TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ'NDEN 1 MAYIS UYARISI!
TGC 1 Mayıs öncesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile bir toplantı düzenledi.
TGC 1 Mayıs öncesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile bir toplantı düzenledi. Medya için valilikte 1 Mayıs kriz masası oluşturuldu
İlk kez çok sayıda gazeteci ve emniyet görevlisinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda gazeteciler ve polisler karşılıklı beklentilerini dile getirdi
1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarının esenlik içinde geçmesi ve görevli basın mensupları ile polis arasında istenmeyen olayların yaşanmaması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü mensupları ile basın mensupları bir araya geldi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği toplantıya, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlikten Sorumlu Müdür Yardımcı Mehmet Altınok, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Gökhan Özsavaş, Güvenlik Şube Müdürü Mehmet Hasbal, Basın Protokol Şube Müdürü Mehmet Suat Ekici, Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürü Erkin Adalar ve Beyoğlu İlce Emniyet Müdürü Osman Yıldırım katıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Turgay Olcayto, Genel Sayman Gülseren Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Atay ve Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Özdemir’in yer aldığı toplantıda basın mensupları toplumsal olayları izlenmesi sırasında karşılaştıkları olumsuzlukları dile getirdiler.
30 Nisan Cumartesi günü saat 15.00’ten itibaren İstanbul genelinde toplam 38 bin 500 polisin görev yapacağını belirten, Toplumsal Olaylardan Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Altınok 1 Mayıs’ta olay beklemediklerini söyledi.
Buna karşın Valilikte bir kriz merkezi oluşturulacağını, miting düzenleme kurulu ile sürekli temas halinde olduklarını belirten Altınok şunları söyledi: “1 Mayısla ilgili yasaklamamız yok. İnsanlar 1 Mayıs Emek Günü’nü kutlasınlar. Devlet de yardımcı olsun. Demokratik haklarını şiddete başvurmadan şenlik havasında dile getirsinler istiyoruz. Taksim alanına herkes girebilir. Herhangi bir sayı sınırlamamız da yok” dedi.
Gazeteciler, kamu görevi yaptıklarını hatırlatıp, polisin kendilerini hasım gibi görmemesini isterken, Mehmet Altınok gazetecilerden polisle göstericilerin arasına girmemesini, polisi engellememesini, yayınlanmadan önce de bilgiyi mutlaka doğrulatmasını istedi. Altınok “Toplumsal olaylar diğer adi olaylara benzemiyor. Boyutun nerede başlayıp, nerede biteceği belli olmuyor. Gazetecilerin, toplumsal boyutu olacak her olaya laboratuar titizliğiyle bakması gerekir. Aksi takdirde rating alırsınız ama toplum zarar görür” dedi.
Gazetecilerin “hızlı ve doğru bilgilendirme” konusundaki ısrarlı talebine ise Altınok, “Cumhuriyet savcılarının bilgisi olmadan soruşturma aşamasında açıklama yapamayabiliriz ama onun dışında bilgiye açığız” yanıtını verdi.
GAZETECİLER: BİZ DE KAMU GÖREVİ YAPIYORUZ
Karşılıklı görüş alışverişinin yapıldığı toplantıda gazetecilerin deneyimlerine dayalı genel yakınmaları ise şu çerçevede toplandı:
* Bir çatışma anında polisler gazetecileri hasım gibi görüp, göstericilerden ayırmıyor. Oysa gazeteciler de emniyet güçleri gibi kamusal görev yapıyor.
*Orantısız güç kullanıldığında gazetecilerin buna tanıklık etmesi ve görüntülemesi polisi psikolojik olarak olumsuz etkiliyor ve basına da şiddete yöneliyorlar. Böylece bir hataya bir başka hata ekleniyor. Polis eğitimlerinde buna dikkat çekilmeli. Gazeteci gösterici değildir. Yasalardan gücünü alan bir görev yapmaktadır.
*Gazeteciler kimi zaman hem polisin hem göstericinin şiddetine maruz kalıyor. Polisin görevlerinden biri, gazeteci saldırıya uğradığında onu da korumaktır.
*Güvenlik alanı, güvenlik şeridi, protokol bölümü gibi yerlere gazetecilerin girişinde zaman zaman zorluk çıkarılıyor. Bu konuda da polisler gazetecilere yardımcı olmalıdır.
*Hatalı ya da eksik haberin önüne geçmenin en etkili yolu, gazetecilere doğru ve hızlı bilgi vermekten geçer. Bir olay olduğunda olayın nasıl meydana geldiği, polisin neden müdahale ettiği, kaç kişinin, hangi yasa dışı durumdan ve hangi yasa maddesine göre gözaltına alındığı, gibi bilgiler, polis basın bürosu aracılığıyla hemen belirtilerek, emniyet güçlerinin de yakınmalarına neden olan haberlerin önüne geçilmiş olur.
*Olaylar sırasında gazeteciler şiddete uğruyor, şikayet ediliyor ama meslektaş dayanışması nedeniyle şiddeti uygulayan polise bir türlü ulaşılamıyor. Bu tür şikayetler etkili biçimde soruşturulmalı ve şeffaf olunmalı.