Türkiye’de muhalefetin bir “P*rno Yıldızı” eksikti!...
Medyaradar medya analisti Atilla Akar p*rno yıldızı “Stoya”nın “Erdoğan karşıtı” beyanının medyada yer alma mantığını sert şekilde eleştirdi…
Efendim; kim ne derse desin p*rno günümüzün yaygın bir gerçeği. Bu alandaki filimler, internet siteleri dünya çapında geniş bir kitleye sesleniyor. Milyarlarca dolarlık cirolar yapıyorlar. Kadınlı erkekli, her yaştan geniş izleyici kitlesine hitap ediyorlar. İyice müptelası olan da var, şöyle “bilgilenme amaçlı” (!) göz ucuyla bakanı da. Bu anlamda -belki iyice mutaassıp bir kesim hariç- “ben hiç p*rno izlemedim” ya da “p*rno izlemem” diyen kişi muhtemelen yalan söylüyordur. O yüzden bu konularda keskin konuşmamakta yarar var!
P*rnonun her “zevke” hitap edeni mevcut. En “Hard” olanından en “Soft” olanına kadar geniş bir yelpaze söz konusu. (Hatta p*rnonun fuarları, “Oskar ödülleri” bile var. “Yetişkin Film Ödülleri” adı altında her yıl Las Vegas’ta düzenleniyor. Bu alanın da diğerlerinden daha az şöhretli olmayan kendi “yıldızları” da mevcut) P*rnonun “faydalı” olduğunu savunan da var, “zararlı” olduğunu iddia eden de. P*rnonun “yasaklanması” gerektiğini ileri süren de var “özgürlük sorunu” olarak göreni de. Sonuçta herkesin kendi bileceği iş. İsteyen seyreder isteyen seyretmez.
Neyse; amacım p*rnonun sosyolojisi ve psikolojisi üzerine bir yazı yazmak değil. Hiç gündemimde böyle bir konu olmadığı halde şu “tatil gününde” böyle bir yazı yazmama sebep olan enteresan bir haberdi bu. (Galiba internet sitelerinin en çok” tıklanan” haberiymiş!) “P*rno yıldızı da Erdoğan’a isyan etti” başlığıyla verilen haber dikkatimi çekti. Okuyana “bu da nereden çıktı?” dedirten haber bazı açılardan ilginçti. Bana da önceleri “acaba gerçek mi uydurmamı” diye düşündüren haber (Artık gerçek veya uydurma olması değil, önemli olan bu mantık ve başlıkta verilebiliyor olması) ilgi çekiyordu.
Buna göre Amerikalı p*rno yıldızı “Stoya”, Türkiye’de basına yönelik baskıları eleştirerek “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında gerçekleri söyleyen gazetecilerin başının dertte olduğunu” belirtmişti. Stoya, “Erdoğan hakkında gerçeği söyleyen gazetecilerin başının derde girmesi erotik içeriklere erişimden daha büyük bir sorun” ifadelerini paylaşmıştı. (Enteresan!.. Bu “dolaylı desteğe” tam da İpek Medya operasyonu sonrasında “Cemaatçiler” ne der acaba?) Ne diyeyim; biraz “ithal” kaçsa da Türkiye’de muhalefetin bir “p*rno yıldızı” eksikti o da tamamlanmış oldu!
“Pornstar Stoya”, Twitter hesabından bir takipçisinin“Türk hükümeti neredeye tüm p*rno sitelerini yasakladı. Bunu dünyaya duyurmana ihtiyacımız var. Lütfen #medyamadokunma yazar mısın?” diye yazmıştı. Stoya ise bu tweete “P*rno sitelerinin yasaklanması şu an Türkiye’deki medyaya sansür sorunlarından en küçüğüymüş gibi görülüyor” diyerek yanıt vermişti.
Bilemiyorum; bu hanımefendinin Türkiye’nin haritadaki yerini bile gösterebileceğini zannetmiyorum. Türkiye’deki siyasi-sosyal gelişmeleri izlediğini ise hiç.(O halde birileri onu yönlendirmiş olmalı!) Söyler misiniz bu nasıl bir kurgu böyle? Her nasıl olursa olsun araya p*rno yıldızlığı filân girince amacına ulaşmış görünüyor. Ne diyeyim, hadi hayırlısı!
P*rno yıldızlarının siyasetle ilgilenemeyeceğini söylemiyorum. Her şey gibi p*rnonun da siyasallaşamayacağını ise hiç söylemiyorum. (Nitekim yakın geçmişte İtalya’da “Cicciolina” lakaplı p*rno yıldızı Illona Staller milletvekili bile seçilmişti. Bir gün gelip bize de kısmet olur mu bilmiyorum!) Lakin böylesi değil herhalde. Türkiye’de ancak “müptelaları”nın tanıyabileceği bir p*rno yıldızının manşete çıkarılması ve ses getirmesi ilginç. Birileri yakında onu Türkiye’ye de davet eder herhalde!
KALA KALA ELİN P*RNO YILDIZINA MI KALDINIZ?..
Fakat bunlarda benim umurumda değil. Beni asıl düşündüren şu oldu; haberin altındaki yorumlara şöyle bir göz attım. Neredeyse istisnasız bir şekilde hemen herkes malum hanımefendinin söylediklerini olumluyor. Bir sevinçtir ki gırla gidiyor. “Bravo”lar, “aferin”ler “P*rno yıldızı bile diktatörü gördü” lafları falan. Adeta özlemini duydukları “muhalif lidere” kavuşmuşlar gibi. “Pes” dedim kendi kendime “Buralara kadar mı düşecektiniz?” Biraz akıl yahu!..
Ne oluyoruz kardeşim? Artık marazi ve “Körlemesine Anti-Erdoğancılık” iyice kendi sınırlarını zorluyor. Kendine zarar veriyor. Bu nelere bel bağlamaktır? Ben buna “muhalefetin zavallılaşması” ve “kendi kuyusunu kazması” diyorum. Kala kala elin p*rno yıldızına mı kaldınız? Bu nasıl bir “mantık sefaleti” dir? Kendinizi nelerle özdeşleştiriyorsunuz?
Ya medyaya ne demeli? Normalde haber bile olacağı şüpheli bir “haberi” nasıl da biranda “Erdoğan karşıtlığı”na çevirdiniz? Bu “magazin” bile denilemeyecek sözüm ona siyasi haberi nereden keşfettiniz? Bula bula bunu mu buldunuz? Nelere bel bağlıyorsunuz? Allah akıl fikir versin!
Erdoğan ve AKP muhalefeti önce “başörtüsü”, sonra “içki” (Hayret bir sigarada birleştiler!) tartışmasına kilitleyerek bayağı bir oy devşirdi. Şimdilerde bir de “P*rno tartışması” doğarsa iyice patlama yapar demek ki!
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım, özellikle bu tip “haberleri” (!) teşvik ederdim!..
29.10.2015.
[email protected]