02 Eyl 2016 19:26 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:33

"Türkiye İyi Gelecek" konferansı

- Başbakan Yıldırım, soruları yanıtladı (1)- "Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak, sınırlarımızı her türlü canlı bombaya, terör faaliyetlerine karşı emniyet altına almak bizim asli görevimizdir. Bu tip tehditler olmadığından emin oluncaya kadar biz orada faaliyeti sürdüreceğiz. Özgür...

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak, sınırları her türlü canlı bombaya, terör faaliyetlerine karşı emniyet altına almanın asli görevleri olduğunu belirterek, "Bu tip tehditler olmadığından emin oluncaya kadar biz orada faaliyeti sürdüreceğiz. Özgür Suriye Ordusu'na da gerekli desteği vereceğiz. Burada duruşumuzda herhangi bir değişiklik olmaz." dedi.

Başbakan Yıldırım, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "Türkiye İyi Gelecek" konferansındaki konuşmasının ardından gazetecilerin ekonomi ve gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Türkiye Varlık Fonu yurt dışında bir yatırım yapacak mı?" sorusu üzerine Yıldırım, şunları söyledi:

"Yurt dışında yatırım yapmak isteyenlere buradan destek vereceğiz. Mesela yatırımcılarımız, müteahhitlerimiz ihtiyacı olan kaynak varsa, buradan kullanabilecek. Çok maksatlı ama gerçek ekonomiye yönelik. 'Biz bu fondan sadece kağıt alalım, efendim Hazine'ye satalım, oradan para yapalım', böyle şeyler yok. Gerçek, elle tutulur, ölçülür projelerle uğraşacak. Bankalar, bankalar da biraz naz yapıyor para verirken. 'Anan kim, baban kim, nereden geldin?' Yedi ceddini soruyor. Bu fon diyecek ki, 'Artık fazla naz aşık usandırır. Ben gideyim Türkiye Varlık Fonu ile iyisi mi halledeyim' diyecek. Halledecek. Bankalar bu sefer dönecekler 'Gel kardeşim biz daha iyisini yaparız.' diye. O günleri bekliyoruz."

"Hükümetin bankacılık sektöründen, taşın altına elini sokma açısında beklentisi var mı?" sorusu üzerine Yıldırım, bankaların zaten görevini yaptığını, çiftçiye, KOBİ'lere, girişimcilere zaten kaynak aktardıklarını ama daha fazlasını yapmaları için bir engel olmadığını anlattı.

Bankalara, "Elinizi korkak alıştırmayın" dediklerini aktaran Yıldırım, "Verin birazı kaybolur, birazı kazandırır, sonunda denge bulunur. Ne yapacaksınız turşusunu mu kuracaksınız paranın? Her sabah açın bakın, senetler yerinde duruyor değil mi? Bir şeye faydası yok. Para artık avucunuzun içinden fazlasına taşıyorsa, o para sizin değil. Avucunuzdaki parayı harcayabilirsiniz ama onun dışındakilerin sahibi millettir, yatırımcıdır. Vatandaş oraya yatırıyor ki para orada yatmasın. (Gitsin yatırım olsun, kazansın, ülke de kazansın. Ben de kazanayım)." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, "Gayrimenkul sektöründe, önümüzdeki dönemde yabancı yatırımcıya Türkiye'de gayrimenkul satışının bir parça yavaşladığından dem vuruluyor. Deniyor ki, 'Arsa fiyatlarının geldiği noktada zorlanıyoruz.' denilmesi üzerine şu değerlendirmede bulundu:

"Onun da yolu var, bankalar demek ki kredilerde faizleri yüksek tutuyor. Birin altına düşmüş. İşte bunlar hızlandırır piyasayı. Daha da aşağı düşebilir. Enflasyon yüzde 8,5. Onun üzerine yüzde 10'da emniyet alarmı koysalar 9,5. Sen de 10. 10'a geliyor. Yavaş yavaş hizaya geliyor."

- "Türk ekonomisi göstergeleriyle sapasağlamdır"

Türkiye'de gelecek dönemde ekonomi dünyasında sektörel bazda öne çıkacak sektörlerin hangileri olacağına ilişkin soruyu yanıtlarken Yıldırım, ihracatta katma değeri yüksek ürünlere özel önem verildiğini söyledi.

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Diyelim ki bir kilogramlık bir mal sattınız. Şu anda 2,60 dolar para kazanıyorsunuz. Bunu 5-10 dolara, gelişmiş ülkeler gibi çıkarırsak o zaman kısa sürede beklediğimizi elde etmiş oluruz. Yani yükte hafif, pahada ağır. Alın terinden akıl terine geçiş üretimde. Yani bilgi, iletişim, bilişim teknolojilerini sanayi gibi değişimleri mutlaka yapıyor olmamız lazım. Bunlara daha çok yatırım yapıyoruz. Türkiye'de böyle kısa zamanda bir hareket olur, tekrar bir şeyler değişir diye hesap yapanlar korkarım ki yanılırlar. Türk ekonomisi bütün yönleriyle, bütün parametreleriyle, göstergeleriyle sapasağlamdır. İç spekülatif haberlere karnımız tok. Biz ekonomimize de iş adamlarımıza da ülkemize de milletimize de güveniyoruz."

- "Durup dururken kimsenin ekmeğiyle oynayacak halimiz yok"

Başbakan Yıldırım, "Bugüne kadar FETÖ ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle kapatılan, el konulan ya da TMSF'ye devredilen şirketlerin, bankalara borçları konusunda hükümet ne yapacak? Bu konuda bankacılarla görüştünüz mü ve bu borçların tutarı nedir?" sorusu üzerine, bugün çıkan Kanun Hükmünde Kararname ile FETÖ ile bağlantılı şirketlere kayyum atama işi tamamen TMSF'ye devredildiğini hatırlattı.

