12 Mayıs 2023 23:52 Son Güncelleme: 13 Mayıs 2023 09:38

Türkiye'nin merak ettiği soruya yanıt verdi: "Seçimi kaybederseniz tavrınız ne olur?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kanallarından ortak yayınlanan Seçim Özel programında açıklamalar yaptı. Erdoğan, "Seçimi kaybederseniz tavrınız ne olur?" sorusuna yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, televizyon kanallarının 'Seçim Özel' ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Cansu Canan Özgen'in "Seçimi kaybederseniz tavrınız ne olur?" sorusu üzerine dikkat çeken bir yanıt verdi.

"Bunu değerlendirmeyi bile gereksiz buluyorum" diyen Erdoğan "Biz Türkiye’de demokratik yolla iktidara geldik, nasıl halkımızın teveccühüyle iktidara geldiysek milletimiz farklı karar verecek olursa, demokrasin gereği neyse biz bunu yaparız. Sandıktan çıkan sonuca saygısı olmayanın millete saygısı yoktur. Cumhur İttifakı demokrasinin teminatıdır." ifadelerini kullandı.

"SANDIK DEMOKRASİNİN NAMUSUDUR"

Cansu Canan Özgen'in "Bazı kesimlerde AK Parti iktidarı, seçimi kaybederse 'hükümeti bırakmaz, devretmezler' açıklamaları geldi, bir takım kaygılar var. Siz bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Seçimi kaybederseniz tavrınız ne olur?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan "‘Seçimi kaybederseler hükümeti bırakmazlar’ yaklaşımını değerlendirmeyi bile gereksiz buluyorum. Bu soru olsa olsa terör örgütlerine sorulur. Biz demokratik yolla iktidara geldik. Biz nasıl geldiysek, milletimiz ola ki böyle bir karar verecek olursa biz yine demokrasinin gereğini yaparız. İstanbul’da belediye başkanlığını CHP aldığı zaman belediye başkanımız buradan çıkmıyoruz dedi mi? Ankara’da arkadaşlarımız ‘Vermeyiz’ dediler mi? Bu tür anlayış, yapı CHP’ye aittir. Onlar ‘Vermeyiz’ derler. Biz de böyle bir şey söz konusu olamaz. Sandıktan çıkan sonuca saygısı olmayanın millete de saygısı yoktur. Cumhur İttifakı bu ülkede demokrasinin teminatıdır. Cumhur İttifakı, sandıktan çıkan her sonucu meşru kabul edecektir. Karşımızdakilerden de aynı taahhüdü bekliyoruz. Ancak maalesef CHP tarafı her seçim öncesi ve sonrasında demokrasiye zarar verecek söylemleri yaymayı maharet sanıyor. Sandık demokrasinin namusudur." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Öncelikle tüm arkadaşlarımıza adeta final diyebileceğimiz böyle bir televizyon programı benim için güzellik oldu. Şimdi sizlerle birlikte bu pazar gününe gidişte son televizyon programını yapıyoruz. Türkiye yüzyılı vizyonumuzun ilk işaret fişeğini atmıştık. Pazar günü elde edeceğimiz sonuçla cumhuriyetimizin ikinci asrı olan Türkiye Yüzyılı başlayacaktır. AK Parti adeta kendisiyle yarışmaya devam edecektir. Türkiye Yüzyılı'nı tüm vatandaşlarımızla el ele gönül gönüle inşa edeceğiz. O gün dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlar kazanacak.

Bugün Balkanlardan gelen birçok dostlarımız vardı. Yıllardır tanıştığımız dostlarımız, kardeşlerimiz. Bugün onlarla Cuma'da beraber olduk. Daha sonra onlar akşam tüm Rumeli sakinleriyle bir araya geldiler. Ardından 4 bin civarında gençle bir araya geldik. Onlarla olan birlikteliğimizi aynı zamanda ödüller vardı. Bilim, sanat, kültür, sporda.

