Türkiye’de 31 gazeteci 2016’ya cezaevinde girdi!
2015 yılı gazeteciler için tutuklamalar, gözaltılar, davalar, saldırılar, işten çıkarmalarla geçti.
Türkiye’de 3 gazetecinin yılsonunda serbest bırakılmasıyla
beraber 31 gazeteci cezaevinde. Merkezi ABD'de olan Gazetecileri
Koruma Komitesi’ne (CPJ)’ye göre 2015 yılında dünyada 69 gazeteci
görevi başında yaşamını yitirdi. 2015’te yaşamını yitiren toplam
gazeteci sayısı ise, merkezi Fransa’da olan Sınır Tanımayan
Gazeteciler Örgütüne verilerine göre 110.
Evrensel’den Gözde Tüzer’in haberine göre, 2015’te gazetelere ve
gazetecilere saldırılar yaşandı, gazetelere yüzlerce dava açıldı,
gazeteciler onlarca kez Cumhurbaşkanına hakaret ya da “terör örgütü
propagandası” gibi gerekçelerle hâkim karşısına çıktı. Bu sene
medya gruplarına kayyumlar atandı, birçok gazeteci işsiz kaldı.
31 gazeteci cezaevinde
31 gazeteci 2016 yılına cezaevinde girdi. 2015 yılının son
günlerinde Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve
Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan ile cezaevinde ‘çıplak aramaya’
maruz kaldığı iddia edilen JİNHA Muhabiri Vildan Atmaca serbest
kaldı. 26 Kasım’da Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can
Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün MİT TIR’larının
Suriye’deki gruplara silah ve cihatçı sevk edildiği iddialarına
ilişkin haber ve görüntüler nedeniyle “Teröre yardım ve yataklık”,
“Siyasi ve askeri casusluk amacıyla gizli bilgileri temin etmek” ve
“Siyasi veya askeri casusluk amacıyla gizli kalması gereken
belgeleri açıklamak” gerekçeleriyle tutuklanmıştı.
Gazeteciler öldürüldü
CPJ, 2015 yılında 69 gazeteci görev başında öldürüldü. Dünya
çapında hapisteki 199 gazeteciden en az 110’u ise “Devlete karşı
işlenen suçlar” kapsamında hapiste tutuluyor. 2015’te yaşamını
kaybeden gazetecilerin yüzde 40’ı el Kaide ve IŞİD gibi grupların
elinde öldü. Gazetecilerin üçte ikisinden çoğu cinayet için hedef
seçilmişti. Rapora göre görev başındaki gazeteciler misillemenin
yanı sıra çatışma sırasında, iki ateş arasında ya da diğer
tehlikeli görevlerde hayatlarını kaybetti.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ise 2015 yılında tüm dünyada
öldürülen gazeteci sayısını 110 olarak açıkladı. Sınır Tanımayan
Gazeteciler Örgütünün raporuna göre; gazetecilerin görev başında
öldürüldüğü ülkelerin başında Irak, Suriye, Fransa ve Yemen
geliyor. Rapora göre en az 67 gazeteci habercilik faaliyetlerinden
ötürü öldürüldü. Irak ve Suriye’de, 9’ar cinayet işlendi. Suriye’de
gazeteciler çatışan taraflar arasında kalırken, Irak’ta birçok
gazeteci IŞİD tarafından kaçırılarak işkenceye uğradı.
Türkiye’de ise 2015’in 17 Şubatı’nda Gazeteci Nuh Köklü kartopu
oynarken öldürüldü. Bir esnaf sırf camına kartopu geldi diye
Gazeteci Nuh Köklü’yü bıçaklayarak öldürdü, ardından “Ben yarın
çıkarım” diye bağırdı.
Paris’te de korkunç bir katliam yaşandı. Dünyaca ünlü mizah dergisi
Charlie Hebdo’ya El Kaide’nin Yemen kolu tarafından Muhammed ve
diğer İslam liderleri hakkında yapılan şakalar nedeniyle saldırı
düzenlendi ve aralarında derginin baş editörü Stéphane Charbonnier
(Charb) , dünyaca ünlü karikatüristler JeanCabut (Cabu) , Bernard
Verlhac (Tignous) ve Georges Wolinski’nin de bulunduğu 12 kişi
öldürüldü.
Gazetecilerin mahkemeye gitme nedenleri; Cumhurbaşkanına
hakaret
Bu yıl gazeteciler adliye koridorlarını, bazen sanık, bazen de
meslektaşlarıyla dayanışma için mesken tuttu. Cumhurbaşkanına
hakaret gerekçesiyle ifade vermek 2015’in en favori sebebi
oldu. 10 Ekim’de Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş,
attığı Tweet’ler gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanına hakaretten”
tutuklandı, sonrasında serbest bırakıldı. Birgün gazetesi
yöneticileri Barış İnce, Berkant Gültekin ve Can Uğur hakkında
“Katil hırsız Erdoğan” manşetinden dolayı 11’er ay 20’şer gün hapis
cezası verildi. Ceza ertelendi. Gazeteci Cengiz Çandar, yazdığı 7
ayrı köşe yazısında Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle
hakkında başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. Hürriyet
Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök’e “Utan Ey Büyük Adam”
başlıklı köşe yazısı nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaretten dava
açıldı. Gazeteciler Hayko Bağdat, Perihan Mağden, Ahmet Altan da
Cumhurbaşkanına hakaretten ifade verenler arasındaydı. T24 yazarı
ve Bağımsız Gazetecilik Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Hasan
Cemal için de, iki yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret
ettiği iddiasıyla yapılan iki suç duyurusunda da ‘takipsizlik’
kararı verildi
6 Kasım’da ise Beyazıt’taki YÖK protestosunu takip eden Bianet
muhabiri Beyza Kural darp edildi ve ters kelepçe takılarak
gözaltına alındı. Polis aracına bindirilen Kural’ın fotoğraf
makinesinin kartına da el koymaya çalışan polisler “Bundan sonra
hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” diye
bağırdı. Polis Kural’ın elinde olan gazeteci kimliğini de çekip
kopardı. Kural, diğer gazetecilerin çabasıyla serbest
bırakıldı.
