24 Kas 2011 12:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:04

TÜRK GAZETECİLER SARAYIN ÖZEL ARŞİVİNE NASIL GİRDİ?

Cumhurbaşkanı Gül ile Londra'ya giden Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik'in Buckingham Sarayı izlenimleri. FOTO GALERİ

Kraliçe Elizabeth’in verdiği yemekte hangi paşanın eseri çalındı?

Davette en şık Türk iş kadını kimdi?

Şehrin yeni sembolü "London Eye" kimin girişimleriyle kırmızı beyaza büründü?

Rahmi M. Koç’u saraya kim davet etti?


Kraliçe’nin en sevdiği müzik hangisi?

Yemek servis edilen tabakların sırrı neydi?

Yemeğe davet edilen gazeteciler sarayın özel arşiv kaydına nasıl
girdi?

İşte Posta Gazetesi Ankara temsilcisi Hakan Çelik’in Buckingham Sarayı izlenimleri...

Kadehler 500 yıllık dostluğa kalktı

Cumhurbaşkanı Gül ve eşi onuruna Kraliçe’nin verdiği tarihi yemeğe Galler Prensi Charles ve İngiltere Başbakanı Cameron da katıldı. Konuklara Kraliyet için beslenen Windsor kuzularının eti ikram edildi.

Buckingham Sarayı’na çok sıkı güvenlik önlemleri ve birkaç aramadan sonra girilebildik. Girişte davetiye ile birlikte kimlik ve pasaport kontrolü yapıldı. Bekleme salonunda davetlilerle sohbet ettikten sonra tek tek salona alındık. Yemeğe Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Hanım’ın yanında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve eşi Zeynep Babacan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Hulusi Akar ve eşi Şule Akar da katıldı. İngiliz tarafında ise Galler Prensi Charles ile Başbakan David Cameron ve Kraliyet ailesi mensupları yer aldı.

Bu yemek vesilesiyle Cumhurbaşkanı Gül’ün yanı sıra Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ilk kez frak giymiş oldu. Hayrünnisa Gül, yemeğe koyu yeşil çok şık bir elbiseyle geldi.
Konuklar salona alınırken Cumhurbaşkanı Gül bizi tek tek Kraliçe’ye tanıttı. Protokol kuralları gereği Kraliçe elini uzatınca İngilizce “Your Majesty” (Majesteleri) diyerek hafifçe baş öne eğilip selam veriliyor. Prens Charles ile selamlaşılırken ise “Your Royal Highness” deniyor.
Buckingham’ın salonları Paris’teki ünlü Louvre Sarayı’ndan farksız. Duvarlarda dünyanın en tanınmış ressamlarının tabloları sıralanmış. Rembrandt, Vermeer gibi ressamların paha biçilemeyen eserlerinin çoğu Kraliçe’nin özel koleksiyonu içinde yer alıyor.

Osmanlı’nın hediyeleri

Buckingham Sarayı’nda kraliyet ailesi üyelerine ait salon ve odalar var. En büyükleri tahmin edileceği gibi kraliçeye ait. Dünkü yemek de büyük salonda verildi. Çok değeri tabloların bulunduğu geniş bir koridorda ise tarihten günümüze İngiltere ve ve Türkiye hakkında belgeler sıralanmıştı. Osmanlı sultanlarının İngiliz kraliçelerine gönderdiği hediyeler arasında çok değerli taşlarla süslü kupalar, takılar, broşlar dikkatimi çekti. Ayrıca III. Selim’den bu yana İngilizlerle yapılan yazışmalar muhafaza edilmiş. Kraliçe bunları ilk kez gözler önüne serdi.

Kraliçe’nin gayda sevgisi
Yemeğin sonunda İskoç gaydacıları salonun içinde birkaç tur atarak müziklerini icra etti. Sürekli aynı müzikleri dinleyen bazı İngilizlerin “ızdırap içinde” gaydacılara baktığına tanık oldum. Fakat Kraliçe gaydanın sesine bayılıyormuş.
Yemekte İngiliz Kraliyet Ailesi üyelerinin yanısıra sosyetenin bazı tanınmış simaları, soylular, ve İngiliz ekonomisine yön veren iş adamları vardı. Canterbury Başpiskoposu, İngiliz Merkez Bankası Başkanı Sir Mervyn King, Aviva Başkanı Lord Sharman, Yunanistan, Polonya, Kuveyt, Bosna Hersek Büyükelçileri, Irak Maslahatgüzarı yemekteydi.
Türk tarafında ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer, Kibar Holding Başkanı Ali Kibar, Doğan Yayın Holding İcra Kurulu Üyesi Mehmet Ali Yalçındağ, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Türkiye İhracatçılar Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Çıkrıkçıoğlu, Gurmen Group Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Gür davetli isimler arasındaydı. Erkeklerin frak giymesinin mecburi olduğu gecede Suzan Sabancı Dinçer gecenin en şık kadınlarından biriydi. Romanları İngilizce’ye de çevrilen dünyaca ünlü edebiyatçımız Elif Şafak da Kraliçe’nin masasına konuk olan isimler arasındaydı.

