Türkiye'nin en romantik illeri belli oldu! Araştırma sonucundan 'çok eşlilik' çıktı

14 Şubat Sevgililer Günü'ne az bir süre kalırken Türkiye genelinde yapılan 'Aşk Analizi Araştırması'nın sonuçları paylaşıldı. Araştırmada Türkiye'nin en romantik illeri belli olurken 7 coğrafi bölgede 'Sizce erkekler birden fazla eşle evlenebilir mi?' sorusuna verilen yanıtlar dikkat çekti.

Türkiye'nin en romantik illeri belli oldu! Araştırma sonucundan 'çok eşlilik' çıktı - Sayfa 1

Gezici Araştırma Şirketi Türkiye genelinde, TÜİK verilerine göre belirlenen 7 coğrafi bölgede, 38 il ve 129 ilçeye bağlı 164 mahalle ve köyde, 25 Ocak- 2 Şubat 2025 tarihleri arasında, 18 yaş ve üstü 2.638 erkek ve 2.638 kadın olmak üzere toplam 5.276 kişiyle kantitatif araştırma kapsamında hanede yüz yüze görüşme yöntemiyle bu araştırmayı yaptı. Örneklemde coğrafi bölge – Büyükşehir, kent ve kır ağırlıkları dikkate alınarak görüşmeler gerçekleştirildi. 14 Şubat'a ilişkin sorular yöneltildi. Araştırma sonucunda çarpıcı bilgiler elde edildi.

Araştırmanın yapıldığı iller; Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Batman, Bolu, Bursa, Balıkesir, Bingöl, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, Gümüşhane, Hatay, İçel / Mersin, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kütahya, Kahramanmaraş, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Sivas, Trabzon, Van, Yalova ve Zonguldak oldu.

Araştırmada katılımcılara şu sorular yöneltildi...

1. Aşka inanıyor musunuz?

• Evet, inanıyorum: %68

• Hayır, inanmıyorum: %25

• Kararsızım: %7

Değerlendirme:

Araştırmaya katılanların büyük bir çoğunluğu (%68) aşkın varlığına inandıklarını belirtmiştir. Bu oran, aşkın, diğer bir ifadeyle romantik ilişkilerin ve duygusal bağların bireyler için hâlâ önemli bir duygu olarak kabul edildiğini göstermektedir. Katılımcıların dörtte biri, aşkın varlığına inanmadığını belirtmiştir. Bu oran, toplum içinde aşk kavramına şüpheyle yaklaşan veya onu farklı şekillerde değerlendiren önemli bir kesimin varlığına işaret etmektedir. Kararsızların oranı (%7) görece düşük olmakla birlikte, aşk kavramının subjektif ve bireysel deneyimlere bağlı olduğuna işaret etmektedir. Kararsız kalan bu kesim, aşkı deneyimleme sürecinde olan veya aşkın varlığına dair kesin bir yargıya ulaşamayan bireylerden oluşuyor olabilir. Bu oran, aşkın duygusal olduğu kadar bilişsel bir sorgulamaya da tabi tutulduğunu gösteren küçük ama dikkate değer bir kesimi temsil etmektedir.

126
Türkiye'nin en romantik illeri belli oldu! Araştırma sonucundan 'çok eşlilik' çıktı - Sayfa 2

2. İlk görüşte aşka inanır mısınız?

• Evet, inanırım: %41

• Hayır, inanmam: %49

• Kararsızım: %10

Değerlendirme:

Toplumun ilk görüşte aşka bakışı ikiye bölünmüş durumdadır. Katılımcıların %41’i ilk görüşte aşka inandığını belirtmiştir. Bu oran, romantizmin ve duyguların aniden ortaya çıkabileceğine inanan önemli bir kesimin varlığına işaret etmektedir. Katılımcıların %49’u ilk görüşte aşkın varlığına inanmadığını belirtmiştir. Bu oran, toplumda rasyonel ve deneyimsel bir bakış açısına sahip bireylerin varlığını göstermektedir. Katılımcıların %10’u bu konuda kararsız kalmıştır. Bu durum, ilk görüşte aşkın bireysel deneyimlere ve kişisel inançlara göre değişebileceğini göstermektedir

