"TÜRK SİNEMASININ ENLERİ OLUYOR DA KÖŞE YAZARLARININ NEDEN OLMASIN?" EN KÜFÜRBAZ KÖŞE YAZARI ÖDÜLÜ KİMİN OLDU?
Demem o ki, Türk sinemasının "en"leri oluyor da, köşe yazarlarının neden olmasın? Buyurun bakalım..
Köşe yazarlarının "en"leri
AK Parti'nin hazırladığı anayasa değişikliği paketi hakkında kopartılan yaygaraya bakınca alıyor beni bir gülme.
Deniz Baykal'dan Devlet Bahçeli'ye Hakkı Süha Okay'dan Oktay Vural'a kadar muhalefet esnafı öyle bir kükredi ki, olursa o kadar olur.
Yargı esnafı da öyle!
Mesela, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçekler "Kuşatma altına giriyoruz..." şeklinde feveran etti.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu(HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek de demediğini bırakmadı. Hiçbir şey demediyse, "Yüksek yargıyla dalga geçiliyor..." dedi.
Herkes konuşur da, Sabih Kanadoğlu, nam-ı diğer "367 Sabih" durur mu? Kör gözüm parmağına misali CHP'ye yol gösterdi yine: "Anaysa değişikliği paketi yasalaşsa dahi Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi halinde iptal kararı ile sonuçlanacaktır..."
Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Vural Savaş bile konuştu diyeyim de, varın gerisini siz hesap edin.
Diyeceksiniz ki, bütün bunların neresi komik?
Bence komik, çünkü: Bu muhteremlerin feveranına bakan da, sanki anayasa değişikliği teklifi değil de, anayasanın cebren ilga edildiğini sanır!
Halbuki...
Anayasayı cebren ilga etmeye niyetlenen darbecilerin olanca planları ortalığa saçıldığında alayının ağzını bıçak açmıyordu.
Bunlara gülünmez de ne yapılır Allah aşkına?!
Anayasa değişikliği paketini eleştiren eleştirene!
Düşünün artık, Ruhat Mengi bacımız bile kolları sıvadı: "Osman Can ve benzer isimlerin AYM ve HSYK'ya seçilmesinin de önü açılıyor..."
Köşe yazarları arasında, Türk sinemasının "en"leri gibi seçimler yapılsaydı, hiç düşünmeden, "Anayasa değişikliği paketine en güçlü muhalefeti yapan köşe yazarı" seçerdim onu.
Sahi, köşe yazarlarının "en"leri neden yapılmıyor?
Nasıl ki, TÜRSAK Vakfı ve Beyoğlu Belediyesi'nin işbirliğiyle düzenlenen "Yeşilçam Ödülleri" 11 ayrı dalda veriliyor, köşe yazarlarına da her yıl birçok dalda ödül verilebilir. (Bu arada, en iyi film ödülünü "Nefes" almış.)
Demem o ki, Türk sinemasının "en"leri oluyor da, köşe yazarlarının neden olmasın?!
Buyurun bakalım:
En küfürbaz köşe yazarı ödülü: Oktay Ekşi (Ergun Babahan'a, "Doğduğun yere kadar kovalayacağım..." sözü ile.)
En acemi günah çıkaran köşe yazarı ödülü: Reha Muhtar (Ahmet Kaya'ya çatal bıçak atılan malum gecede, "Bir Başkadır Benim Memleketim" şarkısını ortamı sakinleştirmek için çaldığını söylemesi nedeniyle.)
En çıldıran köşe yazarı ödülü: Nuray Mert (Çıldırması için belirli bir neden gerekmiyor.)
En saati durmuş köşe yazarı ödülü: Ruşen Çakır (Murat Belge'nin taa Yeni Gündem döneminde dile getirdiği "İslam ve sol" muhabbetini tekrar etmesi nedeniyle.)
En dedikoducu köşe yazarı ödülü: Ahmet Hakan (Ahmet Arsan müstearıyla.)
En telmaşa liberal köşe yazarı ödülü: Cüneyt Ülsever (Her haliyle.)
En abidik gubidik köşe yazarı ödülü: M. Yakup Yılmaz (Başıma bir şey gelmeyecekse nedenini söylerim. Zira şekvacı sıfatıyla yine mahkemeye koşabilir.)
En kıvrak köşe yazarı ödülü: Ertuğrul Özkök (Hiç tartışmasız.)
En arsız köşe yazarı ödülü: Yılmaz Özdil (Fikret Bila'nın yazısını Yasemin Çongar'ın zannederek Taraf'a çakan ve bu gafı yüzüne vurulduğu halde tınmayan haliyle.)
En gamsız köşe yazarı ödülü: Hıncal Uluç (Nedene gerek yok; "hayat felsefesi" meselesi.)
En köşesiz köşe yazarı ödülü: Fikri Akyüz (Hala bir gazetede köşe bulamaması nedeniyle. Not: Suç Fikriciğimin değil elbet; köşe vermeyenler utansın!)
En umut vaat eden köşe yazarı ödülü: Hasan Pulur (Herhangi bir yazısıyla.)
En salak espri yapan köşe yazarı ödülü: Mustafa Mutlu ("Saatler, 28 Mart Pazar günü saat 03.00'ten itibaren bir saat 'ileri' alınacakmış... 'Gericiler' acaba bu uygulamaya da günün birinde karşı çıkacak mı?" esprisiyle.)
Salih Tuna/Yenişafak