24 Mayıs 2013 16:20 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:11

TÜRK MEDYASI ABD'DEN NASIL GÖRÜNÜYOR?

Hürriyet yazarı, ABD merkezli bir düşünce kuruluşunun Türk medyası hakkında ortaya attığı iddiaları ele aldı.

Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan-Obama görüşmesi öncesinde Washington'daki bir düşünce kuruluşu tarafından yayımlanan raporu yazdı. Ergin'in gözünden kaçmayan en ilgili çekici kısmı ise şüphesiz AK Parti hükümetinin basına ve medya patronlarına yaptığı iddia edilen baskılar oldu.

Raporda Doğan grubuna kesilen vergi cezası, Sabah-ATV grubunun rekabetsiz bir şekilde satılması ve Hasan Cemal'in Milliyet'ten ayrılmak zorunda bırakılması gibi iddialar yer aldı.
İşte Sedat Ergin'in yazısından çarpıcı bir bölüm:

"Obama basın özgürlüğü konusunda geleneğini bozmadı

Beyaz Saray, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ağırladığı geçen perşembe günü web sayfasına Türkiye ile ilişkilere bakışını anlatan iki sayfalık bir bilgi notu koydu.

Bu metin, ABD ile Türkiye arasındaki güçlü ortaklık ve dostluğun "ortak değerler ve stratejik çıkarlar üzerinde kök saldığı" vurgusuyla başlıyordu.

İki ülke arasındaki ortak değerlerin başında demokrasi ve bu bağlamda ifade ve basın özgürlüğü geliyor.
***
İşte bu görüşten yola çıkan Washington'daki "Center for American Progress/CAP" (Amerikan İlerlemesi Merkezi) adlı düşünce kuruluşu, Erdoğan-Obama görüşmesinden tam iki gün önce geçen salı günü "Türkiye'de Basın ve İfade Özgürlüğü" konulu bir rapor yayımladı...

Michael Werz ve Max Hoffman tarafından kaleme alınan CAP raporunun önemli bir yönü, geçen 10 yıl içinde AK Parti hükümetinin pek çok alanda gerçekleştirdiği reformlardan genellikle övgü dolu ifadelerle söz edip, basın özgürlüğü alanındaki sorunları bu genel yönelişin bir istisnası olarak göstermesi.

Raporda hükümetin basına baskı yapmak için "ince yöntemler" kullandığı, özellikle büyük patronların "muazzam bir baskı altında oldukları" ifade ediliyor.

Bu alandaki sorunların geniş bir dökümü verilirken Doğan Grubu'na kesilen 2.5 milyar dolarlık vergi cezasının bütün basın üzerinde yarattığı "caydırıcı etki"den (chilling effect), TMSF'nin düzenlediği ihalede Sabah-ATV grubunun rekabetsiz bir şekilde Başbakan'ın müttefiklerine satılmasından da söz ediliyor. Raporda, "bu ihalenin Başbakan'ın basını gayriresmi bir şekilde kontrolü altına almak istediği yolunda kaygılara yol açtığı" anlatılıyor.

Toplam 176 sayfa tutan raporda "eleştirilerini yumuşatmadıkları ya da tartışma yaratan haberler yazdıkları için sayısız gazetecinin işinden olduğu" da kaydedilerek, Milliyet'ten ayrılmak zorunda bırakılan köşe yazarı Hasan Cemal'in durumu örnek gösteriliyor. Rapora göre, Hasan Cemal'in gitmesine Başbakan Erdoğan'ın "Batsın böyle gazetecilik" şeklindeki çıkışının patron üzerinde yarattığı baskı yol açtı...."