3. Aşk her şeyi affeder mi?

• Evet, aşk her şeyi affeder: %33

• Hayır, bazı şeyler affedilemez: %64

• Kararsızım: %3

Değerlendirme:

Aşkın her şeyi affedebileceğine inananların oranı (%33), toplumsal romantik ideallerin hâlâ etkili olduğunu gösterse de büyük bir çoğunluk (%64) aşkın da sınırları olması gerektiğini düşünmektedir. Affediciliğe dair bu tutum, kişisel sınırların ve güven unsurunun ilişkilerde ön planda tutulduğunu ortaya koymaktadır. Kararsız oranının düşük olması (%3), aşk ve affedicilik konusunun bireyler için netleşmiş bir kavram olduğunu göstermektedir. Genel eğilim, aşkın güçlü bir duygu olmasına rağmen, her durumda bağışlayıcı olmayacağı yönündedir.

4. Sizce mutlu bir aşk için en önemli hususlar nelerdir?

• Güven, saygı, anlayış: %55

• İletişim ve empati: %35

• Ortak değerler ve hedefler: %7

• Diğer: %3

Değerlendirme:

İlişkilerde en önemli görülen faktörler güven, saygı ve anlayıştır (%55), bu da aşkın uzun vadeli bir bağlılık olarak değerlendirildiğini göstermektedir. İletişim ve empati (%35) de oldukça önemli bir yer tutmaktadır, bu da sağlıklı ilişkiler için açık iletişim ve duygusal destek mekanizmalarının kritik olduğunu ortaya koymaktadır. Ortak değerler ve hedefler (%7) önemli bir unsur olsa da aşkın sürdürülebilirliğinde birincil faktör olarak görülmemektedir. Diğer faktörler (%3) bireysel farklılıkları yansıtsa da çoğunluğun belirlediği temel ilişki dinamikleri kadar ön plana çıkmamaktadır.

226
Türkiye'nin en romantik illeri belli oldu! Araştırma sonucundan 'çok eşlilik' çıktı - Sayfa 3

5. Sizce mutlu bir aşkı öldüren en önemli hususlar nelerdir?

• Güvensizlik: % 35

• İletişimsizlik: % 40

• Saygısızlık: %7

• Ekonomi: % 18

Değerlendirme:

Katılımcıların en büyük kısmı (%40), mutlu bir aşkı öldüren en önemli faktörün iletişimsizlik olduğunu belirtmiştir. Bu oran, sağlıklı ve sürdürülebilir ilişkilerin temelinde etkili iletişimin kritik bir role sahip olduğunu göstermektedir. İletişimsizlik (%40) ve güvensizlik (%35), aşkın sürdürülebilirliği açısından en büyük risk faktörleri olarak görülmektedir. Ekonomi faktörü (%18), duygusal nedenlerden sonra en büyük etken olarak değerlendirilmiş, ancak ilk iki faktör kadar belirleyici olmadığı anlaşılmıştır. Saygısızlık (%7) ise nispeten daha düşük bir oranda çıkmış, ancak yine de önemli bir unsur olarak varlığını korumuştur. Bu sonuçlar, mutlu bir aşkın devamlılığı için en önemli unsurların sağlıklı iletişim, güven ve ekonomik istikrar olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, aşkın sürdürülebilirliği en çok iletişim eksikliği ve güvensizlik gibi faktörlerden etkilenmektedir. Ekonomik sıkıntılar da ilişkiler üzerinde belirli bir etkiye sahip olmakla birlikte, aşkın temel dinamiklerini bozan en büyük sorunlar duygusal bağın zedelenmesi ve iletişimsizlik olarak öne çıkmaktadır.

6. Sizce insan evliyken başka birini sevebilir mi?

• Evet, sevilebilir: %43,1

• Hayır, sevilemez: %56,9

• Kararsızım: %6

Değerlendirme:

Katılımcıların %43,1’i evliyken başka birine âşık olunabileceğini belirtmiştir. Bu oran, aşkın bireyin kontrolünde olmadığına, duyguların zamanla değişebileceğine ve tek eşliliğin duygusal olarak mutlak bir sınır getirmediğine inananların varlığını göstermektedir. Çoğunluk olan %56,9’luk kesim, evli bireylerin başka birine âşık olamayacağını savunmaktadır. Bu oran, sadakat ve bağlılığın evlilik içinde korunması gereken temel değerler olarak görüldüğünü göstermektedir.

