15 Şub 2020 15:59 Son Güncelleme: 15 Şub 2020 16:23

Türkiye Gazetesi MİT Kumpası'nda nasıl rol aldı?

Türkiye gazetesi, MİT'e yapılan kumpasta FETÖ'cülerin sızdırdığı ifadeleri çarşaf çarşaf yayımlamıştı...

Işıkçılar Cemaati'nin yayın organı Türkiye Gazetesi, bugün 7 Şubat MİT Krizi'yle ilgili hazırlanan iddianameyi manşet yaptı.

Gazete, "MİT'e operasyonun sebebi de Halkbank tezgahıydı kumpas ağını böyle ördüler" manşetiyle çıktı.

Türkiye Gazetesi'nin haberinde şu ifadeler yer aldı:

"FETÖ'cü savcılar MİT'i PKK ile bağlantılı gösterip hükümeti devirmek için 7 Şubat 2012'de Hakan Fidan'ı ifadeye çağırdı. Dönemin Başbakanı Erdoğan'ın ameliyat olacağı bu tarihte Fidan'ı tutuklayacaklardı. Ameliyat tesadüfen gecikince Erdoğan Fidan'ı engelleyip kumpası bozdu. Fidan komplosu hainlerin ilk adımıydı.

Çözüm süreci için Oslo'da yapılan görüşmenin ses kaydını FETÖ sızdırdı. Pensilvanya'ya gidip emri alan 'imamlar' dönüşte FETÖ'cü savcıları ve polisleri Kızılcahamam'da topladı. Toplantıya Karlov suikastının sanıklarından firari Murat Tokay ile Halkbank davasının hakiminin yönlendiren Murat Karkın da katıldı."

GEÇMİŞİ HATIRLAMAK İSTEMİYORLAR

Odatv'de Sami Menteş imzalı habere göre; Türkiye gazetesinin 7 Şubat krizinde hatırlamak istemediği bir olay var. Adım adım size onu anlatalım.

FETÖ’cü savcıların Hakan Fidan’ı ifadeye çağırmasının yolu, KCK’ya yönelik düzenlenen bir operasyonla örülmeye başlandı. Operasyonda, baskın listesinde yer almayan bir ofis basıldı ve Mustafa Özer gözaltına alındı.

Mustafa Özer, uluslararası bir haber ajansının Türkiye yetkilisi ve MİT elemanıydı. PKK yöneticisi Murat Karayılan’la yaptığı röportajlar ve bölgede çektiği fotoğraflarla MİT’e bilgi aktarımında bulunuyordu.

Bir de kendisi “ENN” isim haber ajansı kurmuştu. Bazı işlerini ENN ismi altında yapıyordu.

Mustafa Özer, gözaltına alındığında MİT personeli olduğunu polislere söyledi. Polisler, kurdukları planla Özer’in ifadesini aldılar ve bu ifadeyi, Hakan Fidan’ı ifadeye çağırmak için kullandılar.

Kumpas bununla sınırlı kalmamıştı. Bazı yayın organlarında Özer’in ifadeleri yayımlanmış, MİT personeli deşifre edilmiş, operasyonlarda kullanılmak için kurulan ENN Ajansı kapatılmak zorunda kalmıştı. Yani, MİT’in bir süredir üzerinde çalıştığı operasyon çökertilmişti.

İşte Türkiye gazetesi buradaki rolünü hatırlamak istemiyor.

İFADELER O İSME SIZDIRILDI

Gelin, iddianameye bakalım. Mustafa Özer’in ifadeleri iddianamede nasıl yer aldı. Özer, serbest bırakıldıktan 2 gün sonra Emniyet’e el koyulan eşyalarını almak için gitmişti. Gerisini iddianameden okuyalım:

“Emniyete gittiğinde, kendisine ifadeleri ile ilgili Radikal gazetesinin haber yapmak istediği ve kendisine ulaşmaya çalıştıklarının iletildiğini, Mustafa Gökkılıç adlı gazetecinin kendisine ulaşmak istediğini öğrenince telefonuna el konulduğu için yanına aldığı annesinin telefonundan Mustafa Gökkılıç’ı aradığını, onun da kendisine ‘senin savcılık ve emniyet ifadelerin bende var haber yapıyorum’ dediğini, kendisinin de ona ‘yaptığın şey sorumluluğu kaldırılamayacak bir şeydir, yapma bunu görüştürelim yapma’ dediğini, onun da ‘hayır yapıyoruz manşete koyduk bile’ diye beyanda bulununca, kendisinin de komiser Ayhan’ın odasına girdiğini, ona ‘Savcı Bilal Bayraktar’ı ara ifadeler basına sızmış’ deyince onun da savcı beyi aradığını ve durumu savcı beye anlattığını, komiser Ayhan’a, ‘durumu anlatamayacaksın’ deyince kendisinin olan biteni Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar’a telefonda izah ettiğini, Cumhuriyet Savcı Bilal Bayraktar’ın da kendisine ‘yok öyle bir şey olamaz gerekirse o gazeteciyi içeri attırırım yapılacak olan suçtur’ dediğini, kendisinin de ‘adam öyle demiyor ama’ diyerek telefonu kapattığını ve hemen durumu MİT Müsteşarlığına bildirdiğini ifade etmiştir.”

