Türkiye için karanlık medya raporu!
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin medya raporuna göre, Türkiye tarihinin en karanlık dönemlerinden biri yaşanıyor.
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) hazırladığı medya raporuna
göre 2015 yılının ilk üç ayında 30 gazeteci işini kaybetti. Türkiye
Cumhuriyeti’nin, 92 yıllık tarihi boyunca düşünce ve ifade
özgürlüğü açısından en karanlık dönemlerinden birini yaşadığını
belirten ÇGD Ankara Şube Başkanı Can Güleryüzlü, “Raporda dikkat
edilmesi gereken önemli noktalardan biri de bazı basın yayın
organlarının zerre kadar meslek etik kurallarına uygun
davranmayarak adeta iktidarı sözcülüğüne girişmişlerdir” dedi.
ÇGD, oluşturduğu komisyon ile her üç ayda bir hazırlayacağı raporun
ilkini Ankara’da düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Medyada
son günlerde yaşanan olayları değerlendiren ÇGD Ankara Şube Başkanı
Can Güleryüzlü, “Türkiye Cumhuriyeti, 92 yıllık tarihi boyunca
düşünce ve ifade özgürlüğü açısından en karanlık dönemlerinden
birini yaşamaktadır. Zaten kör-topal bir demokrasinin işlediği
ülkemiz AKP iktidarının 13 yıla yaklaşan dönemine, vatandaşını
düşman gören bir anlayışta bir yönetimin hakimiyetine geçmiştir.
Uluslararası yasal düzenlemelerden ulusal düzeydeki anayasa ve
yasalara kadar her türlü hukuki metinde özgürlüklerin kullanımı
bağlamında hak olan gösteriler, tepkiler ve açıklamalar ‘yıkıcı’ ve
‘bölücü’ damgası vurularak engelleniyor. Özellikle sözde kamu
görevi yapan polislerce aleni suç işlenerek bu hak arayışları
şiddet kullanılarak bastırılıyor, toplum sindirilmeye çalışılıyor”
ifadelerini kullandı.
'İktidar sözcüsü basın'
Baskıları en yoğun yaşayan meslek gruplarından birinin de
gazetecilik olduğunu vurgulayan
Güleryüzlü şunları söyledi:
“AKP, kendisinden önceki süreçlerin çok ilerisinde bir baskı
kurarak medyayı kimliksizleştirmiştir. 21. yüzyılda önemi, etkisi
artan iş çevreleri için ‘çok kazançlı’ hale gelen basın-yayın
faaliyeti AKP iktidarında nerdeyse varlığını dayadığı temel
araçlardan biri haline dönüştürülmüştür. Algıları yönlendirmek ve
oluşturmak için kontrol altında tutulması gereken bir yapıya
çevrilmiştir. Basın-yayın kurumları bu doğrultuda adeta iktidarın
sözcülüğü görevini üstlenir hale sokulmuştur. Raporda dikkat
edilmesi gereken önemli noktalardan biri de bazı basın yayın
organlarının zerre kadar meslek etik kurallarına uygun
davranmayarak adeta iktidarın sözcülüğüne girişmişlerdir.
Kabataş olayı
Bizim ‘saray gazeteciliği’ dediğimiz bu anlayış geçen yıllarda
‘Kabataş’ yalanına dayalı haberlerle doruğa ulaşmışken, geçen üç ay
içinde ‘Diliniz Kaba Vicdanınız Taş’ yazıları ile bir yalanın
çevrilerek daha nasıl ileriye taşınıp tekrar tekrar
üretilebileceğini de görmüş olduk.”
Gazetecilere ceza
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin hazırlanan rapora göre; 13 gazeteci
kovuşturmaya uğradı.
9 gazeteci hakkında gözaltı, tutuklama ya da hapis cezası kararı
alındı.
Köşe yazıları neden ile 2 yazar para cezasına çaptırıldı.
