Türk basketbolunun efsanesi Yalçın Granit hayatını kaybetti
Türk basketbolunun efsane ismi 88 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Türk basketbolunun duayeni olan Yalçın Granit, Darüşşafka Lisesi'nden Galatasaray'a geçmiş ve Yenilmez Armada'nın en skoreri olmuştu.
Fransa'nın Paris takımına transfer olarak Avrupa'ya giden ilk Türk basketbolcu olan Granit, ardından koçluk, yöneticilik ve yazarlık yaptı.
TV sunucusu İsmail Şenol da Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Türk basketbolunun büyük efsanelerinden Yalçın Granit, hayata gözlerini yumdu. Ne söylesem, ne anlatsam eksik kalacak onunla ilgili. Çok özel bir insan, büyük bir basketbol figürü, dahası iyi bir dostumu kaybettim. Çok üzgünüm..." sözleriyle acısını dile getirdi.
TBF'den Yalçın Granit için başsağlığı mesajı
Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF), 88 yaşında hayatını kaybeden Türk basketbolunun efsane isimlerinden Yalçın Granit için başsağlığı mesajı yayımladı.
TBF'den yapılan açıklamada, "Türk basketbolunun efsane isimlerinden Yalçın Granit'in vefatını derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Türkiye Basketbol Federasyonu olarak merhuma Allah'tan rahmet, kıymetli ailesi, sevenleri ve basketbol camiamıza başsağlığı dileriz." ifadeleri kullanıldı. Granit'in cenazesine ilişkin bilgilerin daha sonra açıklanacağı belirtildi.
Hidayet Türkoğlu'ndan Yalçın Granit için başsağlığı mesajı
Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Hidayet Türkoğlu, 88 yaşında hayatını kaybeden Türk basketbolunun efsane isimlerinden Yalçın Granit için başsağlığı mesajı yayımladı.
Türkoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:
"Türk basketbolunun duayen ismi, basketbol efsanemiz, saygıdeğer büyüğüm Yalçın Granit'i maalesef kaybettik. Değerli katkıları basketbol camiası tarafından her zaman minnetle hatırlanacaktır. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine sabır dilerim. Başımız sağ olsun!"
İşte Yalçın Granit'in hayat hikayesi
Yalçın Granit 17 Eylül 1932'de İstanbul'da doğdu. Babasını henüz iki yaşındayken kaybetti ve çocukluğunu Arnavutköy'de geçirdikten sonra, ortaokul ve liseyi o yıllarda Fatih'te bulunan Darüşşafaka Lisesi'nde okudu. Burada basketbola başladı ve okulda basketbolun yaygınlaşmasına öncülük ettikten sonra 1949 yılında liseden mezun oldu.
Darüşşafaka basketbol şubesinin üç kurucusundan biri oldu. Mezuniyetinden önce Arnavutköy'de tanıştığı Samim Göreç'in önerisiyle Galatasaray ile idmanlara çıkmaya başladı. 17 yaşındayken Ali Sami Yen'in teklifini kabul edip Galatasaray'ın ilk profesyonel oyuncusu oldu.Aynı yıl içinde henüz Galatasaray B takımında oynarken, A millî takım kadrosuna davet edildi ve Napoli’deki Aldo Mairano Kupası'ndaki İtalya maçında ilk kez ay-yıldızlı formayı giydi.
Ellili yılların “Yenilmez Armada” olarak ünlenen Galatasaray takımlarında sekiz sezon boyunca oynadı ve takımının en skorer oyuncusu oldu. Bu süreçte takımıyla birlikte altı İstanbul Ligi ve beş Türkiye şampiyonluğu kazandı. Millî takımdaki oyunuyla o yıllarda Fransa basketbolunun bir numaralı ismi kabul edilen ve daha sonra FIBA başkanlığı da yapacak olan Robert Busnel'in dikkatini çekti ve 1955 yazında Busnel tarafından Fransa'ya davet edildi. 1953 ve 1954 sezonlarının Fransa Ligi şampiyonu Racing Club Paris takımına transfer olarak, Avrupa'da oynayan ilk Türk basketbolcu unvanını kazandı.
Fransa'da geçirdiği aylarda aynı zamanda Busnel'in asistanı olarak Fransa’nın birçok şehrini dolaştı ve Fransız gençlere basketbolun temel prensiplerini öğretti. Takımını play-off'a taşımasına rağmen, Galatasaray yöneticisi Osman Solakoğlu'nun ısrarlı mektuplarına karşı koyamadı ve Türkiye'ye geri döndü. 1955-56 sezonunda Galatasaray ile beşinci Türkiye şampiyonluğunu kutladıktan sonra, ertesi yıl basketbolu bırakma kararı aldı.
