TRT'DE BÜYÜK ŞOK! HANGİ YÖNETİCİLER İÇİN HAPİS CEZASI İSTENDİ?
Referandum sürecinde yanlı yayın yapıldığı gerekçesi TRT'nin 3 yöneticisi hakkında açılan davada Cumhuriyet Savcısı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı.
TRT 1 Koordinatörü Bülent Ata, TRT Haber Koordinatörü Ali Ahmet Böken ve TRT 6 Koordinatörü Fethullah Kırşan’ın “halk oylaması sürecindeki yayınlarda ağırlıklı olarak anayasa değişikliğinin lehindeki görüşlere yer vererek görevlerini kötüye kullandıkları” gerekçesiyle 6’şar aydan 2’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
Ata, Böken ve Kırşan’ın yargılanmasına Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinde devam edildi.
Duruşmaya, sanık avukatları ile iddianamede müşteki olarak yer alan CHP’nin avukatı katıldı.
CHP’nin avukatı Fırat Mengü, parti adına katılma talebinde bulunurken Cumhuriyet Savcısı Hasan Aykaç, “suçtan doğrudan zarar görme konumunda olmayan müştekinin katılma talebinin” reddini istedi.
Hakim Ali Altınkaya, CHP’nin katılma talebini reddetti. Altınkaya, buna ilişkin ara kararında, davanın 12 Eylül 2010’daki halk oylamasıyla ilgili olduğuna dikkati çekerek, halk oylamasında partilere oy verilmediğini, oyların “evet” ve “hayır” olarak verildiğini ifade etti. Bu oyların partilere göre kesin tasnifinin yapılamayacağını kaydeden Altınkaya, “dolayısıyla iddianamede müşteki olarak yer alan CHP ile CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün bu anlamda zararından bahsedilemeyeceğini” belirtti.
Cumhuriyet Savcısı Aykaç, daha sonra, esas hakkındaki görüşünü sundu.
Savcı Aykaç, sanıkların yayınlarından sorumlu oldukları televizyon kanallarıyla Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu’nun “TRT’nin tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamasını ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamasını” düzenleyen 5’inci, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun’un “yayın ilkelerini” düzenleyen 4’üncü ve Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) “radyo ve televizyonların anayasa değişikliğiyle ilgili olarak tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacaklarına ve görüşler arasında fırsat eşitliği sağlayacaklarına ilişkin” 353 sayılı kararına aykırı yayın yaptıklarını savundu.
Sanıkların bu suretle “görevi kötüye kullandıklarını” ileri süren Aykaç, sanıkların 6’şar aydan 2’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
Duruşma, sanık avukatlarına esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre verilerek ertelendi.