TÜRKİYE'NİN EN İYİ GENELKURMAY BAŞKANI KİM?
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Afyon valisinin "sucuk" çıkışının ardından eski genelkurmay başkanlarını analiz etti.
Geçen pazar günü Posta gazetesinin manşetini okuduğum an koptum. Valinin yaptığı işe mazeret ararken bakın ne demiş: "Ne var bunda, biz sucuk da hediye ediyoruz..."
"Devletin valisi", "devletin genelkurmay başkanı" ve "sucuk"
kelimeleri yan yana gelince insanda ne etkisi yapar? Bende
kahkahalarla gülme efekti yarattı.
Valinin bulduğu bahane, verdiği hediyeyi bile unutturdu. Başka
insanlarda ne efektiyaratmış merak ediyorsanız, Latif Demirci'nin
dünkü harika karikatürüne bir kere daha bakın.
GENELKURMAY BAŞKANINA SUCUK HEDİYE EDİLİR
Mİ?
Gelelim asıl soruya... "Bir genelkurmay başkanına
sucuk hediye edilebilir mi?" Hele hele, söz konusu genelkurmay
başkanı, Ortadoğu'ya nizam verme iddiasındaki bir ordunun, yani
Türkiye Cumhuriyeti ordusunun genelkurmay başkanıysa... Türklerin
çoğu gibi sucuğu ben de severim. Mesele şu: Böyle bir günde bir
valinin aklına gelecek ilk iş, 25 gencini, "nedenini hâlâ
bilmediğimiz" bir olayda kaybettiği gün, genelkurmay başkanına
hediye vermek midir? Valiler, toplum psikolojisini çok iyi bilmesi
gereken insanlardır. Böyle bir günde bunu yapmaması gerektiğini
bilmek zorundadır. Hadi onu yaptın, ertesi gün de böyle bir günde
bile insanı kahkahadan yere yıkacak bir bahane bulmanın mantıkla
izah edilebilecek bir yanı yoktur. Kısaca, böyle bir insan, böyle
bir günde böyle bir insana hediye vermeyi düşünmez.
YA O GÜN SUCUK VERSEYDİ..
Ben iyi niyetli
bir insanım. Her şeyde olduğu gibi bunda da iyi bir taraf
ararım.
Sayın Vali, hiç olmazsa o gün sucuk değil de kilim ve satranç
takımı hediye etmiş. Psikolojik açıdan, kilim ve satranç takımı
vermek ve almak, sucuk, pastırma vermek ve almaktan daha manalı bir
şey olmuş. Gencecik 25 insanın meçhul asker bedeni hâlâ enkazın
altındayken, sucuk kelimesini işitince bir anda onları unutup
kahkahalar atmaya başlasaydık daha mı iyi olurdu. Hepimiz artık
sinir hastası olduk. Bir de kolektif kahkahalar atmaya başlayıp
bütün dünyaya nörotik bir toplum olduğumuzu ispat etseydik daha mı
iyi olurdu. O yüzden büyük fedakârlık yaparak, o gün sucuk hediye
etmeyen "devletin sayın valisini" canı yürekten kutluyorum. Bulunan
bahane iyi yani...
SUCUK SEVİYESİNİN ÜZERİNDE KALAN GENELKURMAY
BAŞKANLARI
Ama benim mendebur kafam sucuk kelimesini
okuyunca, aklıma nedense şu soru takıldı. Bildiğim genelkurmay
başkanları arasında en iyisi hangisiydi?
Yani "sucuk seviyesinin üzerinde" kalan genelkurmay başkanları
kimdi demek istiyorum. Küçük çapta bir araştırmacı gazetecilik
çalışması yaptım.
Soru basitti? Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi genelkurmay başkanı
hangisidir?
İYİ BİR GENELKURMAY BAŞKANININ BAŞARI KRİTERLERİ
NELERDİR?
Sorduğum kişilerin yüzde 95'i, tek bir isim
üzerinde birleşemedi.
"İyi genelkurmay başkanlığı" için herkesin ayrı kriteri vardı.
- Kimine göre, hiç konuşmamak en önemli kriterdi.
- Kimine göre ise en çok konuşmak.
- Kimine göre salt askerlik kriterleri önemliydi.
- Kimine göre 'management' (yönetim) becerisi...
- Kimine göre askeri başarı önemliydi, kimine göre orduda yapısal
reformları gerçekleştirebilmek.
- Kimine göre belirsiz, geri planda kalan bir kişilik önemliydi,
kimine göre ise karizma.
Peki netice diyeceksiniz? Arkadaş, netice biraz karışık.
Türkiye'nin en iyi genelkurmay başkanı bir "potpuri adam"...
SIRALAMA DIŞI İSİM VERMEK GEREKİRSE TEK KİŞİ
VAR
Eğer bir tek isim vermek gerekirse... O da Mareşal
Fevzi Çakmak... Gücünü ve oylarını nereden alıyor? Tabii ki tarihi
konjonktürden.
- BİR: Kurtuluş Savaşı'nı yapan ekibin parçası.
Yani asker olarak arkasında, Türk tarihinin en kritik varolma
savaşının zaferi var.
O, Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda otururken Çankaya'da Atatürk;
biraz aşağıda Başbakanlık koltuğunda İsmet İnönü gibi iki efsane
oturuyor.
