Röportaj
27 Eyl 2006 13:07 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

TRT'NİN GİZEMLİ PROGRAMCISI KONUŞTU: "NE DERİN DEVLETÇİYİM NE DE MİTÇİ"

Şehit anonsları yüzünden şeker hastası olan Perde Arkası´nın yapımcısı Ertürk Yöndem, programının bitmesine "AB´ye giden yol Diyarbakır´dan geçer" sözünün sebep olduğunu öne sürüyor.İşte yılların yapımcısıyla yapılan ilginç röportaj...

"Mardin'in Nusaybin ilçesinde teröristlerle çatışmaya giren üç erimiz şehit oldu, iki yasa dışı örgüt üyesi ölü olarak yakalandı. Şemdinli'de terör örgütüne yönelik silahlı baskında 15 kaleşnikof, çok sayıda el bombası ele geçirildi."

80 kuşağının gençleri ve Türkiye bu anonsları onun sesinden dinledi. Tek kanallı dönemde kimileri için `felaket tellâlı' kimileri için de moral kaynağıydı.

Ertürk Yöndem'den bahsediyoruz.

Terörle mücadele eden askerleri ve PKK terörünün vahşet görüntülerini evlerimize taşıyan Yöndem, Türk televizyon tarihine geçen `Perde Arkası' programıyla bir döneme imzasını attı. 22 sene süren programı (Haberden Habere 1980-88, Perde Arkası 1988-2002) bir anda yayından kaldırıldı.

Yöndem'e göre dönemin liderlerinden birinin ağzından çıkan, "Avrupa Birliği'ne giden yol Diyarbakır'dan geçer" sözü programın bitme sebebi oldu.

Ertürk Yöndem, şimdilerde TRT'de prodüktörlük yapıyor.

"Hiç kimseye borcum yok; ama çok kişiden alacağım var. Röportajı okuyanlar sözlerimden kendilerini anlar. Basında hesap soracaklarım var." diyor, ismini vermek istemediği bazı meslektaşlarını kastederek.

DEVLETTEN DESTEK ALDIM

-Perde Arkası programı kimin fikriydi?

Ülkemin içinde bulunduğu durumu göze alarak böyle bir program yapmaya karar verdim. Çünkü kameraman olarak çalıştığım sürece insanımızı yakından tanıma fırsatı buldum. İnsanların sorununu hem devlete hem millete anlatmam gerekiyor diye düşündüm. `Haberden Habere' isimli programla başladım işe. Bir gün programı izlerken daha fazla konuyu ele almaya ve programı kendim sunmaya karar verdim. 1984, Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla terör örgütü PKK'nın eylemlere başladığı yıldı. Ondan sonra programların içinde bu tür olaylara da yer vermeye başladık.

-Programlarınız için devlet destekli deniliyordu...

Devletin bana ne gibi desteği olur söyler misiniz? Bu onursuzluktur. Devlet destekli olmasını şu anlamda söylerseniz kabul ederim. Güneydoğu'ya gittiğimiz zaman orada beni polis de asker de koruyordu. Niye benim ölmeme, bu sesin kesilmesine devlet göz yumsun ki? Fakat benim konuları işleyiş biçimime kimse karışmamıştır, karışamaz da.

-Yani eleştirileri kabul etmiyorsunuz?

Teröre destek verenler,söylediklerimiz işine gelmeyenler bizim mesajımızı kırmak için değişik oyunlar içine girdi. `Bu devletin sesi', `bunu devlet yönlendiriyor' dediler. Türkiye Cumhuriyeti bir gazeteciye, bir yayıncıya `bunu böyle yap, şöyle yap' demez. Benim gibi bir insan da bunu kabul etmez. Ben ölümü göze almış insanım. Ölümü göze alan insan hiçbir şeyden korkmaz.

-Devletin etkin kademeleriyle görüşüyor muydunuz?

Hayır, ama bilgi almak anlamında devletin gerekli makamlarıyla görüşüyorduk. "Bu bölgeye gidiyoruz, bize yardım edin." derdik. Çünkü operasyon noktalarına helikopterlerle gidiyorduk. Bu tip destekler için Silahlı Kuvvetlerle görüşürdük. Bunun adı destekse, evet destek aldım. Böyle olmasa bizi operasyona sokmazlardı.

KÜRT HALKI TERÖRİZME DESTEK VERMEZ

-Eşinizin bu anlamda size niye böyle bir program yapıyorsun dediği oldu mu peki?

Tabii onlar da tehlikedeydi. Evimi yıllarca polis korudu, hâlâ da öyle. `Niye bu işlere girdin?' diye sitemleri olmuştur ama ben onlara izah ettim, onlar da bana inandı.

-Hâlâ polis tarafından korunuyor musunuz?

Evet yakın korumam var. Sürekli beraberiz.

-Hiç tehdit edildiniz mi?