26 Kas 2013 13:45
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:46
Türkiye Gazeteciler Federasyonu'ndan 'naylon' gazete uyarısı!
TGF 43. Başkanlar Konseyi Toplantısı, geniş bir katılımla Batman’da yapıldı.
Türkiye’nin farklı illerinden gelen basın
meslek örgütü başkanları ve temsilcilerinin katılımıyla Batman
Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilen TGF Başkanlar Konseyi'nde, ülkemizin birlik,
beraberlik ve bütünlüğü koruyarak toplumsal barış sürecinin
geliştirilmesinde sürece meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri
ve toplumun her kesimin katkı koymasının yarar sağlayacağı
vurgulandı.
Bildirgede, her seçim öncesi “türeyen” gazete ve gazetecilere
de dikkat çekilirken, vatandaşların ve adayların “Naylon gazete ve
gazetecilere” ödün vermemesi gerektiği yönünde uyarıda bulunuldu.
Basın meslek örgütlerinin de bu tip kişi ve kurumlarla mücadele
etmesi gerektiği belirtilirken, “Türkiye, 30 Mart 2014'te yerel
seçimlere gidiyor. 1.5 yıl içinde 3 seçim yaşayacak ülkemizde
özellikle Anadolu'da "Naylon gazete ve gazeteciler" türemekte ve
yaptıkları yayınlarla meslek etik ve kuralları ayaklar altına
alınmaktadır. Adayların ve partilerin seçim dönemlerinde ortaya
çıkan; şantaj ve tehdit amaçlı bu tip yayınlara ödün vermemesini
istiyoruz” denildi.
“SEÇİLMİŞLER ÖZGÜR OLMALI"
Barış, kardeşlik, dostluk sürecinin tam anlamıyla başarıya
ulaşmasının yolunun demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla
uygulanmasından geçtiğinin vurgulandığı sonuç bildirgesinde,
“Demokrasinin teminatı da her konuda bireysel özgürlüklerdir.
Özellikle halkın oylarıyla seçilmiş kişilerin, özgürlüklerinden
yoksun bırakılmaları büyük yaralara neden olmaktadır. Seçilmişlerin
yeri seçmenlerin yanıdır. Demokrasinin vicdanı da bunu gerektirir”
denildi.
Batman’da gerçekleştirilen TGF Başkanlar Konseyi
Toplantısı’nın ardından açıklanan sonuç bildirgesinde, doğal ve
kültürel zenginliklerimizin korunması gerektiğine de dikkat
çekilerek, Hasankeyf’in sular altında kalmaması gerektiği
belirtildi.
47 üye meslek örgütü başkan ve temsilcisinin katılımıyla
Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilen Türkiye Gazeteciler Federasyonu 43. Başkanlar
Konseyi sonuç bildirgesi şöyle:
1- Son yıllarda yoğunlaşan dostluk barış ve kardeşlik
sürecinin özelikle Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde olumlu yankı
bulduğu gözlemlenmiştir. Ülkemizin birlik, beraberlik ve bütünlüğü
koruyarak toplumsal barış sürecinin geliştirilmesinde meslek
kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve toplumun her kesimin sürece
katkı koyması yarar sağlayacaktır.
2- Barış, kardeşlik, dostluk sürecinin tam anlamıyla başarıya
ulaşmasının yolu demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla
uygulanmasından geçtiği açıktır. Demokrasinin teminatı da her
konuda bireysel özgürlüklerdir. Özellikle halkın oylarıyla seçilmiş
kişilerin, özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları büyük yaralara
neden olmaktadır. Seçilmişlerin yeri seçmenlerin yanıdır.
Demokrasinin vicdanı da bunu gerektirir.
3- Türkiye, 30 Mart 2014'te yerel seçimlere gidiyor. 1.5 yıl
içinde 3 seçim yaşayacak ülkemizde özellikle Anadolu'da "Naylon
gazete ve gazeteciler" türemekte ve yaptıkları yayınlarla meslek
etik ve kuralları ayaklar altına alınmaktadır. Adayların ve
partilerin seçim dönemlerinde ortaya çıkan; şantaj ve tehdit amaçlı
bu tip yayınlara ödün vermemesini istiyoruz.
4- Seçim dönemlerinde üye meslek örgütlerimize de büyük
görevler düşmektedir. Meslek örgütlerimizin gazeteci kimliği
altında tehdit, şantaj yoluyla menfaat sağlayan ve meslekle uzaktan
yakından ilgisi olmayan kişilerle mücadele etmesi gerektiğine
inanıyoruz.
5- Ülkemizde hala 60’ın üzerinde tutuklu gazeteci var. Tutuklu
gazeteciler sorununun temelinde basın ve ifade özgürlüğü
yatmaktadır. Her platformda vurguladığımız gibi demokrasinin gereği
olan basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı,
gazeteciler özgür bir ortamda mesleklerini yerine getirmelidir. Hiç
kimse yazdıklarından, düşündüklerinden ve konuştuklarından dolayı
yargılanmamalıdır. Ülkemiz için kanayan yaraya dönüşen tutuklu
gazeteciler sorunu, basın ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere
meslektaşlarımızın özlük ve özgürlük hakları için verdiğimiz
mücadeleyi asla bırakmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.
6- İnternet medyası ve haberciliğiyle ilgili belirsizlik ciddi
emek hırsızlıklarına neden olmaktadır. Düşük maliyetlerle çok
sayıda internet siteleri kurulmakta, çalışan gazetecilerin emekleri
sömürülerek eserleri bu internet sitelerinde haberleri olmadan
yayınlanmaktadır. Bazı kamu ve özel kuruluşların da buna destek
vermesi medya sektöründe ciddi sıkıntıya yol açmaktadır. Künyesi
bulunmayan, hiç bir ticari kaydı olmayan bu kişiler gerçek
gazetecilerin sırtından haksız kazanç sağlamaktadır. İnternet
medyasında çalışanlara basın kartı hazırlığında bulunan
bürokrasinin öncelikli olarak internet medyası ve haberciliğiyle
ilgili belirsizliği ortadan kaldıracak girişimlerde bulunması
gerekmektedir. Bu konuda siyasi irade zaman geçirmeden yasal
düzenlemeye gitmelidir.
7- Türkiye’nin tarihi dokusunun korunup kollanmasında yerel
yöneticilere ve devletin ilgili birimlerine büyük görevler
düşmektedir. Dillerin ve dinlerin kardeşliğini simgeleyen
kentlerin, eserlerin tüm dünyaya örnek bir ortak kültür hazinesi
olduğu unutulmamalıdır. Hasankeyf aslında enerji üretirken tarihin
de bir şekilde korunması gerektiğine en iyi örnektir. Hasankeyf
sular altında kalmamalı. Bölge insanının sesine kulak verilmeli ve
tarih sular altına hapis edilmemelidir.