"TRT, TÜRK HALKINI SATIYOR! YAZIKLAR OLSUN!" HINCAL ULUÇ'TAN SALVOLAR!
TRT, Türk halkını satıyor.. Hayır, mecazi falan değil, alenen ve resmen, sözlük anlamı ile satıyor.
TRT, Türk halkını satıyor!..
TRT, Türk halkını satıyor.. Hayır, mecazi falan değil, alenen ve resmen, sözlük anlamı ile satıyor.
TRT'de iki T var. İlki Türkiye, ikincisi Televizyonu demek.. Yani, Türkiye Televizyonu, Türk halkını satıyor.. Üç kuruşa satıyor.. Üç kuruş reklam parası için Türk halkının tek ortak eğlencesinin canına okuyor. Seyir zevkini bırakmıyor.
İşin çok acı iki yanı var.
Birincisi.. Bu TRT, sattığı Türk halkının ödediği vergilerle besleniyor. Genel Müdürü dahil orada çalışanlar, Türk halkının ödediği vergilerle maaş alıyorlar. Tüm harcamalarını Türk halkının kesesinden yapıyorlar. Türk halkının ödediği paralarla Dünya Kupası'nın yayın hakkını alıyorlar.
Türk halkının ödediği paralarla, eş dosttan oluşan bir ekibi Güney Afrika tatiline yolluyorlar. Ve her gece ekranları başında tek ortak eğlencesi futbol olan Türk halkına, dört yılda bir gerçekleşen bu dünyanın en büyük futbol şölenini piç ederek sunuyorlar. Sebep üç kuruş reklam parasına tamah.. Reklam parasına tamah etmesin diye genel bütçeden ödenek alan halk televizyonu halka ihanet ediyor.
İkincisi.. Medya bu satışı ölüm sessizliği içinde izliyor. Sabah'a Allahın günü "Yandaş Medya" diye saldıran kalemler dahil, TRT'ye "Ne yapıyorsun" diyen yok, benden başka..
Bu Hıncal'ın meselesi değil. TRT yola gelir, yanlıştan dönerse bu Hıncal'ın zaferi olmaz.. Bu Türk insanının meselesi.. Yani hepimizin.. O zaman niye bu suskunluk.. Hadi aklınıza gelmedi. İşte yazdık.. Niye destek olmazsınız?. Kıskançlık mı?.. Gazetecilik bu kadar ucuz mu?.
Maç saat beşte başlayacak.. Ya da 9.5'ta.. 15 dakika önce ekran başına geçiyorsunuz.. Sadece reklam izliyorsunuz. Oysa en kıymetli dakikalar. Herkes ekran başına toplanmışken, oraya yolladıklarının turist değil gazeteci olduklarını gösterme zamanı.. Bilgiler vereceksin. Röportajlar yayınlayacaksın. Stad önü ve tribün görüntüleri ile seyirciyi ekran başından alıp Güney Afrika'ya götürecek ve havaya sokacaksın. Ne gezer.. TRT reklam yayınlıyor.
İlk yarı bitiyor.. Düdükle birlikte gene gazetecilik zamanı. Güney Afrika'daki ekip hemen kolları sıvayacak. Gene röportajlar, gene son dakika haberleri ve uzman yorumlarıyla ilk yarıyı değerlendirecek ve sizi ikinci yarıya hazırlayacaklar.
Hayır. TRT gene reklama giriyor, düdükle birlikte. Ta ikinci yarı başlayana kadar 15 dakika reklam..
Ve maç bitiyor.. Gidenlerin hüznü, kalanların sevinci. Sporun en insancıl, en duygusal anı.. TRT onu da seyircisinden kaçırıyor gene 3 kuruş reklam parası için ve utanmadan "YALAN" söyleyerek.. "Az sonra beraber olacağız.."
Oysa beraber falan olacakları yok. O on paralık reklam izlensin diye Devlete "YALAN" söyletiyorlar.. 15 dakika daha reklam ve dönüşte "Yalancı" spiker "İyi geceler" diyerek yayını kapıyor. Sadece o kadar..
Ve bu rezillik Dünya Kupası'nın başladığı 11 Haziran'dan beri devam ediyor.. Medyanın, üzerine ölü toprağı serpilmiş medyanın gıkı çıkmıyor.
TRT Genel Müdürü'nün gıkı çıkmıyor. TRT'nin bağlı olduğu Devlet Bakanı'nın gıkı çıkmıyor. Futbola meraklı, hatta kendisi futbolcu, halkçı Başbakan'ın gıkı çıkmıyor.
Türk halkı sahipsiz. Türk halkı kendi parası ile öfkeleniyor, rezil oluyor.
Türkiye Televizyonu, Türk halkını satıyor. Kimsenin umurunda değil..
Yazıklar olsun!..
Hıncal Uluç/Sabah