TUĞBA ÖZAY,BEYAZ'I KARŞISINDA GÖRÜNCE GÖZYAŞLARINA BOĞULDU!..ÇEKİMLER SIRASINDA NELER YAŞANDI?..
CNNTürk'te ekrana gelen, Beyazıt Öztürk ve Güven Kıraç'ın sunduğu "Nası Yani" programının 20 Aralık'ta ekrana gelecek bölümüne, halen Paşakapı Cezaevi'nde yatan Tuğba Özay ve altı mahkum katıldı.
Beyazıt Öztürk ve Güven Kıraç'ın birlikte sundukları CNN TÜRK'te yayınlanan "Nası Yani" programı, Ramazan Bayramı'nın birinci günü için özel bir yayına imza attı. Stüdyosunu kadın cezaevi Paşakapısı'na taşıyan "Nası Yani" programı burada bulunan mahkumlarla özel söyleşiler gerçekleştirdi.
450'yi aşkın kadın hükümlünün bulunduğu cezaevinde çekimlerin yapıldığı salon küçük olduğu için sadece 40 mahkum stüdyo konuğu olabildi. Programa, Psikolog Dr. Yücel Sezer, infaz koruma memuru: Pakize Doğan ve mahkumlar; ünlü manken Tuğba Özay, Hatice Güvercin, Oya Baturoğlu, Emine Tiryaki, Şule Özbakan ve Gülşen Ay konuk oldu. Çekim yapmaya dışarıdan bir ekibin geldiğini görünce gözyaşlarına hakim olamayan Tuğba Özay, program sırasında yaptığı açıklamalarla duygu dolu anlar yaşattı.
CEZAEVİNE GİRMEDEN BİR GÜN ÖNCE İMZA DAĞITIYORDUM
Cezaevinde ikinci bayramını geçirdiğini belirten Özay, "Buraya girmeden bir gün önce bir festivaldeydim. Birçok meslektaşım, bu camianın içerisinden birçok arkadaşımla beraberdim, sevenlerim de yanımdaydı. Hayranlarıma fotoğraf veriyordum, imza dağıtıyordum ama bir gün sonrasında hiçbir şekilde hayal edemeyeceğim bir hayatın içine girdim. Bu bir günde değil, bir saatte, bir dakikada da olabilir. Hayat işte böyle bir şey. Haksızlıkların içerisine sürüklenebilirsiniz ama bunun zaman içerisinde doğruluğa geçiş olacağını inanıyorum" dedi.
Okuduğu şiirde arkadaşlarını gözyaşına boğan Özay sözlerine şöyle devam etti: "Bir gün bir tahliye yaşanıyor, herkes mutluluğa boğuluyor... Sanki bayram sevinci yaşanıyor o anda. Sanki giderek özgürlüğünüze yaklaştığınızı hissediyorsunuz. Buraya mektup gelince de apayrı bir mutluluk yaşanıyor."
Programda Özay'ın dışında biri görme özürlü iki kader mahkumu da şiir okudu ve şarkı söyledi. Psikolog Dr. Yücel Sezer, cezaevindeki mahkumların yaşadıkları çöküntü psikolojisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İnfaz koruma memuru Pakize Doğan ise bayramı cezaevinde geçiren mahkumların birbirlerine daha çok kenetlendiklerini belirtti.
Demir kaşığı unuttum
Cezaevindeki yaşamın yarattığı psikolojik baskının da konuşulduğu programda, bir mahkum içerisiyle dışarının farkını demir kaşık örneğiyle anlattı: "Aylar sonra ilk kez elime demir kaşık verildi. Kaşık çok ağır geldi, ağzıma götürdüğümde dişlerime çarptı. Kaşık kullanmayı bile unuttuğumu anladım o an. Kaşığı bıraktım, plastik kaşık verir misiniz diye rica ettim. Dışarıda özgürlük demirden kaşık olabiliyor bazen. İçeride ise kaşığın tek bir anlamı var; demir parmaklıkların arkasından geçen günler. Hiç bitmeyen özlem."
Burası herkes için bir ders
Tuğba Özay, Paşakapısı Cezaevi'nde bulunan her kadın mahkumun öyküsünün film gibi olduğunu söyledi. Kariyerinin en dramatik çekimlerinden birini gerçekleştirdiğini belirten Beyazıt Öztürk ise "Burası herkes için bir ders... Bu hayat öyle ya da böyle bizim için. Bize biçilen hayatı yaşamak zorundayız. Yapacak başka bir şey yok" dedi.
Hürriyet
>