D. 22 Eylül 1897, İstanbul - Ö. 7 Şubat 1992, Ankara Mevhibe İnönü: 11 Kasım 1938 tarihinde İsmet İnönü`nün Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Türkiye`nin ikinci Cumhurbaşkanı eşi olarak 22 Mayıs 1950 yılına dek köşke ev sahibeliği yapmıştır. Bir sonbahar günü Deniz Gezmiş`in annesi, kız kardeşi ve bir diğer mahkumun annesiyle birlikte Pembe Köşk`e gelir. Çocuklarının idam edilmemesi için bayan İnönü'ye yalvarırlar. Mevhibe Hanım gözyaşlarını tutamaz... Koruma polisleri az sonra bahçede birlikte dolaşan İnönülerin seslerinin yükseldiğini ilk kez duyarlar. Mevhibe Hanım adeta yalvarır: `Paşacığım ne olur ilgilenin de çocukları asmasınlar...` İsmet Paşa, `Yeter hanım, o kadar üstüme gelme!` diye bağırmaktan kendini alamaz...
D. 1886 Bursa - Ö. 24 Aralık 1962 Ankara Reşide Bayar: Türkiye`nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar`ın eşi olarak 1950 yılından 27 Mayıs 1960 darbesinde köşkten zorla çıkarılana dek kadar Cumhurbaşkanlığı Köşkü`ne ev sahibeliği yapmıştır. İnönülerin evinde bir davette Atatürk sıkma başı ile oturan bir hanımefendiye, `Başınızı açmayacak mısınız hanımefendi?` diye sorar. Reşide Hanım yanıtlamaz, Celal Bayar atılır ve `Müsaade edin paşam, açacaktır.` der. O geceden sonra bir daha başını örtmeyen kadın, Celal Bayar`ın eşi Reşide Hanım`dır. Reşide Hanım, Yunan kral ve kraliçesini, `Daha düne kadar düşman olduklarımla bugün dost olamam.` diyerek ağırlamak istemez ve eşi Bayar`ı protokolde yalnız bırakır. Bayar`ın Yunanistan ziyaretine de eşlik etmez. Bu tavrının arkasında bazı akrabalarının Yunanlılar tarafından öldürülmesi yatıyor. Reşide Bayar`ın ayrıca iktidarla arasına mesafe koyan ve 27 Mayıs İhtilali sonrası verdiği cesur demeçleri de oldukça dikkat çekici. Bir demecinde, `28 Mayıs sonrası Türkiye`si dışarı karşı utanılacak ve hicap edilecek bir durumdadır.` derken, bir başka konuşmasında, `Neden genel seçimi beklemediler. Eski zamanlardaki gibi `isterük` veya `istemezük` ile devlet idaresi salaha gitmez.` der. Reşide Bayar`ın demeçleri hakkında tutuklama kararı çıkmasına neden olmuşsa da sonra bundan vazgeçilmiş.
D. ? - Ö. 23 Şubat 1975 Melahat Gürsel: 10 Ekim 1961`de yapılan genel seçimlerden sonra meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçilen Cemal Gürsel`in eşi Melahat Gürsel, her ne kadar kendisi, `Ne paşa ne de Reisicumhur karısı oldum, ben hep mutfaktaydım.` demiş olsa da Cemal Gürsel`in rahatsızlığı sonucu 28 Mart 1966`da TBMM tarafından görevinden alınmasına kadar Türkiye`nin 4. Cumhurbaşkanı eşi olmuştur. Cemal Gürsel`in eşi Melahat Gürsel`i yine bir başka asker eşi anlatıyor: `Atikoğlu`nun kitabında Melahat Gürsel mağrur ve mütevazı, eli bin defa öpülecek kadın olarak belleklere yerleşmiş. Gri saçlarını sadece tarayan, bir küpe dışında hiç takı takmayan Melahat Hanım, Sunayların hemen Köşk`e yerleşmek istemelerine çok içerler ve gurur yapıp bazı eşyalarını almadan gider.` Melahat Gürsel, eşi ve kendi adına yabancı ülkelerden gelen hediyeleri kabul etmeyip devletin parası yok diyerek de yurt dışı gezilerine katılmazmış.
D. 1908 - Ö. 21 Ekim 2002 Atıfet Sunay: 28 Mart 1966 – 28 Mart 1973 Tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı yapan Cevdet Sunay`ın eşi olarak Çankaya Köşküne 7 yıl boyunca ev sahibeliği yapmıştır. Mevhibe İnönü`nün, Meclis`ten Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına idam kararının çıkmaması için eşine yalvarması işe yaramamıştı. Ancak Cevdet Sunay`ın eşi Atıfet Sunay, Talat Aydemir`in emriyle evlerini basan genç Harbiyelileri teşhis için karşısına getirdiklerinde duraksamadan hiçbirini tanımadığını söyleyecekti. Sırf idamdan kurtarmak için... Genç Harbiyelileri neden ele vermediğini ise Atıfet Sunay kitapta şu sözlerle anlatıyor: `Her şeyden önce bir anneydim ve üç çocuğum vardı. Arslan gibi dört genç karşımda duruyor ve annelerine bakar gibi bana bakıyorlardı. `Evet bunlardı` desem hayatlarının söneceğini biliyordum. Bana göre suçlu olan bu körpecik çocuklar değildi. Vicdanımın sesini dinledim...`