05 Nis 2015 16:49 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:27

Türkiye için karanlık medya raporu!

Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin medya raporuna göre, Türkiye tarihinin en karanlık dönemlerinden biri yaşanıyor.

Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) hazırladığı medya raporuna göre 2015 yılının ilk üç ayında 30 gazeteci işini kaybetti. Türkiye Cumhuriyeti’nin, 92 yıllık tarihi boyunca düşünce ve ifade özgürlüğü açısından en karanlık dönemlerinden birini yaşadığını belirten ÇGD Ankara Şube Başkanı Can Güleryüzlü, “Raporda dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de bazı basın yayın organlarının zerre kadar meslek etik kurallarına uygun davranmayarak adeta iktidarı sözcülüğüne girişmişlerdir” dedi.

ÇGD, oluşturduğu komisyon ile her üç ayda bir hazırlayacağı raporun ilkini Ankara’da düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Medyada son günlerde yaşanan olayları değerlendiren ÇGD Ankara Şube Başkanı Can Güleryüzlü, “Türkiye Cumhuriyeti, 92 yıllık tarihi boyunca düşünce ve ifade özgürlüğü açısından en karanlık dönemlerinden birini yaşamaktadır. Zaten kör-topal bir demokrasinin işlediği ülkemiz AKP iktidarının 13 yıla yaklaşan dönemine, vatandaşını düşman gören bir anlayışta bir yönetimin hakimiyetine geçmiştir. Uluslararası yasal düzenlemelerden ulusal düzeydeki anayasa ve yasalara kadar her türlü hukuki metinde özgürlüklerin kullanımı bağlamında hak olan gösteriler, tepkiler ve açıklamalar ‘yıkıcı’ ve ‘bölücü’ damgası vurularak engelleniyor. Özellikle sözde kamu görevi yapan polislerce aleni suç işlenerek bu hak arayışları şiddet kullanılarak bastırılıyor, toplum sindirilmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

'İktidar sözcüsü basın'
Baskıları en yoğun yaşayan meslek gruplarından birinin de gazetecilik olduğunu vurgulayan
Güleryüzlü şunları söyledi:

“AKP, kendisinden önceki süreçlerin çok ilerisinde bir baskı kurarak medyayı kimliksizleştirmiştir. 21. yüzyılda önemi, etkisi artan iş çevreleri için ‘çok kazançlı’ hale gelen basın-yayın faaliyeti AKP iktidarında nerdeyse varlığını dayadığı temel araçlardan biri haline dönüştürülmüştür. Algıları yönlendirmek ve oluşturmak için kontrol altında tutulması gereken bir yapıya çevrilmiştir. Basın-yayın kurumları bu doğrultuda adeta iktidarın sözcülüğü görevini üstlenir hale sokulmuştur. Raporda dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de bazı basın yayın organlarının zerre kadar meslek etik kurallarına uygun davranmayarak adeta iktidarın sözcülüğüne girişmişlerdir.

Kabataş olayı
Bizim ‘saray gazeteciliği’ dediğimiz bu anlayış geçen yıllarda ‘Kabataş’ yalanına dayalı haberlerle doruğa ulaşmışken, geçen üç ay içinde ‘Diliniz Kaba Vicdanınız Taş’ yazıları ile bir yalanın çevrilerek daha nasıl ileriye taşınıp tekrar tekrar üretilebileceğini de görmüş olduk.”

Gazetecilere ceza
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin hazırlanan rapora göre; 13 gazeteci kovuşturmaya uğradı.
9 gazeteci hakkında gözaltı, tutuklama ya da hapis cezası kararı alındı.
Köşe yazıları neden ile 2 yazar para cezasına çaptırıldı.
9 gazetecisi ise mesleğini yaparken polis ya da esnaf tarafından fiziksel saldırıya uğradı. Ulusal düzeyde 30 gazeteci işini kaybetti. Raporda yer alan bazı tespitler ise şöyle:

Hollandalı gazeteciye gözaltı
Diyarbakır’da yaşayan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink,Twitter hesabından İngilizce olarak terör örgütü propagandası yaptığı ve devlet hakkında olumsuz kanaat oluşmasına yönelik paylaşımlarda bulunduğu iddiasıyla Diyarbakır’da gözaltına alındı. Geerdink, ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmeden savcının talimatıyla Emniyet Müdürlüğü’nden serbest bırakıldı. (6 Ocak 2015)