Rahmi Koç, Kraliçe’nin özel davetlisi

Akşamki yemekte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlilerinin yanı sıra bir de Kraliçe’nin özel olarak davet ettiği Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi M. Koç gibi isimler vardı. Rahmi Bey gerek iş hayatında ve sahip olduğu mekanlarda, gerekse evi ve iş yerinde İngiliz yaşam tarzını Türkiye’ye taşıyan bir isimdir. İstanbul’daki Rahmi Koç Müzesi de büyük oranda İngiliz izleri vardır. Kraliçe daha önce Rahmi Koç’a iki ülke arasındaki ilişkilere katkısı ve İngiliz kültürüne olan yakınlığı nedeniyle “Commander of the Most Excellent Order of the British Empire” özel şövalyelik nişanı vermişti. Bu onursal ödül Türkçe’ye “Britanya İmparatorluğu Onursal Mükemmeliyet Önderliği” şeklinde tercüme etmek mümkün. Söz konusu nişan bu sene Kraliçe adına İngiltere Büyükelçisi David Reddaway tarafından Rahmi Koç’a verilmişti.
Rahmi Bey’ye ayaküstü sohbet ederken Beko’nun başarısı da gündeme geldi. Rahmi Bey, Beko’nun İngiltere’de çok ciddi pazar payına ulaştığını söyledi.

Yemekte çalınan müzikler

Kraliçe’nin Galler Orkestrası’nın seslendirdiği eserlerden bazıları Abdülaziz’in Londra seyahati sırasında çalınanların aynısıydı…

Holzman: Blaze Away
Handel: Su Müziği’nden 1 numaralı suit
V. Williams: Somerset’ten folk müziği
C. Guatelli Paşa: Osmanlı Sergi Marşı
Arlen: Somewhere over the rainbow
Custler: Best of Beatles
Auric: Moulin Rouge şarkısı
Novello: The Dancing Years
Lehar: Gold and Silver
J. S. Bach: Brandenburg Concerto No:1
Farnon: Westminster Valsi
Ancliffe: Nights of Gladness
Haydn: Divertimento

Kraliçe’nin yemek mönüsü

Buckingham Sarayı’nın mutfağında hazırlanan yemekler 1700’lerden bu yana kullanılan av desenli tabaklarla servis edildi. Yemeğin bir bölümünde altın tabaklar ve gümüş bıçaklar da kullanıldı. Altın tabaklarda hurma servis edildi. Bu kadar eski tabakların içindeki desenlere zarar vermeden nasıl temizlediklerini sordum, özel bir temizleyici sıvı ve bol su ile elde yıkanıyormuş. Tabaklar kesinlikle bulaşık makinesine konulmuyormuş.

Yemekte şunlar servis edildi:

Jonduri balığı file
Özel Windsor kuzusu ve marul
Patates
Tereyağlı taze fasülye
Rezene ve tere salatası
Mandalinalı ve çikolatalı tart
Ayrıca aralarında en eskisi 1963 yılından olan Kraliyet şarap listesinden İngiliz ve Fransız kırmızı şarapları sunuldu.

Fotoğraf için PrensCharles’tan izin aldım

Buckingham Sarayı’nın içinde çok katı İngiliz protokol kuralları uygulanıyor. Resmi ajansın dışında kimsenin fotoğraf çekmesine hatta cep telefonu kullanmasına izin verilmedi. Birkaç kez elimi cep telefonuma atınca saray görevlileri “Aman sakın Kraliçe her şeyi görür ve çok kızar!” dediler. Yemeğin bitiminde çevreden gelen ısrarlı fotoğraf çekme talepleri üzerine bu kez ben bizzat Prens Charles’tan izin alarak birkaç kare “korsan fotoğraf” çektim. Charles “Tatlı bir gülümsemeyle böyle şeyler pek nadiren olur bizde” demeyi ihmal etmedi.

Kraliçe’nin deprem mesajı

Yemekten önce Kraliçe II. Elizabeth kısa bir konuşma yaptı. Türkiye’nin gücü ve etkinliğine vurgu yapan Elizabeth, Türk tarihi ve geleneklerinden övgüyle bahsetti ve ülkesinin her konuda Türkiye’nin kuvvetli bir destekçisi olduğunu söyledi. 1583’te ilk İngiliz büyükelçisinin Osmanlı’ya elçi olarak gönderildiğini hatırlatan Kraliçe bunun bile tek başına ilişkilerin ne kadar kuvvetli olduğunu göstermeye yeteceğinin altını çizdi. Kraliçe ayrıca Van depreminde hayatını kaybedenler ve terör saldırılarında ölenler için üzüntülerini iletti.

London Eye nasıl
kırmızı- beyaz oldu?


Önceki yıl Fransa’da düzenlenen Türkiye Mevsimi kapsamı etkinlikleri kapsamında Paris’teki ünlü Eiffel Tower (Eyfel Kulesi) Türkiye’nin ulusal renkleri olan kırmızı beyaza bürünmüştü. Benzer bir girişimin güzel bir jest olacağını düşünen İngiliz tarafı Londra’nın sembollerinden London Eye’ın da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyareti vesilesiyle bir geceliğine kırmızı – beyaz renklerle ışıklandırılmasına karar vermiş. İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway’in konuyu Londra’daki Fransız Büyükelçisi Bertrand Emie’ye açmış. Emie de London Eye’ı işleten Fransız şirketiyle konuşup renk işini çözmüş. Emie kısa bir süre öncesine kadar Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’ni başarıyla yürüten çok parlak bir diplomat.


İŞTE HERKESİN MERAK ETTİĞİ BUCKINGHAM SARAYI!