''TÜRKİYE'DE EVİM VAR AMA VATANIM YOK! BURADA HALA YABANCIYIM!''
Türk basınına Asil Nadir'in sahibi olduğu Güneş Gazetesi'yle giren Andrew Finkel'den çarpıcı açıklamalar!
TRT Haber’de yayınlanan Akılda Kalan programının dün akşamki konuğu, 1989’dan beri ülkemizde çalışan ve Türkiye’deki sıcak gelişmeleri yıllarca dünya medyasına aktaran Amerikalı gazeteci Andrew Finkel’di. Finkel, Türk basını ve Türkiye’deki yaşamı üzerine çeşitli açıklamalarda bulundu.
Geçmişte Güneş, Milliyet ve Sabah’da çalışan, Today’s Zaman yazarı Finkel, bir gazeteci olarak, kendisine çarpıcı gelen olayların Türkiye için alışılmış şeyler olduğunu belirterek, “Ben gördüğüm şeyleri yazıyorum. Bazen Türk gazeteciler maalesef görmek istediği şeyleri yazıyorlar” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Başbakan’a maganda dediği için eleştirilerin hedefi olan, “ben aslında maço” diyecektim diye kendini savunan Finkel, geçmişte Alpaslan Türkeş’ten bahsederken “Başbuğ” diyeceğine, “Buzbağ” diyerek bir Türkçe hatası daha yaptığını açıkladı. 20 yılı aşkın süredir Türkiye’de yaşamasına rağmen Türkçesinin mükemmel olamayışını, dil öğrenme becerisinin olmadığına bağladı.
“Muhabirlik yurtdışında saygın bir meslek. Türkiye’de 30’undan sonra herkes köşe yazarı olmak istiyor.”
Cambridge Üniversitesi’nde siyasal bilgiler eğitimi alan Finkel, gazetecilik mesleğine, İngiltere’de yeni çıkacak bir gazetenin ilanına cevap vererek başlamış. O yıllarda İngiltere’de meslek eğitimi almasa da herkesin gazeteci olabileceğine inanıldığını söyleyen Finkel, bugün yurtdışında muhabirliğin çok saygın bir iş olduğunu, Türkiye’deki gibi herkesin köşe yazarı olmak istemediğini belirterek, “ Türkiye’de ise aksine gazetecilerin hepsi 30 yaşından sonra köşe yazarı olmak peşinde” dedi.
“Independent Gazetesi Türk gazetelerine benzedi, sansasyonel haberler yapıyor”
Türk basınına Asil Nadir’in sahibi olduğu Güneş Gazetesi’yle giren Andrew Finkel, o yıllarda Güneş’in kendine örnek olarak İngiliz The Independent’ı aldığını hatırlatarak “ tasarımı bile Independent’a çok yakındı. Ama sonra Asil Nadir yakalandı. İflas etti… Şimdiki Independent Gazetesi, Türk gazetelerine benzedi, sansasyonel haberler yapıyor” dedi.
“Benim vatanım yok, evim var”
Akılda Kalan’da Türkiye’ye duyduğu ilgiyi kaybetmediğini de söyleyen Finkel, “yabancı değilim ama yabancı gibi hissediyorum. Türkiye’yi anlamıyorum. Hala işim var” dedi. Oturduğu mahallede herkesin kendini tanıdığını ve toplumun dışında kalmadığını belirten Finkel “ahbaplık yapıyoruz. Kendimizi geçici görmüyoruz. Ama her şeye rağmen buralı değiliz. Ne zaman yabancı hissettiğimi sorarsanız, bayramlar sizin için hoş oluyor, Ramazan’da pide kokusu gibi güzel şeyler var. Biz yabancı olduğumuzu bayramlarda fark ediyoruz” dedi.
Finkel, Nuriye Akman’ın “Türkiye’ye ikinci vatanım diyor musunuz” sorusuna, “Benim vatanım yok. Ama evim var Türkiye’de, arkadaşlar var” diye cevap verdi.
“Türk olsaydım, referandumda “Evet” derdim”
Akılda Kalan’da referandumu olumlu bir adım olarak gördüğünü ve 12 Eylül’de oy kullanabilseydi, oyunun evet olacağını açıklayan Finkel, demokrat bir Türkiye için hükümetin çok işinin olduğunu, seçim barajı ve dokunulmazlığın kaldırması gerektiğini söyledi.
"Yabancıların bilmesi gereken en önemli şey Türkiye’nin çok hızlı değiştiği…”
Andrew Finkel, bugünlerde Herkesin Türkiye Hakkında Bilmesi Gereken şeyler başlığıyla bir kitap yazıyor. Yabancıların bilmesi gereken en önemli şeyin “değişim” olduğunu söyleyen Finkel, “Türkiye çok hızlı değişiyor. Çünkü İstanbul’a geliyorsunuz, kocaman bir şehir. Ama tabii benim ilk tanıştığım İstanbul 1 milyon nüfusluydu. Şimdi 12- 15 milyon. Türkler Türkiye’nin değişeceğini biliyorlar. Mesela Avrupa değişiyor, ama Avrupalılar Avrupa’nın değişeceğini bilmiyor.” dedi
Sherlock Holmes okuyan Sultan Abdülhamit hakkında roman yazıyor.
Andrew Finkel, Akılda Kalan’da ayrıca Sherlock Holmes okumayı çok seven Sultan Abdülhamit hakkında uzun yıllardır yazmaya çalıştığı romanı, önümüzdeki yılda bitirmeyi planladığını açıkladı.
AKILDA KALAN
Nuriye Akman’ın sunduğu Akılda Kalan, Perşembe günleri saat 20.10’da TRT Haber’de ekrana geliyor. Yapım ve yönetimini Aynur Çelebioğlu ve Mustafa Özkurt’un yaptığı programın danışmanlığı/konuk koordinatörlüğü İrem Şık ve Can Uludağ’a ait.