Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden Cumhurbaşkanı Gül'e çağrı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu internet yasasıyla ilgili açıklama yaptı.
TGC Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada “TBMM Genel Kurulu’ndan geçen
“torba tasarı” içerisinde yer alan internet düzenlemeleri, başta
ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ile kişisel verilerin korunması
hakkı olmak üzere birçok hakka müdahale niteliği taşımaktadır ve
kesinlikle yürürlüğe girmemelidir” dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu bir açıklama yaparak
internetle ilgili yasal düzenlemenin başta ifade özgürlüğü ve
kişisel verilerin korunması hakkı olmak üzere birçok temel hakka
müdahale niteliğinde olduğuna dikkat çekti.
TGC Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada düzenlemenin Anayasa’ya
aykırı noktaları bulunduğuna da işaret ederek, “Bu düzenlemelerin
Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’ye iadesinin zorunlu olduğu
kanısındayız. TBMM Genel Kurulundan geçen düzenlemeler ile
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) dünyada eşi benzeri
görülmemiş yetkiler verilmektedir. TİB tüm içerik sağlayıcılardan
hiçbir sınırlama olmaksızın bilgi isteyebilecek, içerik
sağlayıcılar da TİB’in istediği tedbirleri uygulama yükümlülüğü
altında olacaktır” dedi.
İnternete yapılacak her müdahale basın özgürlüğünü yakından
ilgilendiriyor
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklamada
şu görüşler yer aldı:
“Bilindiği üzere yeni bilişim teknolojileri ve özellikle internet,
iletişim özgürlüğü çerçevesinde korunan bilgi ve görüş yayma ve
bunlara ulaşma hakkı çerçevesinde korunan araçlardır. Zira bu
araçlara yapılacak her müdahale, içeriğin yayılmasına veya
erişilmesine doğrudan etki edecektir. İnternetin sağladığı hızlı
bilgi aktarmaimkanı, gazetecilik mesleğini de etkilemiş, haberlerin
hızlı biçimde kamuoyuna yayılması imkanını sağlamıştır. Bu
nedene internete yapılacak her müdahale, basın özgürlüğünü de
yakından ilgilendirmektedir.
TBMM Genel Kurulundan geçen düzenleme, temel hak ve özgürlüklere
ilişkindir ve bu tür yasa tekliflerinin / tasarılarının toplumdan
ve düzenlendikleri alanın uzmanlarından kaçırılarak yasalaşması,
demokrasinin yürürlükte olduğu insan haklarına saygılı hukuk
devletlerinde hayal dahi edilemeyecek bir yaklaşımdır. Ancak
görülmektedir ki internete ilişkin düzenlemeler TBMM’ye
sunulmalarından itibaren bir aydan kısa bir sürede Genel Kuruldan
geçmiştir. Genel Kurula sunulan taslak metni esas komisyon
sıfatıyla Plan ve Bütçe Komisyonu hazırlamış, verilen yasa
teklifinden de ağır düzenlemeler Genel Kurula sunularak kabul
edilmiştir.
TİB SINIRLAMA OLMADAN BİLGİ İSTEYEBİLECEK
TBMM Genel Kurulundan geçen düzenlemeler ile Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı’na (TİB) dünyada eşi benzeri görülmemiş
yetkiler verilmektedir. TİB tüm içerik sağlayıcılardan hiçbir
sınırlama olmaksızın bilgi isteyebilecek, içerik sağlayıcılar da
TİB’in istediği tedbirleri uygulama yükümlülüğü altında olacaktır.
Tedbirlerin ne oldukları, hangi şartlar altında uygulanabilecekleri
ve bunlara karşı etkin ve çabuk sonuç veren hukuk mekanizmaları
yasada yer almamaktadır. Ayrıca istenecek bilgilerin Anayasa ile
korunan kişisel veriler veya Anayasa ve Basın Kanunu çerçevesinde
korunan gazetecilerin haber kaynaklarını koruma hakkına yönelik
olup olmayacakları belli değildir.
