"TUNCAY DA GÖZALTINA ALINACAK!... AMA ERGENEKON'DAN DEĞİL!.... PEK KÖTÜ FENA VE DE AYIP İŞLER YÜZÜNDEN!....." AHMET HAKAN'A DA BİLGİ SIZDI!....
Uzun saçlı, küpeli ve de bilgisayar kullanmayı bilen zamane polisleri, Tuncay Özkan biraderimizi bilerek ve isteyerek Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına almamışlar...Yine bana sızan bilgiye göre...
Bana da bilgi sızdı
ÇOK eskiden, yani henüz "irticacılar" bir numaralı "tehlike" değilken...
Memleketin en belalı kesimini "kızıl komünistler" oluşturuyordu...
O zamanlar, sık aralıklarla ve gayet alışkın bir kayıtsızlıkla "komünist tutuklaması" adı verilen operasyonlar yapılır ve her tutuklamada "kızıl yoldaşlar", Birinci Şube´ye çekilirdi...
Ne demiş İsmet Özel?
"Bir imparatorluk genişliğindeki gençliğim sırasında / Kadınlardan daha çok birinci şubeye vardım."
Neyse...
O zamanlar "komünist olmak" ile hayatta en az bir kere "Parmaksız Hamdi" namındaki polis şefinin işkencesinden geçmek arasında mutlak bir paralellik kurulurdu...
Ancak... Her tutuklama furyasında, "tescilli komünist" olduğu halde tutuklanmayan birkaç yoldaş olurdu...
İşte bu durumda bir "amansız kuşku", yoldaşlar arasında önü alınamayan büyük fitnenin fitilini ateşlerdi...
"Ulan hepimiz gözaltına alındık... Ama bu herife kimse dokunmadı... Yoksa? Yoksa? Bu herif polis mi?" şeklinde özetleyebileceğimiz kuşku, yoldaşların beynini yer bitirirdi...
Bu beyin kemirmesi yüzünden, kim bilir nice bahtsız yoldaş, örgütünden dışlanıp kullanılmış bir mendil gibi bir kenara fırlatılmıştır.
* * *
Ergenekon operasyonunun son aşamasında...
"İlhan Abi - Kemal Bey - Doğu Yoldaş" üçlüsüyle birlikte gözaltına alınmak gibi bir şerefe nail olmak için can atan büyük mücadele adamı Tuncay Özkan biraderimizin muazzam çırpınışlarını görünce...
Yakın tarihimizdeki o "bahtsız yoldaşlar" ve onların trajedisi geldi aklıma...
Ancak...
Hemen söyleyeyim:
Bizim Tuncay biraderimizin yaşadığı trajedi ile o "bahtsız yoldaşlar"ın trajedisi arasında hiçbir benzerlik yoktur...
Nereden mi biliyorum? Bana sızan bilgiden...
* * *
Kabul ve takdir edelim ki...
Ergenekon soruşturmasından sızan büyük sızıntının "aslan payı"nı kapma hakkı, gayet anlaşılır nedenlerden dolayı, "Star / Yeni Şafak / Şamil / Fehmi Koru" markalarına aittir...
Ve yine kabul edelim ki...
Bu sızıntıdan bana düşecek olan, "sersem bir bilgi kırıntısı"ndan fazlası değildir...
Yani... Benden öyle ortalığı karıştıracak, paradigmayı iflas ettirecek, sistemi göçertecek, ortalığı karıştıracak bir ifşaat beklenmesin...
Bana sızan alçakgönüllü sızıntı şudur:
Uzun saçlı, küpeli ve de bilgisayar kullanmayı bilen zamane polisleri, Tuncay Özkan biraderimizi bilerek ve isteyerek Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına almamışlar...
Bundan maksat, Tuncay Özkan biraderimizin, "İlhan Abi ile birlikte gözaltına alınıp sorgulanmak" şerefine nail olmasının önüne geçmek imiş...
Yani... Tuncay Özkan´a Ergenekon´dan gözaltına alınma şerefinin bahşedilmemesi için ant içilip ayna kırılmış...
Yine bana sızan bilgiye göre... Tuncay kardeşimiz gözaltına alınacakmış alınmasına ama... Bu ideolojik bir nedene dayandırılmak yerine... "Pek kötü fena ve de ayıp işler" şeklinde özetlenebilecek eylemlerin odağı olmak nedenine dayandırılacakmış...
HÜRRİYET / AHMET HAKAN