MUHARREM İNCE'NİN ADAYLIKTAN ÇEKİLMESİ

Bu yarışa birlikte çıktığımız Muharrem Bey'in buradan ayrılışına doğrusu üzüldüm. Maalesef kaset kumpaslarıyla makama gelen Bay Bay Kemal'in karşısına rakip olunca böyle bir komplo ile karşılaştı. Özellikle bugün Muharrem Bey'i aradım. Kendisine bu süreçle ilgili böyle bir şey nasıl sadır oldu diye kendisiyle konuşayım istedim. Anladığım kadarıyla ortada Kılıçdaroğlu'nun şu anda kol kola, el ele olduğu, bu Muharrem Bey'den sadır olan bir şey diye bir şey söylemiyorum. Bu bir FETÖ taktiği. Geçmişte de bunlar yapıldı. Kılıçdaroğlu bu makama malum bir kaset komplosuyla geldi. Ve bunu da olmayacağını açıklayarak geldi.

Olmayacağını açıklayan ertesi gün kalktı aday olduğunu açıkladı. Muharrem Bey'in bu kararının arkasında bir çok şüphesiz ki, gerçekten namuslu, haysiyetli insanların kabullenemeyeceği bazı saldırıların olduğunu bugünkü görüşmemizden anlıyorum. Kendisine her türlü yardıma hazır olduğumuzu söyledik. Devlet olarak yapmamız gereken Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı noktasında bunların yapılabileceği zaten bulunduğumuz makamın görevi. Bu şekilde süreç başlayacaktır. Şu anda bir eksiğiyle gidiyor yarış. Oy pusulasında değişen bir şey yok. Temennim odur ki, sonucu hayır olsun...

"BU SEÇİMİN SONUNDA YA TERÖR ÖRGÜTÜ TAMAMEN BİTECEK YA DA..."

Şu anda Bay Bay Kemal'in el ele omuz omuza olan kimler. Kendilerine özerklik sözü veren Bay Bay Kemal'e umutlarını bağladılar. Cezaevini boşaltıp kamuya doldurmaya kadar vaatler uçuşuyor. Zaten HDP'nin temsilcileri açık açık bunları meydanlarda söylüyorlar. Bu seçimin sonunda ya terör örgütü tamamen bitecek ya da yeniden milletimizin canına, malına, namusuna göz dikilecek. Meşrulaştırmak için kırk dereden su getiriyorlar. Bize karşı efelenenlerin teröristlere karşı biçare kaldıklarını görüyoruz. Vatandaşım pazar günü cevabını verecek. Kandil'den talimat alanlara Pazar günü benim milletim cevabını en güzel şekilde verecektir.

"BAY BAY KEMAL SEN KİMSİN RUSYA'YA YAPTIRIM UYGULAYACAKSIN?"

Kampanyanın öncesinde Biden'ın açıklamaları vardı. Bu neydi; Erdoğan'ın saf dışı edilmesiydi. Benimle özel muhabbeti güya olan birisi. Bu açıklamayı ne yazık ki, dil sürçmesi diyemeyeceğim, acımasızca yaptı. Yüz yüze geldik daha sonra. Çark etmeye çalıştı. Çıktı bu defa Bay Bay Kemal, Rusya'ya saldırdı. Sözcü Peskov bunu ispatlaması gerekir dedi. İspatlayamazsa bunun altından kalkamaz dedi. Bir şeyi açık ortaya koymamız lazım; Bay Bay Kemal sen bu siyaseti öğrenemedin, sen çırak bile olamadın. Kalkıp ben Batı'yı dost edineyim, Rusya'ya yaptırım uygulayacağım diyor. Senden devlet adamı olmaz. Yönetici olmaz. Kimsin de Rusya'ya yaptırım uygulayacaksın?

"DIŞ POLİTİKADA BAĞLARI KOPARMAYACAKSIN"