Önceden kayyumu mahkemenin atadığını ve bunun bazı mahsurlarını gördükleri için sistemi değiştirdiklerini anlatan Yıldırım, bugüne kadar yapılmışlar da dahil olmak üzere bütün bu şirketlere kayyum olarak TMSF'yi atayacaklarını kaydetti.

TMSF'nin bu şirketleri yöneteceğini, çalıştıracağını, icap ederse satacağını belirten Yıldırım, "Dava, diyelim ki FETÖ'cü, bilmem neci sahipleriyle devlet arasında devam edecek ama şirket çalışmaya, üretmeye, yaşamaya devam edecek. Bankacıların istediği de bu. Dolayısıyla 'Para verdik, ne olacak?' değil, TMSF ile bundan sonra işinizi halledin. Bir daha da başınızı ağrıtmayın." diye konuştu.

Bir başka soru üzerine, FETÖ soruşturmaları sonrasında işten çıkarılanlar konusunun önemli olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu keyfi bir çıkarma değil. Durup dururken kimsenin ekmeğiyle oynayacak halimiz yok. Mutlu da olmuyoruz, onu söyleyeyim. Ama ortada da bir gerçek var. Bütün tahminleri alt üst eden bir örgütten bahsediyoruz. 160 ülkede varlık gösteren ve bütün ülkelerin kimyasını bozan... Türkiye'de nelere sebep oldular, gördük. Bu soruşturmalarda, ifadelerde çorap söküğü gibi gidip geliyor. O onu söylüyor, o onu söylüyor. Elde diğer belgeler, bilgiler var. 16 kriterimiz var. Bunlar değerlendiriliyor, kılı kırk yarıyorlar. Arkadaşlar, bakanlıklar yaş ile kurunun bir arada yanmaması için azami gayret gösteriyorlar. Bu konuda ben de çok titiz davranıyorum. Nihayet bir suç örgütüne öyle veya böyle bulaşmış birileri varsa bunlara müsamaha gösteremeyiz. Asıl olan adalettir. Adaletle muamele ediliyor. Bunlar işsiz güçsüz kalıyor, doğru. İleride yaşanması muhtemel sorunlara karşı da bir çalışmamız olacak. Onların detaylarını şu anda paylaşmayayım. Mutlaka o alanda da bir sorun alanı oluşuyor. Ona da bir çare bulacağız. Kimler için bu? Zaten mahkeme olmuş, hüküm giymiş olanlar hariç. Ama onun dışında olanlar için bir tedbir geliştireceğiz. Bu da görevlerimiz içerisinde."

Yıldırım, Türkiye Varlık Fonu'nun Başbakanlığa bağlı fakat çalışma, usul ve esaslarının tamamen serbest olduğunu, özel sektör firmalarının çalıştığı gibi çalışacağını anlattı. Yıldırım, fonun yöneticilerinin, çalışanlarının devlet memuru kurallarıyla görev yapmayacağını, sözleşmeli personelin görevlendirileceğini, ömür boyu tezgahı kurup, emekli oluncaya kadar iş garantisi olmadığını aktardı.

Fonda ne kadar para birikeceğine yönelik henüz bir hesap yapmadığını aktaran Yıldırım, "İyi tüccar, önce ne kaybedeceğini hesap eder. İyimser tüccar da ne kazanacağını önceden hesap eder. Ben önceden ne kazanacağımı hesap etmiyorum. Nasıl kaybetmem veya en az kaybım ne olur? Onu hesap ediyorum. Biz de bir laf var; 'Sen işini kış tut, yaz çıkarsa bahtına.' Biz emniyetli çalışmayı severiz ama risk almayı da severiz. Bu fondan iyi şeyler olacak." diye konuştu.

- "Özgür Suriye Ordusu'na da gerekli desteği vereceğiz"

Bir gazetecinin, "Türkiye'nin, Cerablus'un 90 kilometre batısına kadar olan bölgeyi Türk askerlerinin temizleyeceği açıkladı. Bu Türkiye'nin uzun zamandan beri istediği güvenli bölge oluşturulmasının bir adımı mı ve bu sağlanana kadar Türk askeri orada kalmaya devam edecek mi?" sorusu üzerine Yıldırım, Cerablus'un tamamen güvenlik konusu olduğunu belirtti.

Başbakan Yıldırım, şu bilgileri verdi:

"Suriye tarafından roketler, füzeler geliyor, 29 vatandaşımız dünyadan bir şeyden haberi yok, bu füzelerden hayatını kaybediyor. Dolayısıyla vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak, sınırlarımızı her türlü canlı bombaya, terör faaliyetlerine karşı emniyet altına almak bizim asli görevimizdir. Bu tip tehditler olmadığından emin oluncaya kadar biz orada faaliyeti sürdüreceğiz. Özgür Suriye Ordusu'na da gerekli desteği vereceğiz. Burada duruşumuzda herhangi bir değişiklik olmaz.

O bölgede DAEŞ ile mücadele ediyoruz, ses PKK'dan geliyor ne hikmetse. Biz DAEŞ mensuplarını o bölgeden çıkarıyoruz bir de bakıyoruz ki ses YPG'den, PYD'den, PKK'dan geliyor. PKK'nın Türkiye'deki faaliyetlerinin bir benzerini de Suriye'de doğudan batıya, oradaki otorite boşluğundan da yararlanarak yayma hedefinin olduğunu görüyoruz. Bu konuda hiçbir müsamaha göstermeyeceğimizi bütün dostlara, müttefiklere bildirdik. Bunun uygulamalarını gerçekleştiriyoruz."

(Sürecek)