MİT HABERİN YAYIMLANMASINI ENGELLEDİ

İddianamede, Radikal gazetesinin haberi yayımlamadığı, ENN Haber Ajansı’nın açık tutulduğu ve MİT adına faaliyetlerine devam ettiği belirtildi. Mustafa Özer, Mustafa Gökkılıç’ın haberi yayımlanmayınca çok sinirlendiğini, ifadeleri flash diske atıp medya kuruluşlarını gezdirdiğini anlattığı yer aldı.

İddianamede Mustafa Gökkılıç’la ilgili şu bilgiler yer aldı:

“Bu kişinin o dönem İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesinde görevli Erol Demirhan’ın akrabası olduğunu ve bu duruma güvenmekte olduğunu, tecrübelerinden edindiği kadarıyla bir gazetecinin çalıştığı basın kuruluşunda haberi yayınlanmayınca bunu yayınlatmak maksadıyla kapı kapı dolaşmayacağını, maddi çıkar var ise bu yola tevessül edebileceğini, bu olayda ise maddi çıkar olmadığı dikkate alınınca Mustafa Gökkılıç’ın özel bir görevlendirme ile haberi servis etmeye çalıştığını anladığını…”

İFADEYİ İLK TÜRKİYE GAZETESİ YAYIMLADI AJANS KAPATILMAK ZORUNDA KALDI

Yani, iddianamede Mustafa Gökkılıç’ın Radikal haberi yayımlamayınca, Mustafa Özer’in ifadesini yayımlatmak için medya kuruluşlarını gezdiği anlatılıyor. Peki, MİT’in yayımlanmasını engellediği ifadeyi ilk kim yayımladı?

Mustafa Özer, onu da anlatıyor. İddianamedeki o bölüm şöyle:

“Mustafa Gökkılıç’ın haberi yayınlatamayacağını, yapılanan anayasal suç içerebileceğini düşündüğünden ajans olarak faaliyetlerine devam ettiğini, gerçekten de haberin uzunca bir süre yapılmadığını, 7 Şubat olayı olarak bilinen MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın gözaltına alınma teşebbüsünden sonra Mustafa Gökkılıç’ın haberi yapmak istediğini, ifadesini içerin haberin Türkiye Gazetesinde 06.03.2012 de yayınlandığını ifade etmiştir.

Yani 7 Şubat 2012 krizi olunca herkesin haber yapıp tartışmalar devam ederken ifadesinin Türkiye Gazetesinde yer aldığını, Türkiye gazetesinin adını vermediğini ancak yapılan faaliyetin, PKK cephesinde doğrudan kendisini deşifre ederek işaret etmekte olduğunu, ardından 11.03.2012 tarihinde Sabah Gazetesinde haber yapıldığını, ancak zaten kendilerinin 06.03.2012 tarihinde Türkiye Gazetesindeki haberden sonra tüm faaliyetlerini durdurup ajansı kapattıklarını, artık deşifre olmanın vermiş olduğu tedirginlikle gizlenmeye çalıştığını…”

Yani, Türkiye gazetesi Mustafa Gökkılıç’tan aldığı, MİT’in yayımlanmasını engellemeye çalıştığı ifadeleri ilk kez yayımlayan gazete oldu. Türkiye gazetesinin haberinden sonra, MİT’in operasyonlarda kullanmak için kurduğu haber ajansı kapatılmak zorunda kaldı. Türkiye gazetesinin hemen ardından da Sabah ifadeleri çarşaf çarşaf yayımladı.

TARAF İSMİNİ DEŞİFRE ETTİ

Peki, Mustafa Özer’in ismi ilk nasıl deşifre edildi? İddianamede yer alan ifadesinde Özer o olayı da anlatıyor:

“27.03.2012 tarihinde Yurt Gazetesinden Cengiz Erdinç’in kendisini arayarak ‘elimizde ifadeler var, senle ilgili ifadeleri yayınlayacağız ne dersin’ şeklinde beyanda bulunduğunu, kendisinin de ‘böyle bir şey yapmayın bundan hiç kimseye fayda olmaz’ dediğini, tekrar MİT müsteşarlığı basın müşavirliğinin devreye girip haberi önlemek istemesine rağmen bunun önüne geçilemediğini, ‘M.Ö.’ şeklinde kısaltma ile isminin anlaşılacak şekilde deşifre edildiğini, yine 28.03.2012’de Taraf Gazetesinde kendisiyle hiç bir şekilde görüşme yapılmadan vermiş olduğu ifade tutanakları üzerinden isminin tamamı yazılıp web sitesinde de fotoğrafları da gösterilerek haber yapıldığını, bu haber üzerine de diğer basın kuruluşları ve internet ortamında Taraf Gazetesine atıflar yapılarak haberler yapıldığını ve bu suretle de MİT adına yürütmüş olduğu faaliyetlerin ve sırların deşifre edildiğini beyan etmiştir.”

Bugün MİT iddianamesinde "kumpas" manşetleri atan Türkiye gazetesi, bizzat iddianamelerde MİT'e yapılan kumpasta FETÖ'cülerin sızdırdığı ifadeleri çarşaf çarşaf yayımlamakla, MİT ajanlarını deşifre ederek Hakan Fidan operasyonunu hazırlamakla, MİT'in PKK'ya sızma operasyonlarını deşifre etmekle suçlanıyor.

Türkiye Gazetesi MİT Kumpası'nda nasıl rol aldı? - Resim : 1