Örneğin Fransa'da Macron. Sağı solu belli olmayan birisi. Bir gün bakıyorsun dost havalarında. 'Bir daha bu yanlışlar yapılmasın' diyorsun. Bakıyorsun 'hayır yok öyle bir şey' diyor. Gidiyor sağda solda aleyhimizde konuşmaya başlıyor. Devlet adamı böyle olmaz. Devleti böyle yönetemezsiniz. Sen herkesle münasebetlerini iyi tutacaksın, bağları koparmayacaksın, gün ola ihtiyaç olur. Onun sana ihtiyacı olabilir, senin ona ihtiyacı olabilir. Şu anda Biden beni evimde ziyaret edecek kadar dostluğumuz olduğ4u halde, aynı şekilde Amerika'da biz onlarla eşim olsun ben olayım, münasebetlerimiz olduğu halde bu açıklamayı yapması beni rencide etmiştir. Amerika, Rusya'ya olumlu bakmıyor diye hiçbir zaman sayın Putin'le münasebetlerimi kesmedim. Şu anda turizm gelirimizin en ciddi potansiyeli Rusya'dan. Ben kalkıp da böyle bir işbirliğimizin olduğu ülkeyi nasıl dışlarım? Seçim milletin iradesiyle yapılacağına göre Pazar akşamı herşeyi çok açık, net göreceğiz.

"4 BİN GENCİN HEYECANI BENİ ÇOK ETKİLEDİ"

Gençler çok heyecanlı. Bunu külliyemizdeki gençlerle yaptığımız toplantıda açık ve net gördüm. Bu benim ilk görüşmem değil. Her ay yaklaşık o salonda bir toplantı yapardık. Bu kez katılım biraz yüksek tuttuk. Her biri gerçekten birbirinden farklı, diyebilirim ki, kendi alanlarıyla da alakalı uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, tarih bütün bu alanlarda okuyan ve siyasete de ilgisini olacağına inandığım sorular yönelttiler. Biz de bu sorulara cevaplarımızı verdik. Onlardan toplantı sonrasındaki ilgi aramızda ciddi bir sinerji doğduğuna ben de kani oldum.

Bunlar sadece Ankara'nın belli üniversiteleri değil. Türkiye genelinde birçok üniversiteden buraya gelen gençler vardı. Bu akşam ise çok farklıydı. 4 bin kadar genç vardı. Bunlar daha çok İstanbul üniversite gençliğiydi. Bu akşamki soru cevaptan öte benim konuşmam bir de ödül töreni vardı. Bilim, sanat, spor, kültür ve deprem bölgesinden gelenlerle ilgiliydi. 4 bin genci heyecanı beni ciddi manada etkiledi. Konuşmamın her paragrafında oradaki genç kitlenin nasıl ayaklandığını, heyecanlandığını gördüm. Gençlik siyasete mütemayil. Bu havayı aldım. Harçı biz kaldırdık. Geldiğimizde burs 45 liraydı. Şimdi 850 liradan asgari ücrete kadar verdiğimiz burçlar var. Krediyi zaten saymıyorum. Bursun ödenmesi söz konusu değil. 6 milyonu aşkın genç seçmen bu seçimde hakikaten etkili olacak diye düşünüyorum.

"LGBT'YE KARŞI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"

AK Parti bu ülkede 85 milyon insanın tamamını, hakkını, hukukunu, beklentilerini hayata geçirmiş partidtir. Hiç kimsenin farklılığına karşı özel husumet beslememiz mümkün değildir. Milletimizin temelini oluşturan aile yapımızı koruma, evlatlarımızın geleceğine sahip çıkma sorumluluğumuz var. LGBT türü akımların toplumsal dayatmaya dönüşmesi milli varlığımızı tehdit eder. Bu tür sapkın akımların meşrulaştırılmasına izin veremeyiz. Bu yöndeki gayretleri tasvip de edemeyiz. Ülkemizde LGBT'nin savunulmasına, yaygınlaştırılmasına karşı mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz. LGBT'yi savunan kuruma asla müsamaha göstermeyeceğiz.

Aileyi korumaya yönelik olarak anayasa değişikliğine dair teklif verdik. Meclis'in çalışma takvimi içerisinde bunu gerçekleştiremedik. Seçim sonrasında adımlarımızı atacağız. Birilerinin bu sapkın akımlarının oyuncağı haline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. İnşallah 14 Mayıs'tan sonra ülkemizde bu konuda da önemli gelişmelerin yaşandığına şahitlik edeceğiz. Rahmetli Oğuzhan Bey bana teşekkür etmişti, bu sözleşmeye olan tavrımızla ilgili. LGBT AK Parti'ye, MHP'ye, Cumhur İttifakı'na sızamaz. CHP, İYİ Parti ve Millet İttifakı tam içinde . Aile kurumunu tehdit eden ne varsa bütün sapkın akımlara karşı tavrımızı sürdüreceğiz.

