TÜRK KANALLARI DARBEYİ NASIL GÖRDÜ? PENGUEN BELGESELİ YAYINLANDI MI?
Milliyet yazarı Sina Koloğlu, Mısır'da darbe olduğu sırada Türk kanallarının nasıl yayın yaptığını yazdı..
TAHRiR’DE DARBE GECESi
Haber kanalları olması gerekeni yaptı. Tahrir’e, darbeye, demokrasiye bağlandılar. Penguen yayınlamadılar. Nasıl dinamik ve heyecanlı yayıncılık yaptıklarını gördük
Başlıklardan al haberi
24, ‘Demokrasiye darbe’; TRT Haber, ‘Seçimle gelen Mursi devrildi’; A Haber, ‘Mısır’da Askeri Darbe’; Habertürk, ‘Askeri Darbe’ başlıklarını attı...
Ne çok üniversite ve öğretim üyesi varmış
Hani derler ya ‘kiloyla’; bizde aynen durum böyle. Adını yeni duyduğum üniversiteler ve öğretim üyeleriyle tanışma fırsatım oldu darbe gecesinde. Akın akın geldiler kanallara. Üç tur atsalar bitmez bu üniversite ve öğretim üyeleri. Her yer üniversite, her yer prof. olmuş.
Halk tv yorgundu
Kanalı iyi götüren iki isim vardı, Aydoğan Kılınç ve Oya Lale Ozan Arslan. Kılınç’la sorunlar çıktı, kendisi yok artık. Uzun soluklu bitmez gecelerin yıldızı Oya Lale Ozan Arslan’dı. “Onların da canı var ne yapsınlar” diyeceksiniz. Ama Tahrir gecesi ekrandaki arkadaşımız o uzun soluklu yayını hani şöyle alıp götürecek durumda değildi. Onun için Halk TV’nin dinamizmi yoktu.
Konuklar itibarıyla eğilimler
‘Tarafsız Bölge’de denge vardı. Hatta Ceyda Karan’la Rıdvan Kaya sonlara doğru kapışma aşamasına geldi. Aslında kapışma değil de Karan’ın her sözüne Rıdvan Bey’in ‘laf sokuşturması’ sonucu ortaya çıkan gerilim.
NTV’de başrolde Star yazarı Nuh Yılmaz vardı. Yani kanalın ‘baş aktör’ seçimi böyleydi!
Habertürk’ te final, Mümtaz’er Türköne, Markar Esayan, Nevzat Çiçek’le Balçiçek İlter’le yapıldı. Özel programdı. ‘Söz Sizde Özel’ için evden özel olarak gelmişti Balçiçek İlter.
Bir zamanlar mesela Ortadoğu meselesi olduğunda çağrılan isimdi Hüsnü Mahalli. Baktım bu mahallelere sokulmuyor. Halk TV’de telefon bağlantısındaydı. Bu beni de zorluyor. Kumanda elimde bu tarafta hemen hemen aynı koro var; eee, öteki tarafta olanları başka açıdan öğrenelim çabası, beni yordu anlayacağınız.
Sina Koloğlu'nun yazısının tamamı için tıklayın