Charlie Hebdo baskını davası
Hz. Muhammed’in karikatürünü yayınladığı için Fransa’nın başkenti Paris’te saldırıya uğrayan ve 12 çalışanını kaybeden Charlie Hebdo’ya destek vermek amacıyla dergiden bir seçki yaparak 14 Ocak 2015 tarihli sayısında ek olarak yayınlayan Cumhuriyet gazetesi dağıtımdan önce matbaada savcılık tarafından engellendi, yapılan denetimin ardından gazetenin dağıtımına izin verildi. (14 Ocak 2015)

RTÜK’ten yayın yasağı ve kanallara ceza
RTÜK, MİT’e ait TIR’ların durdurulmasına yönelik ‘casusluk’ davasına ilişkin yayın yasağı koydu. (6 Şubat 2015)

Ender rastlanan durum
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’ın Hakan Fidan’la ilgili yazısı gazetenin 11 Şubat 2015 tarihli sayısında yayınlanmadı. Köşe yazısının, ilgili sayfada yer olmadığı için yayınlanmadığı belirtilirken, Albayrak’ın yazısı gazetenin web sitesinde yer buldu. Türkiye basınında ender rastlanan bu olay Albayrak’ın paylaştığı tweet’le ortaya çıktı. (11 Şubat 2015)
RTÜK, Samanyolu Yayın Grubu’nun 14 Aralık operasyonları sırasında yaşananları dakika dakika yayınlamasını kusurlu bularak para cezası verdi. Samanyolu Yayın Grubu’nu tarafsız davranmamakla suçlayan RTÜK, gönderdiği kararda ‘Yayın akışında; Samanyolu Yayın Grup Başkanı Hidayet Karaca ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu şahıslara yönelik gözaltı operasyonları, gelişmeler, operasyon karşısındaki tepkiler, eleştiriler ve açıklamalar yer almıştır’ ifadelerini kullandı. (15 Şubat 2015)

Gazeteciler ifadeye çağırıldı
17 – 25 Aralık yolsuzluğunu haberleştiren Radikal Gazetesi muhabiri Fatih Yağmur ve www.t24.com.tr internet haber sitesi muhabiri Arzu Yıldız ifadeye çağrıldı. (17 Şubat 2015)

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BirGün'e suç duyurusu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı, BirGün Gazetesi’nin 17 Şubat 2015 tarihli nüshasında ‘Biz senin nefret ettiğin 35 milyonuz! Biz de işledik aynı suçu… Madem öyle bizi de alın! Çamura batırdığınız memleketi kurtarın’ spotu ve ‘Katil ve Hırsız Erdoğan’ manşeti ile ilgili suç duyurusunda bulundu. (18 Şubat 2015)

Gazetecilere suç duyurusu
Milliyet Gazetesi muhabiri Kemal Göktaş, İzmir Karabağlar Polis Karakolu’nda 2011 yılında Fevziye Cengiz’in gözaltındayken polisler tarafından dövülmesine ilişkin haberinin ardından olayla ilgili yürüyen yargılamanın sonucuna ilişkin haberinde ‘Savcı işkence davasında işkenceci polisi değil, kadını suçlu buldu. Dövülen kadına 8, polise 1 yıl ceza’ ifadelerini kullandığı için davanın savcısı Göksel Er’in suç duyurusu üzerine hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavclığı’nca açılan soruşturma kapsamında 19 Şubat 2015 tarihinde İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde savunma yaptı. (19 Şubat 2015)

Bilal Erdoğan'ın suç duyurusu
Gazeteci-Yazar Seray Şahiner’in hakkında, BirGün Gazetesi’nde yayımlanan yazısında Bilal Erdoğan’a ‘üstün zekalı’ diyerek hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davaya devam edildi. (24 Şubat 2015)

‘Big Boss’a toplatma istemi
Gazeteci Mustafa Hoş’un Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ilgili yazdığı ‘Big Boss’ adlı kitabına toplatma ve dağıtımını durdurma davası açıldı. Hoş’tan, ‘basın-yayın yoluyla hakaret ve iftira’ iddiasıyla 20 bin lira da manevi tazminat talebinde bulunuldu. Kitabın kitapçılarda olmasına bile izin verilmediği kaydedildi. (25 Şubat 2015)

