02 Haz 2014 22:50
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:15
Türk Sinemasının ünlü senaristi ölümle pençeleşiyor!
Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul, Gramofon Avrat gibi unutulmaz filmlerin senaryosunu yazan Ayşe Şasa, üç haftadır kanser hastalığı nedeniyle Bağcılar'da bir hastanede ve yoğun bakımda...
Ayşe Şasa'nın bilincinin tümörden dolayı tamamen kapalı durumda olduğu da kulağımıza gelenler arasında…
Türk sineması'nın en değerli kadın senaristlerinden, "Ayşe Abla"mız, sevgili Ayşe Şasa ile hastanede ilgilenmeye çalışan tek kişi de yaşlı erkek kardeşi Aziz Şasa imiş.
Çerkez bir anne ve yarı Çerkez yarı Kürt bir babadan dünyaya gelen Ayşe Şasa, 1941 yılında İstanbul’da doğdu. Şimdiki adı Robert Kolej olan Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okudu, 1960 yılında mezun oldu. Robert Kolej’in İdari Bilimleri Bölümü’ne devam etti (1963-1965). 1963 yılından itibaren senaristlik yaptı. Bu yıllarda kendisini Marksist olarak tanımlıyordu. Kemal Tahir ile güçlü bir dostluk kurdu ve bu dostluğun onun üzerinden derin etkileri oldu. Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul, Utanç ve Gramofon Avrat gibi filmlere imza attı. 1993 yılında sinemayla ilgili Yeşilçam Günlüğü adlı denemeleri yayınlandı. Bu ana kadar başından üç evlilik geçti. İkinci evliliğini Ünlü Yönetmen Atıf Yılmaz ile yaptı.
1980'li yıllarda ağır bir psikolojik rahatsızlık geçirdi. Doktorlar şifozreni tehşisi koydu. On yıllık inziva dönemi sırasında sinema piyasasından tamamen çekildi. Bu süreçte yanında 3. eşi olan Bülent Oran vardı. Bu dönemden sonra, düşünsel anlamda kendisini değiştirdi, daha bilimsel/sezgici bir hayat sürmeye başladı. Bu yeni yaşam tarzı, eserlerine de yansıdı. İbn Arabi ve Andrei Tarkovsky üzerinde derin düşüncelere sahiptir.
Türk sineması'nın en değerli kadın senaristlerinden, "Ayşe Abla"mız, sevgili Ayşe Şasa ile hastanede ilgilenmeye çalışan tek kişi de yaşlı erkek kardeşi Aziz Şasa imiş.
Çerkez bir anne ve yarı Çerkez yarı Kürt bir babadan dünyaya gelen Ayşe Şasa, 1941 yılında İstanbul’da doğdu. Şimdiki adı Robert Kolej olan Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okudu, 1960 yılında mezun oldu. Robert Kolej’in İdari Bilimleri Bölümü’ne devam etti (1963-1965). 1963 yılından itibaren senaristlik yaptı. Bu yıllarda kendisini Marksist olarak tanımlıyordu. Kemal Tahir ile güçlü bir dostluk kurdu ve bu dostluğun onun üzerinden derin etkileri oldu. Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul, Utanç ve Gramofon Avrat gibi filmlere imza attı. 1993 yılında sinemayla ilgili Yeşilçam Günlüğü adlı denemeleri yayınlandı. Bu ana kadar başından üç evlilik geçti. İkinci evliliğini Ünlü Yönetmen Atıf Yılmaz ile yaptı.
1980'li yıllarda ağır bir psikolojik rahatsızlık geçirdi. Doktorlar şifozreni tehşisi koydu. On yıllık inziva dönemi sırasında sinema piyasasından tamamen çekildi. Bu süreçte yanında 3. eşi olan Bülent Oran vardı. Bu dönemden sonra, düşünsel anlamda kendisini değiştirdi, daha bilimsel/sezgici bir hayat sürmeye başladı. Bu yeni yaşam tarzı, eserlerine de yansıdı. İbn Arabi ve Andrei Tarkovsky üzerinde derin düşüncelere sahiptir.