9 gazetecisi ise mesleğini yaparken polis ya da esnaf tarafından
fiziksel saldırıya uğradı. Ulusal düzeyde 30 gazeteci işini
kaybetti. Raporda yer alan bazı tespitler ise şöyle:
Hollandalı gazeteciye gözaltı
Diyarbakır’da yaşayan Hollandalı gazeteci Frederike
Geerdink,Twitter hesabından İngilizce olarak terör örgütü
propagandası yaptığı ve devlet hakkında olumsuz kanaat oluşmasına
yönelik paylaşımlarda bulunduğu iddiasıyla Diyarbakır’da gözaltına
alındı. Geerdink, ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk
edilmeden savcının talimatıyla Emniyet Müdürlüğü’nden serbest
bırakıldı. (6 Ocak 2015)
Charlie Hebdo baskını davası
Hz. Muhammed’in karikatürünü yayınladığı için Fransa’nın başkenti
Paris’te saldırıya uğrayan ve 12 çalışanını kaybeden Charlie
Hebdo’ya destek vermek amacıyla dergiden bir seçki yaparak 14 Ocak
2015 tarihli sayısında ek olarak yayınlayan Cumhuriyet gazetesi
dağıtımdan önce matbaada savcılık tarafından engellendi, yapılan
denetimin ardından gazetenin dağıtımına izin verildi. (14 Ocak
2015)
RTÜK’ten yayın yasağı ve kanallara ceza
RTÜK, MİT’e ait TIR’ların durdurulmasına yönelik ‘casusluk’
davasına ilişkin yayın yasağı koydu. (6 Şubat 2015)
Ender rastlanan durum
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’ın Hakan Fidan’la
ilgili yazısı gazetenin 11 Şubat 2015 tarihli sayısında
yayınlanmadı. Köşe yazısının, ilgili sayfada yer olmadığı için
yayınlanmadığı belirtilirken, Albayrak’ın yazısı gazetenin web
sitesinde yer buldu. Türkiye basınında ender rastlanan bu olay
Albayrak’ın paylaştığı tweet’le ortaya çıktı. (11 Şubat 2015)
RTÜK, Samanyolu Yayın Grubu’nun 14 Aralık operasyonları sırasında
yaşananları dakika dakika yayınlamasını kusurlu bularak para cezası
verdi. Samanyolu Yayın Grubu’nu tarafsız davranmamakla suçlayan
RTÜK, gönderdiği kararda ‘Yayın akışında; Samanyolu Yayın Grup
Başkanı Hidayet Karaca ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu şahıslara yönelik gözaltı
operasyonları, gelişmeler, operasyon karşısındaki tepkiler,
eleştiriler ve açıklamalar yer almıştır’ ifadelerini kullandı. (15
Şubat 2015)
Gazeteciler ifadeye çağırıldı
17 – 25 Aralık yolsuzluğunu haberleştiren Radikal Gazetesi muhabiri
Fatih Yağmur ve www.t24.com.tr internet haber sitesi muhabiri Arzu
Yıldız ifadeye çağrıldı. (17 Şubat 2015)
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BirGün'e suç duyurusu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı, BirGün Gazetesi’nin 17
Şubat 2015 tarihli nüshasında ‘Biz senin nefret ettiğin 35
milyonuz! Biz de işledik aynı suçu… Madem öyle bizi de alın! Çamura
batırdığınız memleketi kurtarın’ spotu ve ‘Katil ve Hırsız Erdoğan’
manşeti ile ilgili suç duyurusunda bulundu. (18 Şubat 2015)
Gazetecilere suç duyurusu
Milliyet Gazetesi muhabiri Kemal Göktaş, İzmir Karabağlar Polis
Karakolu’nda 2011 yılında Fevziye Cengiz’in gözaltındayken polisler
tarafından dövülmesine ilişkin haberinin ardından olayla ilgili
yürüyen yargılamanın sonucuna ilişkin haberinde ‘Savcı işkence
davasında işkenceci polisi değil, kadını suçlu buldu. Dövülen
kadına 8, polise 1 yıl ceza’ ifadelerini kullandığı için davanın
savcısı Göksel Er’in suç duyurusu üzerine hakkında İstanbul
Cumhuriyet Başsavclığı’nca açılan soruşturma kapsamında 19 Şubat
2015 tarihinde İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde savunma yaptı.
(19 Şubat 2015)
Bilal Erdoğan'ın suç duyurusu
Gazeteci-Yazar Seray Şahiner’in hakkında, BirGün Gazetesi’nde
yayımlanan yazısında Bilal Erdoğan’a ‘üstün zekalı’ diyerek hakaret
ettiği gerekçesiyle açılan davaya devam edildi. (24 Şubat 2015)
‘Big Boss’a toplatma istemi
Gazeteci Mustafa Hoş’un Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ilgili
yazdığı ‘Big Boss’ adlı kitabına toplatma ve dağıtımını durdurma
davası açıldı. Hoş’tan, ‘basın-yayın yoluyla hakaret ve iftira’
iddiasıyla 20 bin lira da manevi tazminat talebinde bulunuldu.