"HAYATIMIZ BOYUNCA KÜRT KARDEŞLERİMİZİ PKK'DAN AYRI TUTTUK"

Kürt kardeşlerimizi terör örgütleriyle aynileştirme gayreti küresel bir tezgahtır. PKK sadece bir terör örgütüdür. Buradan Kürt kardeşlerimi tenzih ederim. Burada ister istemez Selo'ya gelmem lazım. Selo niçin içeride? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşime ölümüne sebep olan Selo değil mi? Bunun hesabı sorulmayacak mı? O yavru Yasin Börü'yü öldüren bu alçaklar değil mi? Benim öldürülen Kürt kardeşlerimizin hukukunu korumak, aramak bizim görevimiz. Şu anda partimde bunca Kürt kardeşimiz var. Bakanlık yapan kardeşlerimiz var. Şanlıurfa'dan Bekir Bey aynı zamanda Adalet Bakanım Kürt'tür. Şu anda Şanlıurfa'da liste başına Bekir Bey'i koydum. Oturuşuyla, kalkışıyla, geçmişiyle, yetişmişliğiyle Bekir Bey bu noktada inşallah Şanlıurfa'ya yakışacak bir aday olmuştur. Hayatımız boyunca Kürt kardeşlerimizi PKK'dan ayrı tutuyoruz. Şu anda birçok Kürt kardeşimizin yavrularını Kandil'e kaçırmalarının hesabını kim verecek?

"AK PARTİ'NİN KAPISI ÜLKESİNE DÜŞMANLIK EDENLERE KAPALIDIR"

Bay Bay Kemal'in HDP ile ortaklığı HÜDA PAR'ın bizimle birlikte olması kıyas dahi kabul edilemez. HDP terör örgütü PKK ilişkisini reddetmek şöyle dursun her gün selam göndererek aradaki bağını teyit ediyor.

HÜDA PAR'ın kendisine atfedilen terör örgütüyle ilişkisiyle herhangi bir emaresi olmadığı gibi kendileri de reddediyor. AK Parti ülkesine ve milletine bağlı herkesle ittifak yapar, yol yürür. Ülkesine ve milletine düşmanlık eden, bölücülük peşinde olan herkese kapımız kapalıdır.

"142 BİN KONUT VE KÖY EVİNİN İNŞA SÜRECİNİ BAŞLATTIK"

Deprem bizim öncelikli gündemimiz olmaya devam ediyor. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya, şehirlerimizi ayağa kaldırmaya devam ediyoruz. 142 bin konut ve köy evinin inşa sürecini başlattık. Deprem bölgesinde 650 bin yeni konut yapacağız. Köy evlerinin bir kısmının teslimatını başlattık. 319 binini 1 yıl içinde tamamlayacağız dedik. Nasıl inşaatlar gün gün başladıysa, teslimler de gün gün gerçekleşecek. En geç Ekim ayıyla birlikte, yüzlerce, belki de binlerce konut teslimini yapacağız. Devlet Devlet Hastanesi büyük ölçüde tamamlandı. Depremin ülke ekonomisine 100 milyar maliyeti var. Bu afetin altından bizim kadar kalkacak hiçbir ülke yok. Bay Bay Kemal hale ait olan yeri açtım diyor. Aldatmayın artık. Bıktık artık. Defne Hastanesi kısa sürede hizmete başlayacak.