A millî takım formasını 68 kez giyen Yalçın Granit, erken bir yaşta basketbolu bırakma kararı almasına rağmen bu millî maçların 16 tanesine kaptan olarak çıktı. 1951'de Paris, 1955'te Budapeşte ve 1957'de Sofya'da düzenlenen Avrupa şampiyonalarında A millî takımın en skorer oyuncusu oldu, Fransa'da kazanılan Avrupa altıncılığı başarısında önemli rol oynadı. 1955 Avrupa Şampiyonası'nı sayı krallığında üçüncü, basketbol kariyerinin son maçlarına sahne olan 1957 Avrupa Şampiyonası'nı ise sayı krallığında ikincilikle bitirdi. Aynı zamanda 1952'de Helsinki'deki Yaz Olimpiyatları'nda oynama hakkı elde eden A millî basketbol takımının da bir üyesiydi.
1954’te İstanbul Üniversitesi Jeoloji Bölümü’nün tek mezunu olarak lisans öğrenimini tamamladı, Fransa'ya gitme sebeplerinden biri de doktorasını yapmaktı. 1956'da aynı fakültede Prof. Dr. Enver Altınlı'nın yanında asistanlığa başladı ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tatbiki Jeoloji Enstitüsü tarihinin ilk asistanı oldu. Bilecik bölgesinde yaptığı çalışmaları Fransa'da Prof. Henri Tintant ile birlikte bir makaleye dönüştürdü.
25 yaşında basketbolu bıraktıktan sonra, koçluk hayatına Darüşşafaka’da başladı. 1959-60 sezonunda Darüşşafaka'ya tarihinin ilk ve tek İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazandıran takımın başantrenörüydü.
Darüşşafaka'yı çalıştırırken ikinci ligde yer alan Beyoğluspor'un teklifini kabul etti ve iki yıl çalıştırdığı bu takımın da üst lige geri dönmesinde önemli rol oynadı. 1960 yazında eğitimle basketbolu birleştiren bir modeli uygulamaya geçirmeyi tasarlayan İTÜ'nün başına geçti ve uzun yıllar şampiyonluklara ambargo koyacak bir takımın temellerini attı. Aynı yıllarda ticarete de atıldı ve BOTEKS iplik boyama fabrikasının kurucu ortaklarından biri oldu.
Basketbolu bıraktığı gibi A millî basketbol takımı tarihinin ilk asistan koçu olmaya layık görülen Yalçın Granit, 1961'in Şubat ayında ay-yıldızlıların başantrenörlüğüne terfi etti. 1962’de İstanbul’da oynanan Balkan Şampiyonası'nda finalde Yugoslavya'ya kaybedip ikinci olan, bir yıl sonra uzun bir hasreti dindirip Wroclaw'da Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkı elde eden A millî takımların başında o vardı. 1963-64 sezonunda Galatasaray’a bu kez koç olarak geri döndü ve sarı-kırmızılı ekiple bir Türkiye şampiyonluğu daha kazandı. Uluslararası çapta da takdir topladı. 1962'de Balkanların En İyi Antrenörü seçildi, Almanya ve İsviçre millî takımlarını çalıştırmak için teklifler aldı.
1971'de Şakir Eczacıbaşı'nın teklifini kabul edip basketbol şubesini kurmaya çalışan Eczacıbaşı'nın başına geçti. Mahalli kümede devraldığı takımı 1974 baharında en üst lige taşıdı ve birinci ligdeki ilk sezonun ardından görevini Aydan Siyavuş'a devretti.
1984-85 ve 1985-86 sezonlarında şampiyon olarak 16 yıllık bir şampiyonluk hasretini bitiren ve yeniden "Yenilmez Armada" olarak anılmaya başlayan Galatasaray takımlarında Basketbol Şube Sorumlusu olarak görev yaptı. Doksanlı yıllarda Turgay Demirel'in başkanlığındaki federasyonların yönetim kurulunda yer aldı ve millî takım genel koordinatörlüğü görevini üstlendi. 2002'de kapanmak üzere olan Galatasaray basketbol şubesini özerk hale getirerek kulüpten ayırdı ve şube başkanlığını üstlendi. Galatasaray o sezonu üçüncülükle bitirdi ve yarı final oynama başarısı gösterdi.
50 seneye yakın bir süre Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde spor yazarlığı yaptı. 1970'te Basketbol Tekniği adında ücretsiz bir basketbol dergisi yayımladı. İlk sayısı 1991’de yayımlanan Fast Break dergisinin kurucu yazarları arasındaydı. Ülkenin çeşitli yerlerinde bedava basketbol okulları açtı, yüzlerce seminer verdi. Sponsorlar bularak basketbol sahaları inşa edilmesini sağladı.
Türkiye'nin en büyük basketbol kütüphanesine de sahip olan Yalçın Granit, köşe yazılarına çeşitli internet mecralarında devam ediyordu. Yaşamı 2016 yılında Can Yayınları tarafından "Adanmak: Bir Hayalin Peşinde Yalçın Granit ve Türk Basketbolunun Hikâyesi" ismiyle kitaplaştırılmıştır.