Kitabın kitapçılarda olmasına bile izin verilmediği kaydedildi. (25
Şubat 2015)
SPK müfettişleri Taraf'ta
Taraf Gazetesi’nin 25 Şubat 2015’teki gündem toplantısı, yazı
işleri masasında çalışan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)
müfettişleriyle yapıldı. (25 Şubat 2015)
Can Dündar ifade verdi
Gazeteci Can Dündar, Cumhuriyet Gazetesi’nde genel yayın yönetmeni
olmadan önce 2014 yılının Temmuz ayında ‘17-25 Aralık Yolsuzluk ve
Rüşvet Operasyonu’na ilişkin yazdığı yazılarında dönemin Başbakanı
Tayyip Erdoğan’a ve oğlu Bilal Erdoğan’a ‘hakaret’ ve
‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’ suçlamalarıyla hakkında açılan
iki dava kapsamında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakime
ifade verdi. (26 Şubat 2015)
TBMM’de sansür
Bugün TV Parlamento Muhabiri Uğur Telli, AKP Osmaniye Milletvekili
Suat Önal ile yapamadığı röportaj nedeniyle ceza aldı. Önal’ın,
çalıştığı kuruma ilişkin ‘yanlı haber vereceği’ düşüncesiyle
Telli’nin ‘Sayın Vekil röportaj vermek ister misiniz?’ sorusuna
‘Hayır’ cevabının kameraman tarafından kaydedilip montajda
kullanması üzerine yaşanan olay üzerine bir gazetecinin Meclis
yerleşkesine sokulmamasına kadar vardı. Konuya ilişkin kararı alan
TBMM Basın İlişkiler Kurulu Başkanlığı’nın, gazeteci Telli’nin
savunmasını bile beklemeden bu kararı alması tepkiyle karşılandı.
(27 Şubat 2015)
RTÜK’ün kanallara cezası
Hükümetin geçen yılın son günlerinde ‘Taşhiyeciler’ adıyla yaptığı
ve terör örgütü suçlamasıyla yürüttüğü operasyon kapsamında Zaman
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın
Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın aralarında bulunduğu kişiler
gözaltına alınmış; Dumanlı ifadesinin ardından serbest bırakılırken
Karaca ve bazı kişiler tutuklanmıştı.
Hidayet Karaca’nın tutukluluğunu protesto için ‘Medyaya Darbe’
logosuyla yayın yapan televizyon kanallarına RTÜK tarafından para
cezası verildi. (27 Şubat 2015)
Mehmet Baransu tutuklandı
Balyoz Davası’ndaki kumpas iddialarına ilişkin soruşturma
kapsamında gözaltına alınan Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu,
İstanbul’da ‘Devletin güvenliği bakımından gizli kalması gereken
belgeleri temin ettiği’ suçlamasıyla tutuklandı. (2 Mart 2015)
Gazeteciler darp edildi
Berkin Elvan’ın ölümünün birinci yıldönümü nedeniyle Türkiye
genelinde yapılan anma ve protestolara katılanlara polis biber gazı
ve tazyikli suyla müdahale etti. Ankara’da yaşanan müdahaleyi
görüntülemek isteyen gazeteciler darp edildi. DHA muhabiri Tahsin
Güner’in kamerası, Birgün Gazetesi foto muhabiri Recep Yılmaz’ın
fotoğraf makinesi kırıldı.
Saldırı esnasında bir esnaf da Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA)
muhabiri Feti Balaban’a saldırdı. Milliyet Gazetesi foto
muhabiriÜnal Çam da polis tarafından gazeteci olduğu bilinmesine
karşın gözaltına alınmaya çalışıldı. (11 Mart 2015)
İnternete erişim yasağı TBMM'de kabul edildi
Başbakanlık ya da bakanların internete erişim yasağı getirmelerini
sağlayan yasa Meclis’ten geçti. İnternet düzenlemesinin de yer
aldığı torba yasa teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Erişim yasağı yaşam hakkı, kişilerin can ve mal güvenliğinin
korunması, milli güvenlik, kamu düzeninin korunması gibi
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde getirilecek. TİB’in kararı 4
saat içinde uygulanacak ve içerik ya da erişim yasağı kararı 24
saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulacak. (20 Mart
2015)
Yasemin Çongar 'şüpheli' olarak ifade verdi
Taraf Gazetesi eski yöneticisi Yasemin Çongar, Balyoz davası
sanıklarına kumpas kurulduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma
kapsamında ‘şüpheli’ sıfatıyla İstanbul’da savcılığa ifade verdi.
Bir dönem Taraf gazetesinde şimdi Türkiye gazetesinde yazarlık
yapan Yıldıray Oğur da aynı dava kapsamında ‘tanık' sıfatıyla ifade
verdi.