Bununla birlikte erkekler arasında evliyken başka birine aşık olunabileceğini düşünenlerin oranı %50 ile oldukça yüksektir. Bu, her iki erkekten birinin bu görüşü benimsediğini göstermektedir. Kadınlar arasında ise bu oran %36,2 olup, erkeklere göre daha düşük seviyededir. Bu fark, toplumsal cinsiyet normları ve sadakat algısı ile ilişkili olabilir. Ayrıca, yaş ilerledikçe, özellikle 43 yaş üstü erkeklerde, evliyken başka birine aşık olunabileceğini savunanların oranı artmaktadır. Bu durum, yaşla birlikte bireylerin romantik ilişkilere ve evliliğe dair algılarının değişebileceğini göstermektedir. Uzun süreli evliliklerde monotonluk, duygusal ihtiyaçların farklılaşması ve hayat tecrübelerinin değişmesi gibi etkenler bu düşünceyi güçlendirebilir. Ancak, çoğunluk (%56,9) hala evlilik içinde aşkın tek bir kişiye odaklı olması gerektiğini düşünmektedir.

326
Türkiye'nin en romantik illeri belli oldu! Araştırma sonucundan 'çok eşlilik' çıktı - Sayfa 4

7. (HERKESE) Sizce aldatmanın en yaygın nedenleri nelerdir? (Birden fazla cevap verebiliyor o yüzden toplamı yüz yapmaz)

• İlgisizlik / Sevgisizlik: %37

• Ekonomik Nedenler: % 35

• Bakımsızlık: %16

• Karşı cinsin baştan çıkarması: %14

• Yeni heyecan arayışı: %12

• Kıskançlık: %9

• Diğer (hastalık, monotonluk, aile içi şiddet): %6

Değerlendirme:

En yaygın nedenler duygusal (%37) ve ekonomik (%35) faktörlerdir. Bu durum, ilişkilerde duygusal tatmin ve maddi istikrarın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Fiziksel faktörler (%16 - Bakımsızlık) ve dışsal etkenler (%14 - Karşı cinsin baştan çıkarması) de önemli ancak birincil nedenler kadar belirleyici değildir.

Macera arayışı (%12) ve kıskançlık (%9), aldatma nedenleri arasında yer alsa da, duygusal ve ekonomik sebeplerin önünde değildir. Aile içi şiddet, hastalık ve monotonluk gibi diğer faktörler (%6), daha düşük oranlarda olsa da aldatmaya zemin hazırlayan unsurlar arasında değerlendirilebilir.

Sonuç olarak, aldatmanın çok boyutlu bir olgu olduğu görülmektedir. En yaygın nedenler ilgisizlik, sevgisizlik ve ekonomik sıkıntılar olsa da fiziksel çekicilik, dışsal etkiler ve kişisel güvensizlikler gibi faktörler de belirli oranlarda aldatmaya yol açabilmektedir.

8. Sizce aşk zamana yenilir mi?

• Evet, zamanla aşk azalır: %59

• Hayır, aşk her zaman canlı kalabilir: %30

• Kararsızım: %11

Değerlendirme:

Katılımcıların çoğunluğu (%59), aşkın zamanla zayıfladığını düşünmektedir. Bu, aşkın başlangıçtaki yoğunluğunun zaman içinde değiştiği algısının yaygın olduğunu göstermektedir. Aşkın her zaman canlı kalabileceğine inananların oranı (%30), aşkın sürdürülebilir olduğuna dair bir inancın varlığını da ortaya koymaktadır. Kararsızların oranı (%11) düşük olmakla birlikte, aşkın zamanla değişiminin bireysel ve ilişkisel dinamiklere göre farklılık gösterebileceğini düşündürmektedir. Bu veriler, aşkın zamanla değişen bir duygu olduğuna dair toplumsal bir kabulün olduğunu ancak aşkın tamamen tükenmek zorunda olmadığına inanan önemli bir kesimin de bulunduğunu göstermektedir.

426