Türkiye'nin konuştuğu Beratcan cinayetinde karar çıktı!
İstanbul Kartal’da 10 yaşındaki Beratcan Karakütük’ü öldüren servis şoförü Ersin Kaşıkçı ile anne Türkan Karakütük hakkında açılan dava sonuçlandı.
Kartal'da kaybolduktan sonra Tuzla'da ormanlık alanda cesedi
bulunan 10 yaşındaki Beratcan Karakütük'ün ölümüyle ilgili davada
karar açıklandı. Sanık Ersin Kaşıkçı "çocuğa ya da beden veya ruh
bakımından kendini savunamayacak kişiyi tasarlayarak, canavarca
hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış
müebbet, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 6 yıl hapis
cezasına çarptırıldı.
İFADESİ KAN DONDURMUŞTU
Ersin Kaşıkçı ifadesinde, "Ellerini, ayaklarını ve ağzını koli
bandıyla bantladım. Korktuğu için karşı koymadı. Minibüsün bagajına
koyduktan sonra son servisimi yaptım. Tepeören'de yol kenarındaki
dereye götürdüm. Yarı baygındı. Suyun içine soktum. Ayılınca
kafasından suya bastırdım. Birkaç dakika sonra hareketsiz kaldı ve
öldü" demişti.
"6 YILDIR BİRLİKTEYİZ"
Öz çocuğunu öldürmeye azmettirmek suçundan yargılanan anne Türkan
Karakütük, hakkındaki suçlamaları reddetti. Kaşıkçı ile 6 yıldır
süren ilişkisi olduğunu belirten Karakütük, "Eşimden ve ailemden
ilgi görmediğim için düştüğüm boşluk nedeniyle bu ilişkiyi
yaşadım.İlişkimiz yaklaşık 6 senedir sürüyor. Hatta Ersin evimin
yakınında bir ev tuttu. Haftada 3-4 kez bu eve gidip kendisiyle
ilişkiye giriyordum. Ben bu eve Beratcan'ı hiç götürmedim. Sanık
ile olan ilişkimi eşim de büyük oğlum biliyordu. Ersin ile servis
minibüsünde de ilişkiye girdik.Ersin, elindeki açık saçık
resimlerle beni tehdit ediyordu. Açık saçık resimlerini kendisi
çekiyordu. Bu fotoğrafları kendim çekip göndermedim, kendisi çekti.
Ben bunları çekmesine izin vermediğimde bana şiddet uyguluyordu"
demişti. Olay günü oğlu Beratcan'ın okuldan dönmediğini
öğrendiğinde büyük oğlu Berkay'ı okul civarını araması için
gönderdiğini anlatan sanık anne, eşi Ergün'e telefon ederek çocuğu
aramasını istediğini anlatmıştı.
"GEREKİRSE ÖLDÜR DEDİ"
Sanık Ersin Kaşıkçı ise ifadesinde, "Türkan, beni günde 14-15 sefer
arıyordu. Evi beraber tuttuk. Çocukla bir sefer geldiler eve. İki,
üç sefer de minibüse geldiler. Eve geldiklerinde çocuk televizyon
izliyordu. Biz yan odada ilişkiye girdiğimiz sırada bizi gördü ve
dönüp salona gitti.
Bizi servis minibüsünde de ilişkiye girerken iki kere gördü.
Çocuğunun yanında bile yanıma geliyordu, elimi tutuyordu, kucağıma
oturuyordu. Çok rahat davranan bir insandı. Bu çocuğu getirmemesini
söyledim. ‘Gider babasına söyler' dedim" şeklinde konuşmuştu.
Olaydan iki üç gün önce Türkan Karakütük'ün kendisine "Beratcan'ın
gördüklerini babasına anlatmakla tehdit ettiğini" söylediğini
savunan Kaşıkçı, ‘Kocam duyarsa ikimiz de mahvoluruz. Çocuğu bir
şekilde hallet. Gerekirse öldür' dediğini ileri sürmüştü. Olay günü
Türkan Karakütük'ün Beratcan'ı okuldan 40 metre aşağıda bulunan
caddede beklemesini istediğini anlatan Kaşıkçı, Beratcan'ın "Anneme
bir şey gönderecekmişsin' diye yanına geldiğini söylemişti. Çocuğu
minibüse bindirdiğini ve ellerini, ayaklarını ve ağzını
bantladığını belirten Kaşıkçı, "Koltukların üst tarafından arka
taraftaki bagaja koydum, bagaja götürdüğümde, ‘hiç sesini
çıkarmayacaksın, götüreceğim yerde ağzını açacağım' dedim, ‘tamam'
dedi. Çocuk arabadayken servis çektim. Tepeören'e geldiğimde yol
kenarındaki derenin içine indirdim. Çocuk yarı baygın gibiydi.
Ağzını açıp derenin içine bıraktım. Çocuk kendine gelip çırpındı.
Kafasından suya bastırdım. Çok fazla sürmedi. Bir dakika oldu,
olmadı. Şu an hatırlamıyorum ne kadar sürdüğünü. Suyun içine
gömüldü, boğuldu. Menfezin içi geniş olduğu için kimse görmesin
diye ileriye doğru ittim. Gece Tepeören'e servis götürdüm. Aynı
yere tekrar gittim, çocuk orada duruyor mu diye. Duruyordu"
demişti.