- İKİ: Yirmi yıl Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturuyor.
- Cumhuriyet'in ilk yirmi yılı askeri açıdan, ondan ne beklendiyse
başarıyla yapmış.
- İsyansa bastırmış, dış tehlikeyse caydırıcı gücünü göstermiş,
Hatay'ın ilhakı gibi kritik günleri iyi yönetmiş.
- Ordu kademeleri üzerinde otorite ise onu da fazlasıyla
sağlamış.
O bir efsane ve sıralama dışı.
BENİM YÜKSEK ASKERİ ŞURAMDAN ÇIKAN İSİMLER
-
TERÖRE KARŞI BAŞARI Banko Doğan Güreş.
Sürpriz bir şekilde göreve geldi ama başarılı oldu. PKK terör
örgütüne karşı en etkili sonucu alan komutan. Pasif alan savunması
stratejisini terk edip aktif stratejiye geçiren genelkurmay
başkanı. Görevi, yükselen terörde alıp sıfır düzeyde bıraktı.
DEZAVANTAJI Kendisine "Tak Şak Paşa" ismi verilecek kadar Tansu
Çiller hayranlığı. Bir de o dönemin faili meçhul cinayetleri var.
Siyasi hayata atılması da puanını indiriyor.
- OTORİTE KURMA Banko Hüseyin
Kıvrıkoğlu.
Silahlı Kuvvetler'in yönetim kademesi
üzerinde en etkili otoriteyi kuran komutan.
Görevde kaldığı 4 yıl boyunca, alt kademede tek disiplinsizlik
olayı olmadı, alttaki komutanlar rahat konuşamadı. Birlikler
üzerindeki otoritesi tamdı.
- KONUŞKAN OTORİTE Banko İlker
Başbuğ.
Ağırbaşlılık, askerin Cumhuriyet tarihinde
başının en fazla belaya girdiği bir dönemde, yükselen siville,
gerileyen askerin psikolojilerini dengelemeye çalışan bir kişilik.
Okuyan, dünyayı takip eden, entelektüel bir karakter.
- DEZAVANTAJI Yüz yüze ilişkilerde uzun ve didaktik konuşmalar.
- DEMOKRASİYE SAYGI Banko Hilmi
Özkök.
Siyasi tartışmaların çok derinleştiği bir
dönemde genelkurmay başkanlığı yaptı.
28 Şubat sürecinden çıkmış bir orduya komutanlık yaptı...
Siyasi otoriteye saygısı tamdı, silah arkadaşlarından ağır
eleştiriler almak pahasına rağmen sivil otoriteye itaat dönemini
başlattı.
DEZAVANTAJI Genelkurmay başkanlığı sonrası döneminde, verdiği
belirsiz demeçler askeri ve sivill toplumun bir kesimi üzerinde
olumsuz etki yarattı.
- SOSYAL İLİŞKİLER Banko Yaşar
Büyükanıt.
Fenerbahçeliliği, davetlerdeki sıcak
sohbeti, akşamları iki kadeh atınca iyice rahatlayan konuşması ile
en sosyal genelkurmay başkanıydı denilebilir.
DEZAVANTAJI Özellikle mesai saatleri bittikten sonra yaptığı
konuşmalarda, askerin eski bazı alışkanlıklarını hatırlatması.
Tabii ki 27 Nisan muhtırası saçmalığındaki rolü...
- GENEL PRENSİPLER Banko Necip
Torumtay.
Birinci Körfez Savaşı'nda Türkiye'nin savaşa
girmesine karşıydı. Kabul etmediği ilkeler uğruna savaşmaktansa
istifa etmeyi tercih etti.
TARTIŞMA Tabii bu tavrı şu tartışmayı da getirdi.
Mesleği yurt savunması olan askerler, sivil otoritenin aldığı
kararı uygulamama hakkkına sahip mi? Herkesin cevabı aynı
olmayabilir.
- ASKER GURURU Banko Işık Koşaner.
Komuta
ettiği ordunun emekli ve muvazzaf subaylarına yapılan muamelelere
itiraz edip istifasını verdi. Böylece bir asker için, koltuktan
önemli değerlerin de bulunduğunu ispat etti. Yüksek koltuklardan
kalkmak zordur. Genelkurmay başkanlığı koltuğundan kalkmak daha da
zordur.
- KARARSIZ KALDIĞIM İSİM Banko İsmail Hakkı
Karadayı.
Kararsızım, çünkü: Çok geri planda kaldı.
Altındaki bazı subayların solo çıkışlarına mani olamadı veya
olmadı. Ama bir iddiaya göre de 28 Şubat döneminde muhtemel bir
darbeyi Cumhurbaşkanı Demirel'le birlikte o önledi.
Birçok insan kararsız, çünkü o dönem altındaki bütün subaylar
tutuklu, o dışarıda.
YA ÖTEKİLER
Biliyorum soracaksınız... Bunlar
arasında Kıbrıs Harekâtı'nı yapan genelkurmay başkanının adı neden
yok? Öteki bazı komutanlar niye yok... Eee bu benim "sucuk üstüne
terfi" listem. Elbette sizler başka bir YAŞ listesi kabul edip
imzaya açabilirsiniz... Özel Paşa... E zaten sucuk kriterini o
koymadı mı...