ERİŞİM SAĞLAYICILAR SANSÜR ARACI OLARAK KULLANILABİLECEK
Yer sağlayıcılar da tüm trafik verilerini depolama ve TİB’in
istediği zaman, istediği şekilde bu bilgileri iletmekle yükümlü
hale gelmiştir. Ayrıca yer sağlayıcıların yükümlülüklerinin
yönetmelikle belirlenmesinin yolu açılmış ve Anayasa’nın hak
sınırlandırmasına yönelik kanunilik ölçütüne aykırı bir düzenleme
kabul edilmiştir.
Erişim sağlayıcılara alternatif erişim yollarını da engelleme
yükümlülüğü getirilmiş ve böylece tüm erişim sağlayıcıların birer
sansür aracı olarak mahkeme kararlarının dahi ötesine geçebilecek
uygulamalar yapmasının önü açılmıştır. Bunu yerine getirmeyen
erişim sağlayıcılar için de ağır yaptırımlar öngörülmüştür.
Yegane amacı erişimin engellenmesini sağlamak olan bir birlik
kurulmuş, TİB’e karşı da tek muhatap olarak bu birlik
gösterilmiştir. Tüzüğünü dahi kendi başına hazırlayamayacak bu
birliğe yapılacak bildirimler ile tüm erişim sağlayıcılara bildirim
yapılmış sayılacak ve erişimin engellenmesi için bu yeterli
olacaktır.
CEVAP HAKKI KALDIRILDI
Yasanın erişimin engellenmesine ilişkin 8. maddesinin, hak
sınırlandırmaya elverişli bir hukuki düzenleme olmadığı AİHM’in
kesinleşmiş kararı ile sabitken, maddede hiçbir esaslı değişiklik
yapılmamış, daha da ötesinde TİB’in erişimi engelleme tedbirini
uygulayacağı yeni bir alan daha açılmıştır. Meclise sunulan yasa
teklifinde TİB’in vereceği kararlara yönelik ciddi bir sınırlama
getirilmesi öngörülmüşken bu hüküm komisyonda değiştirilmiş ve daha
sınırlayıcı madde meclisten geçmiştir.
İçeriğin yayından çıkarılmasına ilişkin düzenlemede cevap hakkı
kaldırılmış, içerik veya yer sağlayıcısına hiçbir hukuki güvence
mekanizması veya usuli hak tanımayan “yargılamalar” ile erişimin
engellenmesinin yolu açılmıştır.
TİB BAŞKANI YASA İLE AYRICALIKLI BİR KONUMA GETİRİLİYOR
Ayrıca TİB’e başvuru sonucunda veya resen TİB Başkanı’nın kararıyla
“özel hayatın gizliliğine ilişkin” içeriklere erişimin engellenmesi
kararlarının önü açılmıştır. Özel hayat kavramı birçok hukuki
menfaatle yarışabilecek ve özellikle kamusal görev ifa eden kişiler
söz konusu olduğunda ifade özgürlüğüne ağırlık verilmesi
gerekecektir. Böyle bir tartma mekanizması olmadan erişimin
engellenmesi kararı verilebilmesi ifade özgürlüğü önünde ciddi bir
tehdittir. Kaldı ki kişilere TİB’e başvurunun ardından mahkemeye
başvurma zorunluluğu da getirilmişken, TİB Başkanının kararları
için böyle bir mekanizma öngörülmemiş, ancak bunlara itiraz
edilebileceği düzenlenmiştir. Bu çerçevede TİB Başkanı yasa ile
ayrıcalıklı bir konuma getirilmiştir.
Düzenlemeler başta ifade özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması
hakkı olmak üzere birçok temel hakka müdahale niteliğindedir ve
Anayasa’ya aykırı noktaları bulunmaktadır. Cumhurbaşkanını bu
düzenlemeyi TBMM’ye iade etmeye çağırıyoruz"