07 Tem 2014 10:24 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:24

Tuğçe Kazaz'dan ilginç itiraf; Tuvalet bile temizlettiler!

Ünlü manken ve oyuncu Tuğçe Kazaz, yeni görevini ve yaşadığı zor dönemleri anlattı.

Engellilerin ihtiyaçları için savaşan Kazaz, "BEYENDER şu an benim bebeğim; bir anne gibi onu büyütüp çok fazla engelliye ulaşmak istiyorum" dedi. Tuğçe Kazaz, mankenlik ve oyunculuktaki başarısının ardından şimdilerde kendisini hayır işlerine adadı. Birleşen Eller Yaşam ve Engelliler Derneği'nin (BEYENDER) Onursal Başkanı Enis Timuçin'in çağrısıyla yönetim kuruluna katılan Tuğçe Kazaz, dernek bünyesinde genel başkan yardımcısı oldu.

Sabah'tan Merve Yurtyapan'ın röportajında 74 ilde faaliyet gösteren derneğin çalışmalarını yürüten Kazaz, yeni görevini ve yaşadığı zor dönemleri anlattı...

Beyender ile nasıl bir araya geldiniz?
Derneğin Onursal Başkanı Enis Bey'le üniversiteden arkadaşız. 13 senedir birbirimizi tanıyoruz. Böyle bir oluşuma gireceği zaman, beni tanıdığı ve insanlığa bir şeyler bırakma amacımı bildiği için bana bir teklifte bulundu. Ben de memnuniyetle kabul ettim.

ENGELLİLERE BURS VERECEĞİZ

Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
İlk etapta alt yapıyı oluşturuyoruz. Dernek ve üye sayımızı çoğaltıyoruz. Vakıf üniversitesi kurup engelli arkadaşlarımıza burs vermek istiyoruz. Büyük bir engelli bakım merkezini kurmayı planlıyoruz. Dernek bünyesinde bir dergi çıkartacağız; içinde moda, kültür, sanat her şey olacak.

Oyuncu olarak yeteneği olan engelli vatandaşları ilgi alanları doğrultusundaki işlere yönlendirecek misiniz?
Kardeşlerimizin yetenekleri doğrultusunda onlarla sinema projeleri üzerinde de çalışmayı düşünüyoruz. Hayal gücü güçlü olanlara senaryo yazdırmak da istiyoruz.

Bir röportajınızda "Ruhsal olarak aydınlanma dönemimdeyim" demiştiniz. Dernekle tanışma süreciniz bu zamana mı denk geldi?
Bizler öyle bir sistemin içindeyiz ki donanımımız, aklımız, gücümüz hazır olmadığında böyle bir deneyimin içine giremiyoruz. Ben hazırmışım ki Allah bana böyle bir kapı açtı.

Dernekte sizin gibi ünlü isimler de yer alacak mı?
Sanatçıların da bu oluşumun içerisine dahil olmasını istiyoruz. Sanatçılar toplumun rol modelidir. Bu noktada onların da bu projelere destek vermeleri gerektiğini düşünüyorum.

ŞÖHRET ATEŞTEN GÖMLEK

Oyunculuğa devam mı?

Oyunculuğu bırakmıyorum çünkü bu işi seviyorum. Hem oyunculuk, hem dernek işleri birlikte idare edilebilir.

Siz bu yeni oluşumdan kendi adınıza neler çıkardınız?
Son üç aydır bilfiil dernek için çalışıyorum. Belediye başkanlarını ziyaret ediyoruz, rehabilitasyon merkezlerini dolaşıyoruz, birebir insanlarla konuşuyoruz. Bu oluşumun içinde yer alınca insan olduğunu hatırlıyorsun. Kendimize dışarıdan bakabilmeliyiz. 'Olayların ne kadar parçası oldum?' diye gözlem yapmalıyız. Neden insanlar parası olmadığı ya da bir mevkiye ulaşamadığı için utansın ki! Zengin, fakir ayrımı nedir? Bunlar bizlerin uydurduğu öyküler. Bu dünyada yaşadığımız için bunlar da gerekli ama önemli olan gücünü, şöhretini, paranı hizmete dönüştürebiliyor olmak. İnsan hırslarına kapılıp kendini, kişiliğini, merhametini kaybedip değerlerini yok ediyorsa; hiçbir şeyin anlamı yok.