SPK müfettişleri Taraf'ta
Taraf Gazetesi’nin 25 Şubat 2015’teki gündem toplantısı, yazı işleri masasında çalışan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) müfettişleriyle yapıldı. (25 Şubat 2015)

Can Dündar ifade verdi
Gazeteci Can Dündar, Cumhuriyet Gazetesi’nde genel yayın yönetmeni olmadan önce 2014 yılının Temmuz ayında ‘17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’na ilişkin yazdığı yazılarında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a ve oğlu Bilal Erdoğan’a ‘hakaret’ ve ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’ suçlamalarıyla hakkında açılan iki dava kapsamında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakime ifade verdi. (26 Şubat 2015)

TBMM’de sansür
Bugün TV Parlamento Muhabiri Uğur Telli, AKP Osmaniye Milletvekili Suat Önal ile yapamadığı röportaj nedeniyle ceza aldı. Önal’ın, çalıştığı kuruma ilişkin ‘yanlı haber vereceği’ düşüncesiyle Telli’nin ‘Sayın Vekil röportaj vermek ister misiniz?’ sorusuna ‘Hayır’ cevabının kameraman tarafından kaydedilip montajda kullanması üzerine yaşanan olay üzerine bir gazetecinin Meclis yerleşkesine sokulmamasına kadar vardı. Konuya ilişkin kararı alan TBMM Basın İlişkiler Kurulu Başkanlığı’nın, gazeteci Telli’nin savunmasını bile beklemeden bu kararı alması tepkiyle karşılandı. (27 Şubat 2015)

RTÜK’ün kanallara cezası
Hükümetin geçen yılın son günlerinde ‘Taşhiyeciler’ adıyla yaptığı ve terör örgütü suçlamasıyla yürüttüğü operasyon kapsamında Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın aralarında bulunduğu kişiler gözaltına alınmış; Dumanlı ifadesinin ardından serbest bırakılırken Karaca ve bazı kişiler tutuklanmıştı.
Hidayet Karaca’nın tutukluluğunu protesto için ‘Medyaya Darbe’ logosuyla yayın yapan televizyon kanallarına RTÜK tarafından para cezası verildi. (27 Şubat 2015)

Mehmet Baransu tutuklandı
Balyoz Davası’ndaki kumpas iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu, İstanbul’da ‘Devletin güvenliği bakımından gizli kalması gereken belgeleri temin ettiği’ suçlamasıyla tutuklandı. (2 Mart 2015)

Gazeteciler darp edildi
Berkin Elvan’ın ölümünün birinci yıldönümü nedeniyle Türkiye genelinde yapılan anma ve protestolara katılanlara polis biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Ankara’da yaşanan müdahaleyi görüntülemek isteyen gazeteciler darp edildi. DHA muhabiri Tahsin Güner’in kamerası, Birgün Gazetesi foto muhabiri Recep Yılmaz’ın fotoğraf makinesi kırıldı.
Saldırı esnasında bir esnaf da Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) muhabiri Feti Balaban’a saldırdı. Milliyet Gazetesi foto muhabiriÜnal Çam da polis tarafından gazeteci olduğu bilinmesine karşın gözaltına alınmaya çalışıldı. (11 Mart 2015)

İnternete erişim yasağı TBMM'de kabul edildi
Başbakanlık ya da bakanların internete erişim yasağı getirmelerini sağlayan yasa Meclis’ten geçti. İnternet düzenlemesinin de yer aldığı torba yasa teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Erişim yasağı yaşam hakkı, kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik, kamu düzeninin korunması gibi gecikmesinde sakınca bulunan hallerde getirilecek. TİB’in kararı 4 saat içinde uygulanacak ve içerik ya da erişim yasağı kararı 24 saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulacak. (20 Mart 2015)

Yasemin Çongar 'şüpheli' olarak ifade verdi
Taraf Gazetesi eski yöneticisi Yasemin Çongar, Balyoz davası sanıklarına kumpas kurulduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında ‘şüpheli’ sıfatıyla İstanbul’da savcılığa ifade verdi. Bir dönem Taraf gazetesinde şimdi Türkiye gazetesinde yazarlık yapan Yıldıray Oğur da aynı dava kapsamında ‘tanık' sıfatıyla ifade verdi.