07 Nis 2013 11:18
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:07
TUĞGENERALE SUİKAST DAVASINDAKİ HAYALET! MİLLİYET'İN BU HABERİ ÇOK KONUŞULACAK!
Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın cinayetiyle ilgili dosyayı silbaştan inceleyen savcılık, çarpıcı bir bilgiye ulaştı.
1993 yılında öldürülen Tuğgeneral Aydın için kurulan TBMM komisyonuna jandarmanın olayla ilgili bir kişinin yakalandığını bildirdiği ancak böyle birinin olmadığı ortaya çıktı
Milliyet Gazetesi’nden Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre Diyarbakır Lice’de 1993’te başından vurularak öldürülen Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın cinayetiyle ilgili dosyanın zamanaşımına girmesine 6 ay kala dosyayı silbaştan inceleyen savcılık, çarpıcı bir bilgiye ulaştı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’nın, o dönemde bölgede incelemede bulunan TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu’na, olayla ilgili bir PKK’lının yakalandığını, ancak kimliğinin açıklanamayacağını bildirdiğini dikkate alan savcılık, kimliğini araştırdığında, böyle bir kişinin olmadığırnı belirledi. Dosyadan, Aydın’ın öldürülmesi konusunda alınmış ifade de çıkmadı. 1993’te, Lice’de, Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı’nın bahçesine helikopterle indikten sonra alnından Kanas tipi suikast silahı ile vurularak öldürülen Aydın’ın dosyasının zamanaşımına girmesine 6 ay kaldı. Dosyayı didik didik eden Diyarbakır Başsavcılığı, ilginç bir detayla karşılaştı.
Yalan belge
Dosyadan, suikastten sonra bölgede incelemelerde bulunan TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu’na 1994’te gönderilen bir belge çıktı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’ndan gönderilen belgede, “Diyarbakır merkez Kolludere köyü nüfusuna kayıtlı olup, merkez Bağlar ilçesi Göçmenler caddesi Özgür Apartmanı 1. kat, 4 numaralı dairede ikâmet eden ve kimlik bilgileri sorgusu halen gizli biçimde devam ettiği açıklayamadığımız PKK terör örgütü mensubu zanlı yakalanmıştır. Bu kişi Aydın suikastıyla ilgili bilgi sahibi olup alınan beyanında, suikastin Ape Hüseyin kod adlı Kadri Çelik komutasında 20 kişilik bir grup tarafından gerçekleştirildiği şeklinde ifadesi alınmıştır. Ancak soruşturmanın gizliliği nedeniyle bu kişinin bilgilerini veremeyeceğiz” ifadelerinin yer aldığı görüldü.
Arşivden çıkmadı
Savcılık, bunun üzerine, komutanlığa bir yazı göndererek, bu kişinin akıbetini sordu. Savcılığa gönderilen yanıtta, yaptıkları araştırmada arşiv kayıtlarında yakalanmış veya teslim olmuş böyle bir terör örgütü mensubu olmadığı gibi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na 1994’te gönderilen ifade örneğinin de kayıtlarda geçmediği bildirildi. Başsavcılık, bu kez paşanın öldürüldüğü Kanas suikast silahına ait boş kovan ve mermi çekirdeğinin akıbetini sordu. Gelen yazıda, bunların jandarmada olmadığı belirtildi.
Savcılık bunun üzerine paşanın suikaste kurban gittiği tarihte Diyarbakır bölge sorumlusu olan Şemdin Sakık’ın ifadesine başvurdu. Sakık ise ifadesinde, “Bahtiyar Aydın’ın ölümünde gerek benim, gerekse PKK’nın merkezi yönetiminden hiçbir talimat almadım. Bu olayı örgüt yapmadı” dedi.
Bu arada paşanın şehit edildiği olaydan sonra tutulan tutanaklarda 11 teröristin ölü ele geçirildiği belirtildi. Yapılan araştırmada ölen bu kişilerin terörist olmayıp sivil vatandaş oldukları ve yasa kapsamında da devletten maddi ve manevi tazminat aldıkları belirlendi.
Milliyet Gazetesi’nden Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre Diyarbakır Lice’de 1993’te başından vurularak öldürülen Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın cinayetiyle ilgili dosyanın zamanaşımına girmesine 6 ay kala dosyayı silbaştan inceleyen savcılık, çarpıcı bir bilgiye ulaştı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’nın, o dönemde bölgede incelemede bulunan TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu’na, olayla ilgili bir PKK’lının yakalandığını, ancak kimliğinin açıklanamayacağını bildirdiğini dikkate alan savcılık, kimliğini araştırdığında, böyle bir kişinin olmadığırnı belirledi. Dosyadan, Aydın’ın öldürülmesi konusunda alınmış ifade de çıkmadı. 1993’te, Lice’de, Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı’nın bahçesine helikopterle indikten sonra alnından Kanas tipi suikast silahı ile vurularak öldürülen Aydın’ın dosyasının zamanaşımına girmesine 6 ay kaldı. Dosyayı didik didik eden Diyarbakır Başsavcılığı, ilginç bir detayla karşılaştı.
Yalan belge
Dosyadan, suikastten sonra bölgede incelemelerde bulunan TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu’na 1994’te gönderilen bir belge çıktı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’ndan gönderilen belgede, “Diyarbakır merkez Kolludere köyü nüfusuna kayıtlı olup, merkez Bağlar ilçesi Göçmenler caddesi Özgür Apartmanı 1. kat, 4 numaralı dairede ikâmet eden ve kimlik bilgileri sorgusu halen gizli biçimde devam ettiği açıklayamadığımız PKK terör örgütü mensubu zanlı yakalanmıştır. Bu kişi Aydın suikastıyla ilgili bilgi sahibi olup alınan beyanında, suikastin Ape Hüseyin kod adlı Kadri Çelik komutasında 20 kişilik bir grup tarafından gerçekleştirildiği şeklinde ifadesi alınmıştır. Ancak soruşturmanın gizliliği nedeniyle bu kişinin bilgilerini veremeyeceğiz” ifadelerinin yer aldığı görüldü.
Arşivden çıkmadı
Savcılık, bunun üzerine, komutanlığa bir yazı göndererek, bu kişinin akıbetini sordu. Savcılığa gönderilen yanıtta, yaptıkları araştırmada arşiv kayıtlarında yakalanmış veya teslim olmuş böyle bir terör örgütü mensubu olmadığı gibi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na 1994’te gönderilen ifade örneğinin de kayıtlarda geçmediği bildirildi. Başsavcılık, bu kez paşanın öldürüldüğü Kanas suikast silahına ait boş kovan ve mermi çekirdeğinin akıbetini sordu. Gelen yazıda, bunların jandarmada olmadığı belirtildi.
Savcılık bunun üzerine paşanın suikaste kurban gittiği tarihte Diyarbakır bölge sorumlusu olan Şemdin Sakık’ın ifadesine başvurdu. Sakık ise ifadesinde, “Bahtiyar Aydın’ın ölümünde gerek benim, gerekse PKK’nın merkezi yönetiminden hiçbir talimat almadım. Bu olayı örgüt yapmadı” dedi.
Bu arada paşanın şehit edildiği olaydan sonra tutulan tutanaklarda 11 teröristin ölü ele geçirildiği belirtildi. Yapılan araştırmada ölen bu kişilerin terörist olmayıp sivil vatandaş oldukları ve yasa kapsamında da devletten maddi ve manevi tazminat aldıkları belirlendi.