TRT'den üst düzey ayrılık! Veda mektubu çok konuşulacak!
TRT Haber Daire Başkanı Yaşar Taşkın Koç görevinden istifa etti. Yaşar Taşkın Koç, medya sektöründe eşine az rastlanır bir şekilde, çalışma arkadaşlarına ilettiği veda mektubunda sevdiği şarkı ve şiirleri paylaştı
2016 yılında TRT Genel Müdürlüğü Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanlığı'na atanan Yaşar Taşkın Koç, görevinden bir veda mektubu ile istifa ettiğini duyurdu.
TRT'deki çalışma arkadaşlarına bir veda mektubu ile "Hoşçakalın" diyen Koç, "Haber gibi en kritik, en dikkat edilmesi gereken birimde bütün bu olup bitenler ister istemez hata yapma lüksümüzün olmadığı, konu TRT olunca zaten kötüye yormaya hazır insanlar da hatta sporseverler de olduğunu bilerek elimizden gelen özeni hep beraber göstermek zorundaydık, elimizden geleni de yaptık." ifadelerini kullandı.
İlginç bir veda mektubu kaleme alan Koç, çalışma arkadaşlarına gönderdiği mektubunda sevdiği şarkı ve şiirleri paylaşmayı da ihmal etmedi.
İşte o mektup;
Değerli çalışma arkadaşlarım,
Bundan üç yıl iki ay önce daha önce hiç çalışmadığım, çok yabancısı olduğum kuruma geldiğimde dikkatimi çeken ilk şeylerden biri kurumsal iletişimden gelen vefat ve başsağlığı duyurularıydı. Ve bu duyurular şu gün dahil sürüyor. Kimler kimler çalışmıştı ve şimdi arkalarından ölüm haberlerini alıyorduk; sadece kurumların makamların değil dünyanın da geçici olduğunu gösteren çok çarpıcı işaretlerdi.
Zaten yabancısı olduğum kurumda makamda, zaten ne kadar kalacağıma dair hiçbir zaman, düne kadar bile bir süre biçmediğim; ertesi gün bitecekmiş gibi devam ettiğim mesaim için bu ilanlar başladığı gibi hep ciddi birer hatırlatıcı oldu.
Öyle rutin bir ayrılık ve teşekkür yazısı olmasın madem, çalışırken genelde müzik de dinlerim ve şimdi bu mesajı yazarken de dinlemeye devam ediyorum. Gelmiş geçmiş en fakir ozanlarımızdan Aşık Serdari’nin eserinde mesela kulağım şimdi;
https://www.youtube.com/watch?v=8xrwSOhywJ4&list=LLX6Ch4sWwH8ahKcuWuJx6QQ&index=4&t=0s
Fuat Saka & Maria Farantouri - Omuzdan Kesilmiş Kolumuz Bizim - YouTube
www.youtube.com
http://www.facebook.com/pages/MOZArt/161038947353525
Buraya adım attığımda bildiğim tek şey 1984 yılında başladığım mesleğin hemen bütün aşamalarında çalışmış biri olarak bu birikimi şimdi bir kamu kurumunda, iletişim alanındaki en büyük kurumunda değerlendirmem, aktarmam gerektiğiydi.
Özel sektördekinden farklı olarak sadece mesleki birikimim ve tecrübelerimi aktarmakla sınırlı değildi yapacaklarım; aynı zamanda kamunun parasını, sokaktaki insanın parasını da yönetirken kılı kırk yarmak, kuruşun boşa gitmemesine uğraşmak, gerektiği gibi harcamak, verimi artırmak hatta mümkünse tasarruf etmek yanında tabii ki kamu yayıncılığı kuralları içinde kalmak, çalışanların da hem katkı sağlamasını kolaylaştırmak hem her personelin çalışan ve insan olarak haklarını korumak da vardı görevlerim arasında.
Elimden geldiği kadar bunları başarmaya çalıştım.
Tabii ki yetersiz kaldığım, hata yaptığım yerler işler olmuştur; bin civarında insanın çalıştığı yerde her hatayı her haksızlığı görememiş anlayamamış önleyememiş olabilirim. Ama baştan beri bu ilkelere bağlı kalmaya,
Kurumun ilkelerini, kamu yayıncılığını, kullandığımız paranın kamu parası olduğunu ve çalışan herkesin personelden öte birer insan olduklarını unutmadım.
