Türkiye'de satılan çikolatalar zehir saçıyor
Türkiye'de satılan bitter çikolataların tehlike saçtığı ortaya çıktı. Bitter çikolatalarda kurşun miktarı 438,81 mikrogram/kilogram, arsenik 113,32 mikrogram/kilogram ve kadmiyum miktarı ise 3.32 mikrogram/kilogram olarak belirlendi. Kurşunun ağır metal olduğu çocukların merkezi sinir sisteminin gelişmesine zarar verdiği ve nörogelişimsel bozucu olarak nitelenen toksik kimyasal maddelerin en başında geldiği belirtildi.
Türkiye'de satılan yüzde 60 kakao içeriğine sahip bir bitter çikolata ürününün çok yüksek düzeyde kurşun, arsenik ve kadmiyum içerdiği belirlendi.
Bianet'te Bülent Şık imzasıyla yayınlanan analize göre, üründeki kurşun miktarı 438,81 mikrogram/kilogram, arsenik 113,32 mikrogram/kilogram ve kadmiyum miktarı ise 3.32 mikrogram/kilogram olarak belirlendi.
Çocukların günlük olarak maruz kaldıkları kurşun miktarının 2,2 mikrogramı geçmemesi gerektiği belirtiliyor. Bu kriter, çocukların kurşun maruziyeti açısından risk altında olabileceklerini gösteriyor.
Piyasada en fazla satılan ürünlerden birini alarak akredite bir laboratuvarda analiz yaptırdım. Tek bir üründe yapılan analiz çalışması elbette bir fikir edinmek için yeterli değil.
Ancak yapılan analizde tespit edilen kurşun ve arsenik miktarlarının yüksekliği ortada çocuk sağlığı açısından çok önemli bir mesele olabileceğini gösteriyor.
Ben sadece tek bir çikolata ürününü analiz ettirebildim. Bu konuda (gönüllü bazı kurumların desteğini alarak) yaptığım çalışma devam ediyor ve elde ettiğim bilgileri kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğim. Bendeki bilgiler çok kısmi ve kısmi verilere dayanarak açıklama yapmak risklidir; ancak ihtiyat ilkesi gereğince tehlike arz eden durumlarda açıklama yapmak, kamuoyunu bilgilendirmek doğru bir tavırdır.
Bu konuda yanılmayı göze alıyorum, dahası haksız çıkmayı yürekten diliyorum. Kurşun ve diğer ağır metaller çocuk sağlığı açısından her zaman çok ciddi bir meseledir ve bu toksik maddelerden kaynaklanan her türlü maruz kalma ihtimalini bertaraf etmek çocukları korumak için kritik önemde bir kamu sağlığı ilkesidir.
Mesele sadece bitter çikolata ile de ilgili değil; kakao kullanılarak yapılan tüm gıda ürünlerini ilgilendiriyor. Ülkemizde kakao ve kakaodan yapılan ürünlerin yüksek düzeyde kurşun ve diğer ağır metalleri içermesi çok olasıdır.
Temel mesele çocukların kurşuna maruz kalmalarını önlemektir. Bunu yapmak için beslenme yoluyla ve çevresel koşullardan kaynaklanan her türlü maruziyet kaynağı hakkında bilgi sahibi olmak ve nasıl önlem alınabileceğine kafa yormak gerekir. Elde mevcut bilgi çikolata üretiminde kullanılan kakaonun nereden temin edildiğine dikkat etmek ve işleme yöntemlerinde değişiklik yapmak gereğine işaret ediyor örneğin.. Mesele eyvah çikolata da mı yiyemeyeceğiz değil yani...
Kapsamlı bir saha çalışmasına ihtiyaç olduğu çok açık.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın acilen bir kontrol-izleme çalışması yapması ve kakao içeren tüm ürünleri analize tabi tutması gerektiğini düşünüyorum. Peki neden?
NÖROGELİŞİMSEL BOZUCULAR
Kurşun bir ağır metaldir. Çocukların merkezi sinir sisteminin gelişmesine zarar veren ve nörogelişimsel bozucu olarak nitelenen toksik kimyasal maddelerin en başında kurşun geliyor. Arsenik, kadmiyum ve cıva da aynı olumsuz etkiyi gösteren diğer ağır metaller.
