonradan öğrendiğini belirtti.
"İNSANLAR PANİKLEMESİN DİYE GEÇİŞTİRMEYE ÇALIŞTIM"
Konivar şöyle konuştu:
"İlk saniyelerde gençlerin elindeki havai fişeklerin yerde patladığını sandım. Ama patlamanın yarattığı basınç ile bir çember oluştu. O çemberi görünce 'bu kesin bombadır' dedim. Ama insanlar paniklemesin diye geçiştirmeye çalıştım. Çünkü, insanlar çok sıkışıktı. Küçük bir panikte birbirlerini ezmeleri, binlerce insanın ölmesine neden olacaktı. Onu geçiştirdik, insanlar el hareketi yapıyorlardı yaralılar var diye. Oraya anons yapıp görevli yönlendirdim sadece. Konuşmama devam ettim. Ama bir yandan ikinci patlama ile 50 saniyelik bir süre var ikinci patlamanın arasında, şeyin hissini yaşıyorum. Acaba bir bomba daha patlayacak mı, bir patlama daha olursa bu kadar insan nereye gidecek. Bunların hesaplamasını yapıp bir taraftan konuşurken burada trafonun önünde şiddetli alevli dumanlı ikinci patlama oldu."
"TRAFO OLMADIĞINI ANLADIM"
Sunucu Şerko Kanivar, ikinci patlamanın gerçekleştiği trafonun sahnenin tam karşısında olduğunu ifade ederek, "Patlamayı görür görmez ilk söylediğim kelime 'ambulans' kelimesi oldu. Çünkü, bir önceki patlamayı da düşünüyorum bir önceki patlamada yaralılar var, insanlar elleriyle işaretlerle yaralılar olduğunu belirtiyorlar. Ambulans, koridor ve insanların birbirini ezmemesi için üst üste sık sık uyarılar yaptık. İlk başta trafo patlaması olduğunu söylemedim. Bunun birkaç saniyede düşünürsünüz ya. Trafonun üzerinde insanların olduğunu gördükten sonra trafo patlaması olmadığını anladım. Kesinlikle bir bomba. Ama orada 'bomba değil' kelimesini bile sarf etmek yüz binlerce insanın toplandığı bir mitingde binlerce insanın birbirini ezmesi demekti. Çünkü ilk patlamadan sonra sahne önüne doğru bir akın olmaya çalıştı. Bizim uyarılarımız ve halkın sağ duyusu ile hemen koridor açıldı ve binlerce insanın ölümünün önüne geçildi diyebilirim." dedi.
"İNSANLARIN BOMBA KELİMESİNİ DUYMALARI YETERLİ OLACAKTI"
Patlamadan sonra kalabalığın içinden gelip sahneye çıkan bazı gençlerin ısrar ile "Bütün çöp kutularının içinde bomba var" demelerini istediğini söyleyen sunucu Kanivar, şöyle devam etti: "Israr ile mikrofonu elimden alıp her yerde bomba var, kaçın demek isteyenler insanlar vardı. Bir genç mikrofonu elimden kaptı ben hemen ses teknisyeninden mikrofonun sesini kapattım ve görevli arkadaşlarımız hemen müdahale edip mikrofonu aldılar. Şayet bomba değil deseydik te insanlar birbirini ezecekti. Çünkü insanların o kalabalıkta bomba kelimesini duymaları yeterli olacaktı. Eğer biz ve sahnedeki partili arkadaşlarımız disiplinli davranmasaydık çok farklı şeyler olabilirdi. Örgütlü bir halk vardı ve bizi dinlediler. Ambalans yetişmeden insanlar koridor açıp yaralıları taşıdılar. Evet bomba olduğunu biliyorsunuz ama ısrar ile trafo olduğunu bağırıyorum, trafodur sakin olun diyorum. Ama insanlar sahnenin dibinde ne trafosu ne trafosu diye bağırıyorlar. Bir yandan insanlara yalan söyleyerek yanlış bir şey mi yapıyorum diyorum. Ama hayır iyi ki trafodur dedik, iyi ki insanlara panik olmayın dedik, yoksa binlerce insan ölecekti. Mikrofonu almak isteyen yüzü yarı kapalı bir genç oldu ve aldı da. Mikrofonu elimden zorla alarak beni itti. Görevli arkadaşlara söylerdim ve onun üstüne çullandılar. Mikrofonu ağzından uzak tutun dedim. Hemen ses görevlisine ulaştım ve sesi kapatmasını söyledim ve mikrofonu elime alıncaya kadar sesi bir daha açtırmadım. Şayet mikrofondan bir kelime yani bomba kelimesi hoparlörlerden duyulsaydı binlerce insan birbirini ezecekti."