Bu sırada müzik çalmaya devam ediyor, sıradaki şu parça dolduruyor odayı şimdi de;
https://www.youtube.com/watch?v=osZNQkfxEoQ&list=LLX6Ch4sWwH8ahKcuWuJx6QQ&index=17&t=0s
Composed by Ennio Morricone In January 2018, The Danish Broadcast Corporation (DR) aired a concert called “The Duel – Morricone Draws First” performed by The...
https://www.youtube.com/watch?v=5ID4ZslHRa4
Bu görevdeyken çalışanları astım veya personelim değil önce bir anne baba evlat kardeş yani evine ekmek götürmek isteyen, işini iyi yapmaya çalışan insanlar olarak gördüm. Buradan çıkınca eczaneden çocuğuna ilaç almak için koşturan, hasta babasının üzerini gece kalkıp örten, kardeşinin borçlarıyla geçimi daha da zorlaşan, kızı Türkiye'de derece yaptığı için sevinçle servise binen, eşiyle kavgasını bitirmek için akşam çiçekçiye uğrayan, derbi maçın keyfini arkadaşlarıyla izleyerek çıkarmak için hazırlık yapan (tabii ki yine kritik bir maçta yine hakemlerin desteğiyle biçilmiş Beşiktaş’ımızın taraftarlarına hassaten selam olsun :) balkondaki tozu yıkamak için öğlen döktüğü suyun ferahlığında bir de ev yapımı limonata hazırlayıp çorapsız o betona basmanın keyfini çıkarmayı bilen ve daha milyon çeşit insanlık durumunu yaşayan tek tek insanlar, her biri farklı özellikler yeteneklerde olan, nihayetinde birbirimizden zerre farkımız olmayan insanlar olarak gördüm.
Herhangi bir ayrımı değil kişinin işinin ehli olup olmadığını önemsedim ve kurumu gerektiği gibi temsil ettiğini düşündüğüm insanlarla çalışmaktan hiç çekinmedim ve böyle davranmanın yararını da bütçedeki tasarruf ile her yıl düzenli olarak artan izlenme oranları ile Başkanlığımız içinde tek tük olaylar dışında huzurlu bir çalışma dönemi geçirmiş olmamız ispatlamış olmalıdır diye umut ediyorum.
Üstelik bütün bu üç yıl iki ay içine -daha kurumu tanımama bile fırsat bulamadan- 15 Temmuz Darbe girişimi gibi kurumu da uzun süre haksız eleştirilerin odağına oturtan meşum bir olay yaşandı. Ardından sınır ötesi operasyonlar, terörle mücadele, birbirinden gergin seçimler yaşadık.
Haber gibi en kritik, en dikkat edilmesi gereken birimde bütün bu olup bitenler ister istemez hata yapma lüksümüzün olmadığı, konu TRT olunca zaten kötüye yormaya hazır insanlar da hatta sporseverler de olduğunu bilerek elimizden gelen özeni hep beraber göstermek zorundaydık, elimizden geleni de yaptık.
Başkanlık makamına adımımı atarken tek duam o gün girdiğim gibi başım dik çıkmaktı, umarım öyle ayrılıyorumdur şimdi; bunun takdiri artık sizlerin.
Şiiri hep sevdim ama hayat denilince en çok Orhan Veli’nin “Beni bu güzel havalar mahvetti/Böyle havada istifa ettim/Evkaftaki memuriyetimden…” dizelerindeki ruh haline imrenmiştim.
İşte nihayet ben de o şiirin bir öznesiyim; hava güzel, kuşlar cıvıldıyor, rüzgarın sesi bazen esintisi giriyor pencereden. Ve ben kendi isteğim, hatta biraz da ısrarımla ayrılıyorum TRT’deki görevlendirilmemden.
Bir Nevruz günü 21 Mart 2016’da başladığım görevimden içim rahat, bir Hıdrellez Günü 6 Mayıs 2019’da ayrılıyorum.
Türk şiirinin zirvelerinden Gülten Akın’ın o güzelim “Kestim kara saçlarımı”ndan
… Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi
Bir şeycik olmadı - Deneyin lütfen -
Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım
Günaydın kaysıyı sallayan yele
Kurtulan dirilen kişiye günaydın
Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi
Bir yaşantı ile karşılayanlara
Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum.
dizelerini okurken şu anda çalan sözleri müziği icrasını çok sevdiğim şarkıyla veda ediyorum.
Hepinize çok teşekkür ediyorum, hepinize benden yana hakkım helal olsun.
https://www.youtube.com/watch?v=a2s_c8ZALEw
Shirley Bassey - Life Goes On (M. Theodorakis) - YouTube
www.youtube.com
Shirley Bassey - Life Goes On -- Mikis Theodorakis
Hoşçakalın
Yaşar Taşkın Koç