05 Nis 2010 10:54
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:12
TUNA KİREMİTÇİ'NİN VATAN GAZETESİ'NDEN İSTİFA ETMESİ ŞOV MU?
Hangi Sabah yazarı Tuna Kiremitçi'yi eleştiri bombardımanına tuttu?
’Yetenekli Bay Ripley’: Tuna Kiremitçi
Bir yazar için yazdıklarından çok, aşkları, biten ilişkileri ya da özel hayatıyla gündeme gelmek acıklı bir durum olsa gerek. Ama Tuna Kiremitçi bunu hiç dert etmiyor, hatta bu durumdan ekmek yiyor... Ancak bunu çaktırmadan yapıyor ya da yaptığını sanıyor... İclal Aydın’ın hakkında yazdığı yazı yüzünden Kiremitçi’nin Vatan’dan istifa etmesi ilk bakışta fiyakalı gözüküyor ancak bu da şovun bir parçası. İstifa için gösterilen ’editoryal sorun’ gerekçesi de saçma. Kiremitçi’nin mantığından hareket edersek Vatan gazetesi yazarı Aydın’a sansür uygulamalıydı. Bir yazarın sansür istemesinden daha kötü ne olabilir? Kiremitçi, Sabah’ın Pazar ekinden Berrin Karakaş’a verdiği röportajda "Siz de mesela istifa etmek yerine köşenizde cevap verebilirdiniz, neden yapmadınız bunu?" sorusuna: "Polemik iyi hoş ama meseleleri kişiselleştirmekten hazzetmiyorum... Gazete köşeleri fikir yazıları içindir" yanıtını vermiş. İlk bakışta kulağa hoş gelen bir yanıt ama bu da şovun bir parçası. Vallahi Kiremitçi’nin köşesinde girdiği polemiklere dair onlarca yazı örneği sunabilirim. Yine aynı röportajdan bir başka açıklamayla devam edelim: "Benim gibi bir herifin magazinle işi olmaz. Hem bunun için fazla kırılganım hem de gösteri alemini yalan ve boş buluyorum." Siz hiç Kiremitçi’nin son dönemde yazılarıyla gündeme geldiğini hatırlıyor musunuz? İstifa olayı hariç tabii... Her zaman yaşadığı ilişkilerle konuşulmadı mı? "O ünlü bir yazar, hayatını yaşıyor. Hakkında çıkan magazin haberlerinden niye suçlu olsun ki" diyebilirsiniz. Evet, haklısınız ama sorun şu: Kiremitçi, "Magazinle işim olmaz" derken magazini sonuna kadar kullanan bir ’Yetenekli Bay Ripley’ örneği. Üstelik bunu devamlı ve çok zekice yapıyor. Yani en basit örneğiyle; "Gösteri alemini yalan ve boş buluyorum" diyen Kiremitçi’ye "Madem öyle... İclal Aydın ile olan düğününü niye magazinsel bir şova dönüştürdün? Neden Hello dergisine özel pozlar verdin?" sorusunu da yöneltebiliriz, değil mi? Ya da "İclal Aydın polemiği ve Vatan’dan istifa ettikten sonra niye habire röportaj veriyorsun?" sorusu da olabilir...
Mevlüt Tezel/Sabah
Bir yazar için yazdıklarından çok, aşkları, biten ilişkileri ya da özel hayatıyla gündeme gelmek acıklı bir durum olsa gerek. Ama Tuna Kiremitçi bunu hiç dert etmiyor, hatta bu durumdan ekmek yiyor... Ancak bunu çaktırmadan yapıyor ya da yaptığını sanıyor... İclal Aydın’ın hakkında yazdığı yazı yüzünden Kiremitçi’nin Vatan’dan istifa etmesi ilk bakışta fiyakalı gözüküyor ancak bu da şovun bir parçası. İstifa için gösterilen ’editoryal sorun’ gerekçesi de saçma. Kiremitçi’nin mantığından hareket edersek Vatan gazetesi yazarı Aydın’a sansür uygulamalıydı. Bir yazarın sansür istemesinden daha kötü ne olabilir? Kiremitçi, Sabah’ın Pazar ekinden Berrin Karakaş’a verdiği röportajda "Siz de mesela istifa etmek yerine köşenizde cevap verebilirdiniz, neden yapmadınız bunu?" sorusuna: "Polemik iyi hoş ama meseleleri kişiselleştirmekten hazzetmiyorum... Gazete köşeleri fikir yazıları içindir" yanıtını vermiş. İlk bakışta kulağa hoş gelen bir yanıt ama bu da şovun bir parçası. Vallahi Kiremitçi’nin köşesinde girdiği polemiklere dair onlarca yazı örneği sunabilirim. Yine aynı röportajdan bir başka açıklamayla devam edelim: "Benim gibi bir herifin magazinle işi olmaz. Hem bunun için fazla kırılganım hem de gösteri alemini yalan ve boş buluyorum." Siz hiç Kiremitçi’nin son dönemde yazılarıyla gündeme geldiğini hatırlıyor musunuz? İstifa olayı hariç tabii... Her zaman yaşadığı ilişkilerle konuşulmadı mı? "O ünlü bir yazar, hayatını yaşıyor. Hakkında çıkan magazin haberlerinden niye suçlu olsun ki" diyebilirsiniz. Evet, haklısınız ama sorun şu: Kiremitçi, "Magazinle işim olmaz" derken magazini sonuna kadar kullanan bir ’Yetenekli Bay Ripley’ örneği. Üstelik bunu devamlı ve çok zekice yapıyor. Yani en basit örneğiyle; "Gösteri alemini yalan ve boş buluyorum" diyen Kiremitçi’ye "Madem öyle... İclal Aydın ile olan düğününü niye magazinsel bir şova dönüştürdün? Neden Hello dergisine özel pozlar verdin?" sorusunu da yöneltebiliriz, değil mi? Ya da "İclal Aydın polemiği ve Vatan’dan istifa ettikten sonra niye habire röportaj veriyorsun?" sorusu da olabilir...
Mevlüt Tezel/Sabah
