TÜRBANLI DİZİ OLUR MU?
ATV'nin yeni dizisi kadınları nasıl etkileyecek, yeni bir kavganın başlamasına mı yol açacak? Murat Tolga Şen yazıyor.
Huzur Sokağı, muhafazakar yazar Şule Yüksel Şenler’in çok satmış
bir romanı. Yazar özellikle bu eserinden ve yaşam tarzından ötürü
“türbanlı yazar” olarak da biliniyor kamuoyunda... Her şeyden önce
bir edebiyatçının bu şekilde isimlendirilmesi/yaftalanması hoş
değil ancak Huzur Sokağı’nın basılmış halini ortaokul zamanlarında
öğretmeninin kışkırtmasıyla okumuş biri olarak diyebilirim ki;
yazdığı eserle kendisini o isimlendirmeye biraz mecbur bırakmış
gibi görülüyor.
Star gazetesinden Asabi Adam konuyu köşesine taşımış.
“Bu yapılan yorumlar dizinin bilinirliğini arttırıyor elbette ama
yorum yapılırken kullanılan dil beni rahatsız ediyor. ‘Türbanlı
dizi’, ‘Türbanlı yazar Şule Yüksel Şenler’. Bir eseri ya da bir
yazarı sadece türban üzerinden tanımlamak kafalarda süren
ayrımcılığın bir işareti mi acaba”? diye soruyor.
Yazdıklarından anladığım kadarıyla Asabi Adam Huzur Sokağı’nı
okumamış, çevrilen Yeşilçam işi filmini izlememiş!
Her sayfasında muhafazakar yaşama ve özellikle giyimsel kapalılığa
güzelleme yapan, başı açık kadınları (romanda bunlardan asri kızlar
olarak bahsedilir) başlarına sürekli kötü şeyler gelen namussuz,
zavallı insanlar gibi gösteren, bunu yaparken de kanırtırcasına
ajite etmekten çekinmeyen bir roman Huzur Sokağı…
70’lerdeki filmin çekimi sırasında rolü zar zor kabul eden Türkan
Şoray, "namazımı kılarım ama örtünemem sebeplerim var" derken daha
sonraları; "Şule hanım on gün daha beraber kalsak, örtünmeme engel
olan sebepleri de hesaba katmayacağım. Ne olursa olsun her şeyi
bırakacağım. o’na yöneleceğim”. demeye başlamış. Demek ki ‘örtünme’
konusunda epey yönlendirici bir eser bu…
Öncelikle bilmeliyiz, memleketin yangın yerine döndüğü şu günlerde
bile önceliği "muhafazakar yaşam" dayatması olan iktidarın
siparişi bu dizi... Kuşatmanın bir sonraki hamlesi de diyebiliriz.
TV’nin gücünü küçümsemeyin.
Romanda şöyle bir hikayecik vardır mesela… Bir adam "açık" karısı
ile bir halıcıya gider. Bir kaç halı sorar, sonra duvardaki
camekanda asılı halıyı beğenip almak ister. Dükkan sahibi "efendim
satılık değil, teşhir için o." der. Adam ısrar eder: "fiyatı neyse
vereceğim. Teşhir edilen malı satmak zorundasınız" der. Bunun
üzerine dükkan sahibi: "öyle mi efendim? Acaba karınız kaç lira?"
der. Adam öfkelenir, "sen ne demek istiyorsun" gibilerinden...
Dükkan sahibi de: "siz demediniz mi teşhir edilen her mal
satılıktır diye" der.
Elbette ATV gibi ulusal bir kanalda dizisi yapılırken iyice
yumuşatılacak, çikolata kaplı drajeler halinde verilecektir bunlar
izleyiciye ancak romanın hedeflemesi çok açıktır; kadınları
örtünmeye ikna etmek!
Başbakanımızın eşi de nasıl örtünmeye karar verdiği her
sorulduğunda, Şule Yüksel Şenler’le tanışmasının ve ondan
etkilenmesinin buna vesile olduğunu söyler. Demek ki bu yazarın
misyonu bu! Bunu saklamaya kendisi gerek duymazken Asabi Adam’a ne
oluyor?
Nasıl ki bir zamanların efsane dizisi Beyaz Gölge için “Basket
dizisi” diyorsak Huzur Sokağı için de “Türban dizisi” demek abes
olmayacaktır. Çünkü öyle… Saldıranı da, savunanı da çok olacak bir
işe imza atıyor ATV ama bu konudan ille de sahte bir sosyal
duyarlılık üretmeye gerek yok!
Twitter.com/murattolga