Şan, şöhret gibi kavramları yaşamış birisiniz. Bu oluşumun içine girince bu kavramlar sizin için anlamını yitirdi mi?
Aslında bunlar kendi içinde önemli; 'Önemsiz' dersem bunu söylemek kibirli bir mütevazılık olur. Neyi, ne kadar, hangi amaca yönelik kullandığınız önemli. Şöhret bir yandan da ateşten gömlek; gözümüzün önünde birçok insanı yakıyor. Doyumsuzluklar yaşanıyor. 50'sine geldiğinde delirmiş insanlar görüyoruz. İnsan ne olmaması gerektiğini anladığında olması gereken zaten kendiliğinden geliyor. Ben hep pozitif şeyler için savaştım.

Bu bakış açısına nasıl ulaştınız?
Uzun yıllar yaşanan deneyimler ve bazen ağır ödenen bedellerle... Ama hiçbir zaman arayışımı bırakmadım. Öğrenmeye ve kendimi keşfetmeye hevesli oldum. Bu yolculuğu hiç bırakmadım. Araştırıyorum, sorguluyorum.

Bir dönem basında hakkınızda farklı şeyler yazılmıştı... Yaptığınız işlere ve geldiğiniz noktaya baktığınızda neler düşünüyorsunuz?
Çok üzüldüm ama bitti. Anlaşılamamaktan üzülmüştüm. Türkiye'nin önünde arayışını gerçek ve samimi bir şekilde gerçekleştirmiş, cesurca seçimler yapmış ve bunun bedellerini ödeyip bir noktaya varmış biriyim. Ne kadar insana ulaşabilirim bilmiyorum ama şu anda benim bebeğim BEYENDER ve ona bir anne gibi bakıyorum. Eğer bunu büyütebilirsek, buradan insanlara ulaşabilirsek; daha çok yol katetmeye devam edeceğim.

HABERLERDE TUVALET BİLE TEMİZLETTİLER

Bu arayış içinde kırgınlıklarınız oldu mu?

'Dervişin kalbinde burukluk, yüzünde tebessüm vardır' derler. Kırılarak vakit kaybedemem. 'Mutlaka birine yaşatmışım ki başkası da bana yaşatıyor' derim. Basına hiçbir zaman samimi olarak yaşadığım şeyler yansımadı. Bir şeyler uydurup yazdılar; bana çay taşıttırdılar, tuvalet temizlettiler, sonra oradan kovdurdular. O kadar saçma şeyler yazıldı ki... Yaşadıklarımı bildiğim için bunlara aldırmadım.

KANAYAN YARAYI KAPATMAK İSTİYORUZ

Beyender Onursal Başkanı Enis Timuçin, derneğin çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi:


Önümüzdeki ayın sonuna kadar 250 dernek, üç federasyon ve bir konfederasyonun işlerini tamamlamış olacağız. Sonraki hedefimiz; vakıf kurmak, ardından da engelli vatandaşlarımızı içinde barındırabilecek bir üniversitenin açılmasını sağlamak. Bizim amacımız; bütün engelli kardeşlerimizin derdine derman olabilmek.

Kişisel çıkarlarını göz önünde tutacak insanlar kesinlikle bizim bünyemizde yer alamaz. Siyasi parti gözetmeksizin her kesimden insan bizim bünyemize katılabilir. Bizim amacımız; öncelikle engelli vatandaşlarımızla barışık olunmasını sağlamak. Hep birlikte Türkiye'nin kanayan bir yarasını kapatmak istiyoruz. Hedefimiz 3 milyon üyeye ulaşmak.