29 Ağu 2022 22:11 Son Güncelleme: 29 Ağu 2022 22:15

TTB’den nükleer uyarısı: İyot tableti stoklamamız lazım

Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Soysal, Avrupa'nın en büyük nükleer santrali olan Ukrayna’daki Zaporijya santralinin çevresinde süren çatışmalardan zarar görmesi, bir sızıntının yaşanması halinde bizi Çernobil’den daha fazla etkileyeceğini söyledi. Türkiye’nin sağlık merkezlerini radyoaktif konusunda bilgilendirmesi, iyot tableti stoku yapması gerektiğini belirtti.

Avrupa'nın en büyük nükleer santrali olan ve son dönemde art arda saldırılarla gündemden düşmeyen Ukrayna’daki Zaporijya santralinde nükleer felaket korkusu Türkiye dahil bölgedeki ülkeleri kaygılandırıyor. Ukraynalı yetkililerin nükleer felakete hazırlık için halka iyot tabletleri dağıtmaya başlaması, Türkiye'nin korkunç senaryoya hazır olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi.

TTB Halk Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Soysal, sözü edilen santralin vurulması halinde Türkiye'nin de Çernobil'den daha fazla etkileneceğini belirtti. Soysal, “Ukrayna'daki nükleer santraller vurulursa biz etkileniriz. Çünkü Ukrayna'ya çok yakınız. Sözü edilen nükleer santraller, daha önceki yıllarda bizi etkileyen Çernobil nükleer santralinden daha yakın. Ne kadar sürede etkilenebileceğimiz rüzgar, yağmur gibi meteorolojik durumlara göre değişebilir. Olabilecek nükleer sızıntının boyutuna ve o sızıntıya yapılan müdahaleye göre değişebilir. Bu günden bizi ne kadar etkileyebileceğini bilmek mümkün değil” diyerek olası bir sızıntı karşısında Türkiye'nin de gerekli önlemleri alması gerektiğini söyledi.

TTB’den nükleer uyarısı: İyot tableti stoklamamız lazım - Resim : 1

“SAĞLIK TESİSLERİ BİLGİLENDİRİLMELİ”

Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu'nun sızıntıyı onayladığı andan itibaren, sağlık otoritelerinin bunu kamuoyu ile paylaşması ve tüm süreç boyunca açık olması gerektiğini belirten Dr. Soysal, şu ifadeleri kulladı:

“Şimdiden sağlık tesislerimizin bu konuda bilgilendirilmesi gerekiyor. Her ne kadar tam koruma sağlamazsa da iyot tableti stokuna ihtiyacımız var, tablet birikimi yapmamız gerekir.

Ülkemizdeki alarm sistemlerinin sürekli olarak atmosferdeki radyoaktif artışı, sızıntının olup olmadığı, meteorolojik hareketlerle hangi yöne dağıldığı, Türkiye'ye gelip gelmediği konusunda vatandaşın bilgilendirilmesi gerekir.

Herhangi bir radyoaktif bulut gelir ve yağış olursa o zaman tarımsal ürünlere, besin zincirine radyoaktif girip girmediğinin kontrol edilmesi, radyoaktif bulaş görüldüğü andan itibaren tarımsal ürünlerin radyoaktif atıklar gibi bertaraf edilmesi, tüketilmesinin önlenmesi gerekir.

Ancak her şeyden önce insanların aklında bir düşünce kalmaması anlamında tüm verilerin günü gününe kamuoyuyla paylaşılması gerekir.”

“İYOT TABLETLERİ TAM KORUMA SAĞLAMAZ”

Ukrayna'da halka iyot tabletlerinin dağıtılmasını hatırlatan Soysal, “İyot tableti günde bir adet suda eritilerek alınırsa, radyoaktif iyot elementinin gidip tiroit bezlerine bağlanmasını engelliyor. Tiroit kanserini önlüyor. İyot tableti almakla radyasyonun tüm etkilerinden kurtulmuyorsunuz. Radyasyonun tiroit kanseri olma şansını azaltıyorsunuz. Radyoaktif iyot dışındaki radyoaktif elementleri almış olursunuz. Tüm organlarınızda kanser olabilir. İyot tableti almak sizi yüzde 100 korumaz” şeklinde konuştu.

“HAZIRLIKLI OLMALIYIZ”

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal, şu ifadeleri kullandı:

“Nükleer santrallerin kurşun çekirdeklerle korunuyor ama, atık depoları, soğutma sistemleri, yakıt depoları konvansiyel silahlara açık yerler. Özellikle soğutma sistemlerine yapılacak bir saldırı yangınlara neden olabilir.

Ukrayna'daki nükleer santrallerin çevresinde çatışmaların olduğunu, önceki haftalarda da elektrik sistemlerinin kesildiğini, bu santrallerde personel değişiminin de sağlıklı yapılamadığını biliyoruz.

Orada çatışan iki tarafta, santrallerin çevresindeki sistemlere atışlarla ilgili bir birini suçluyor. Nükleer silah kullanmanın kademeleri olabilir, ancak araziye bırakılan bilinçsiz bir birliğin nükleer santrali vurması halinde daha büyük tehlike ortaya çıkacaktır. Bu nedenle nükleer santrallerin tüm dünyada devreden çıkarılması gerekir.”