Nörogelişimsel bozukluklar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, zihinsel yetersizlik, öğrenme yeteneğinde gerileme, iletişim sorunları, otizm spektrum bozukluğu başta olmak üzere bir dizi ciddi ve hayat boyu sürebilen sağlık sorununa yol açıyor.
Bu tip toksik maddelere en hassas kesim ise çocuklar.
Çocukların anne karnında başlayan ve doğum sonrasını kapsayan dönemde kurşuna (ve elbette diğer toksik maddelere) maruz kalmalarını önlemek kritik önem taşıyor.
Kurşun gıdalar, su, hava kirliliği ve kurşun içeren nesnelerle temas (örneğin kurşunlu boyaların kullanıldığı nesneleri ağıza götürmek vb.) ile çocukların bünyesine giriyor. Maruziyet yolları çeşitlidir ve günlük diyetle ne düzeyde kurşuna maruz kalındığı da çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir.
KURŞUN KAKAO BİTKİSİNE NASIL BULAŞIYOR?
Kakao çekirdekleri bünyesinde kurşun biriktirebiliyor. Kurşun birikimi kakao bitkisinin yetiştirildiği çevrenin ne ölçüde kurşunla kirletildiğine bağlı olarak değişiyor. Bu konuda yapılan araştırmalar kurşun kirliliği yüksek topraklarda yetiştirilen kakao çekirdeklerinin bünyelerine daha fazla kurşun aldığını gösteriyor. Dolayısıyla ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye kakaoların içerdiği kurşun miktarında farklar olacağı söylenebilir.
Biriken kurşun kakao çekirdeklerinin nasıl bir gıda işleme tekniğiyle üretildiğine bağlı olarak ürünlerde az ya da çok kalıntı bırakıyor.
Kakao içeriği yüksek ürünler kurşun maruziyeti açısından daha yüksek bir risk arz ediyor. Kakaonun çikolata, tatlı, pasta, şekerleme ürünleri vb. gibi çocuklar tarafından sevilerek tüketilen çok çeşitli gıda ürünlerinin içeriğinde bulunması kurşun maruziyeti açısından dikkate alınmasını gerektiriyor.
Bu mesele üzerine yapılan akademik çalışmalar, kakao yetiştiriciliği ile kakao çekirdeklerinin gıda ürünlerine işlenmesi sürecinde alınacak önlemlerle ürünlerdeki ağır metal kalıntılarının azaltılabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla imalat sektörü ve ilgili kamu kurumlarının işbirliği ile bu meseleyi minimize etmek mümkün görünüyor.
Bu yazı sonrası çok sayıda insandan “eyvah çikolatada mı yiyemeyeceğiz!” tepkisi gelecek. Ama sevgili okurlar-dostlar mesele bu değil. Lütfen daha fazla bilgi talep edin. Toksik kimyasallara maruziyet meselesinde ülkemizde muazzam bir bilgi boşluğu var. Bu mesele en ağır zararı çocuklara veriyor.
Halk sağlığını ve özellikle de çocuk sağlığını korumakla mükellef kurumların ne yaptıklarını ya da neyi, neden yapmadıklarını sorgulayın.
Örneğin ülkemizde beslenme ve toksik maruziyet üzerine yapılan kamusal çalışmaların neden bu kadar cılız olduğunu merak edin.
Ülkemizde 24 milyon çocuk var ve bu çocuklara şu an yaşadığımız gıda krizinde sağlıklı tek bir öğün bile sunamayan bir siyasal-kamusal sisteme tepki gösterin.
Ülkemize ithal edilen kakao ve kakaodan mamul ürünlerde ağır metal analizleri yapılıp yapılmadığını sorgulayın. Bu analizleri yapmakla mükellef kurumların şimdiye kadar ne gibi çalışmaları yaptığını ve yapmadıysa neden yapmadığını soruşturun.
Toksik kimyasallara maruziyetle ilgili meseleleri bireyselleştirmek çocukları gözden çıkaran, görmezlikten gelen toplumsal ahvale katkı sunmak anlamına gelir. Bu tavırdan kaçınmak ve sorulması gereken soruların peşine düşmek gerekiyor…