11 Aralık’ta Diyarbakır Sur’da sokağa çıkma yasağının kaldırılması
sonrası haber takibi için ilçeye giden 5 gazeteci gözaltına alındı.
Gözaltına alınıp serbest bırakılan Azadiya Welat muhabiri Ferit
Dere, gözaltında “Bir gün kim vurduya gideceksiniz. Türkün gücünü
göreceksiniz” şeklinde tehdit edildiklerini söyledi.
Haber siteleri yasaklandı
2015’te sosyal medya kullanıcıları için ‘yasak’ yılıydı. Özellikle
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın adliyede öldürülmesine ilişkin
içerikler sebebiyle, sosyal ağlar Facebook, Twitter ve YouTube gibi
sitelere erişim engellendi. Sadece sosyal medya değil, özellikle 7
Haziran sonrası başlayan çatışmalar dolayısıyla internet haber
portallarına da erişim engellendi. 7 Haziran seçimlerinden sonra
Başbakanlık talebi ile önce TİB, arkasından da Gölbaşı Sulh Ceza
Hakimliği onaylı 48 farklı erişim engelleme kararı alındı.
Toplamda; 261 web sitesine, 78 haber linkine, 859 Twitter hesabına,
159 tweete, 55 Facebook sayfasına, 92 YouTube videosuna ve 9 diğer
içerik olmak üzere 1513 farklı İnternet adresine erişim engellendi.
DİHA 26 defa, Sendika.Org 8 defa erişime engellendi. Azadiya Welat,
Yüksekova Haber, Özgür Gündem, Rudaw, Fırat Haber Ajansı, ETHA,
RojNews, JINHA, Jiyan ve Siyasi Haber sitelerine de 8A kapsamında
erişim engellendi.
Silvan’da gazetecinin başına silah dayandı
Silvan’da 4 Ekim’de özel harekât timlerinin desteği ile ev ve
belediyenin bahçesine yapılan baskında aralarında Özgür Gün TV
Çalışanı Murat Demir, DİHA Muhabiri Serhat Yüce, Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesi Çalışanı Faysal Aksu ile Silvan Belediye
Encümeni Kerem Yılmaz’ın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına
alındı. Polis, DİHA Muhabiri Serhat Yüce’nin başına sokak ortasında
silah dayadı.
DİHA basıldı
28 Eylül’de Diyarbakır’da DİHA, Azadiya Welat, Aram Yayınları ve
KURDİ-DER’in bulunduğu binaya silahlarla baskın düzenleyen polis
“makul şüphe” gerekçesiyle 32 çalışanı gözaltına aldı. Binanın en
alt katına indirilen çalışanların kimliklerine ve telefonlarına el
konuldu ve şiddet uygulandı.
Baskın yapan polislerin elinde hiçbir arama izni olmadığı, resmi
bir belgenin bulunmadığı belirtildi. Yaşanan baskın üzerine bölgeye
giden gazetecileri polis, plastik mermi ve gaz bombalarıyla
dağıttı. Evrensel Muhabiri Hasan Akbaş ve Fırat Topal ile İMC-TV
Muhabiri Kadriye Devir Uçar ile Gökhan Çetin’in yanına gelen aracın
kapılarını açan sivil polisler silahlarını gösterdi ve “Başınıza
bela almak istemiyorsanız görüntü çekmeyip buradan
uzaklaşacaksınız” diyerek gazetecileri tehdit etti.
Koza İpek Holdinge kayyum atandı
27 Ekim’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebi ile Koza İpek
Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına karar verildi.
Gruba bağlı 22 şirkete kayyum atanmasının ardından grubun
televizyon kanallarının yayınına müdahale edildi. İstanbul
Mecidiyeköy’de bulunan gruba ait binaya polis baskını yapıldı ve
Kanaltürk ve Bugün TV televizyonlarının yayınları durduruldu.
Kayyum sonrası Koza-İpek grubuna ait gazeteler Bugün ve Millet’in
baskısı durduruldu, 80’den fazla gazetecinin işine son verildi.
Gazeteciler özel eşyalarını polis nezaretinde aldı.
Hürriyet’e saldırı
7 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dağlıca saldırısı ile ilgili
“400 vekil verilseydi böyle olmazdı” sözlerini Hürriyet’in internet
sitesinde veriliş şekline tepki gösteren bir grup, gazetenin
Bağcılar’daki merkez binasına taşlı sopalı saldırı düzenledi.
Saldırganlar arasında o dönemde İstanbul milletvekili olan AKP
Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın’ın “1 Kasım’dan sonra
defolup gidecekler. Hatamız bunları zamanında dövmemek” gibi
ifadeler kullandığı konuşması ortaya çıkmıştı. Boynukalın 18
Aralık’ta Gençlik ve Spor Bakan Yardımcılığına atandı.
Ahmet Hakan darp edildi
1 Ekim’de Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, İstanbul’daki
evinin önünde 4 kişinin saldırısına uğradı. Gözaltına alınan
saldırganlar trafik nedeniyle itiş kakış yaşadıklarını söyledi.
Saldırganlardan 3’ünün AKP üyesi olduğu ortaya çıktı, daha sonra
Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik bu 3 kişinin partiden ihraç
edilmesine karar verildiğini yazdı.