Tükenmişlik sendromu bakın neymiş?
Muhteşem Yüzyıl dizisiyle şöhreti yakalayan Meryem Uzerli’nin yaşadığı tükenmişlik sendromu gurbetçi hastalığı çıktı.
Prof. Dr. Doksat yurtdışından bu şikayetle birçok hastanın geldiğini söyledi.
1960’larda Türklerin iş umuduyla çıktığı Almanya serüvenine 1997’de Demir ailesi de dahil oldu.
Almanya’ya ailesiyle birlikte gurbete giden Filiz Demir (42) tükenmişlik sendromuna 2012’de yakalandı.
Bu rahatsızlıktan kurtulmak için çok çabaladığını belirten Demir, sendromun genellikle yurtdışında yaşayan Türkler’de görüldüğünü iddia etti.
Demir, “Tükenmişlik durumundan kurtulmak için çok uğraştım. Benim gibi birçok kişi var. Vatanından ayrı bir ülkedeysen bu kaçınılmaz oluyor. Uyum sorunu insanları yoruyor, sonunda tükeniyoruz” dedi.
HAYATIMIN 2 YILINI ÇALDI
Türkler’in yurtdışına uyum sağlamak amacıyla sürekli çalıştığını kendilerine çok az zaman ayırdığını vurgulayan Demir, tükenmişlik sendromunun hayatından iki yıl çaldığını dile getirdi.
Almanya’da bir markette şube müdürü olan Demir, rahatsızlığın belli bir süre sonra kişiliğini etkilemeye başladığını belirterek, “Bir gün dayanamayıp müşterilerin veya çalışanların birine saldıracağım diye korkuyordum” diye konuştu.
Dünyadan kopmuş gibi...
Psikiyatrist Prof. Dr. Kerem Doksat, bu sendromun bireyi intihara kadar sürükleyebileceğini vurguluyor.
Doksat, “Kişilerde depresyon ve ‘Neden ben’ gibi durumlar ortaya çıkıyor. Birey bunla baş edemiyorsa tükeniyor, intiharın eşiğine geliyor” diye konuştu.
HAFIZA BOZULUYOR
Yurtdışından tükenmişlik şikayetiyle birçok hastanın geldiğini söyleyen Doksat, “Stres, yüzde ve ellerde terleme, hafıza bozuklukları, etrafını tanıyamama hali, dünyadan kopmuş gibi hissetme durumları bu sendromun belirtileri arasındadır” dedi. Bu durumda olan kişilerin psikiyatri yardım almalarını önerdi.
Herkesin gülmesini sağlayacağım
Hayatını kendisi gibi tükenmişlik sendromuna yakalananlara yardıma adayan Demir şöyle konuştu:
“Annemin evlat acısı yaşamaması için mücadele ettim ve kazandım. Çoğu zaman kendimi bir arabanın altına atmak geliyordu. Hiçbir annenin ciğerinin yanmasını istemiyorum. Ben gülüyorum başkalarının da gülmesini istiyorum.”
Bugün