"VATANDAŞLARIMIZIN SORUNLARI İLE İLGİLİ TAKVİMİ ÇALIŞTIRACAĞIZ"

Yıllardır maruz kaldığımız ekonomik saldırılara, finans sistemine yönelik operasyonlara başarıyla direndik. Bankalarımız ayakta. Şimdi Karadeniz'de keşfettiğimiz doğalgaz enerji sistemimize dahil oldu. Gabar'daki petrolü de artan bir şekilde sisteme dahil ediyoruz. Yıllarca terör gölgesinde kalan buraları açıldı. Erzurum'un dut pekmezi meşhurdur. Bunun kalitesi aynen dut pekmezinin kalitesi gibidir. Nükleer güç santralimizin birinci üniteyi açtık. Güneş enerjisi santrallerinde tüm enerji kaynaklarımızı harekete geçirdik. İstihtamda, ihracatta kırdığımız rekorlar ortada. İnşa ettiğimiz dev eserlerimiz ülke ekonomimize katkılar sağlıyor. Neymiş Londra'daki tefecilerden borç para alacakmış. Biz bunların hiçbirine bakmıyoruz. İnsanlarımızın yaşadığı sıkıntıların farkındayız. Tüm gücümüzü bunların çözümüne hasrediyoruz. İnsanlarımızın yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için atılması gereken adımların neler olduğunu biliyoruz, bu kitabımızda hepsinin yeri belli, kronolojik yapısı belli. Bu adımlarımızı atarak takvimi çalıştıracağız.

"FİYAT ARTIŞLARINI ÖNLEMEK PROGRAMIMIZIN İÇİNDE"

Bu millete bir operasyon çektiler. Bunların başında CHP var. Patates, soğan, domates bunlarla ilgili birçok oynadıkları oyunlar var. Arkadaşlarımı piyasaya gönderdim. Soğan, patates 7,5 liraya düştü. Buraya kadar inmiş vaziyette. Arz talep dengesinde o spekülatif oyunlar giderildikçe durum daha da netleşecek. Sayın Putin'le görüşmemizde bizden domates istedi. Bay Bay Kemal'in inanın aklı bunları almıyor. Uluslararası camiada nereye yöneleceğiz? Bunun hesabını yapmıyor. Biz çiftçimiz için böyle çalışıyoruz. Rusya benden ne kadar domates alırsa bu benim çiftçimi sevindirecektir. Aynı zamanda ülke içindeki fiyatları aşağıya çekecektir. Diğer ürünlerimizde de aynı şekilde yapıyoruz, yapmalıyız. Dev projeler yapmak da, fahiş fiyat artışlarını önlemek de ekonomik programımızın içinde. Bunları birbirinden ayrı görmüyoruz, göremeyiz. Muhalefete tekrar sesleniyorum; üretim, üretim, üretim. Hangi alanda olursa olsun. Bunlar birbirinin destekleyicisidir. Hepsinin ayrı getirisi vardır. Bu getiriden ayrı çalışmak birbirini imha eder. Ama bunların kafası buna çalışmaz.

YÜZDE 50+1 ŞARTI DEĞİŞİR Mİ?

Böyle bir yapılanmaya, böyle bir düzenlemeye katılacak olan siyasi partiler olursa bunun olmaması sözkonusu değil, olabilir. Doğrusu ben de olmasından yanayım. Buradaki 50 +1 oran itibariyle 50 +1 değil. Yüzde 50 +1 oy demek. Bu seçimden sonra böyle bir adım atılabilir. Bu adım karşılık bulursa, Anayasa değişikliği gerekiyor. Olmaması için neden yok.

"TÜM ENERJİMİZİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ İNŞA VE İHYA FAALİYETLERİNE VERECEĞİZ"

Cansu Canan Özgen'in "14 Mayıs’ta seçimi kazanırsanız ilk icraatınız ne olacak?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan "Şöyle ifade edeyim. Bizim biliyorsunuz seçimlerden sonra ilk icraat bizim kardeş ve dost ülkelere bir ziyarettir. Ve 12 yıldır eser üreten parti olarak eser hizmet üretmeye, yatırımlarımızı süratle devam etmeye devam ettireceğiz. Tüm enerjimizi deprem bölgesindeki inşa ve ihya faaliyetlerine vereceğiz. Uluslararası diplomaside gitmemiz gereken ülkeler var. Azerbaycan, Kıbrıs körfez ülkeleri gibi. Bunlarla işleri devbam ettireceğiz. Ülke genelinde kentsel dönüşümü sürdüreceğiz. Ekonomiden sanayiye enerjidem dönüşüme her konuda seçim beyannamemizdei kronolojik yapıyı devam ettireceğiz" dedi.