03 Mar 2018 16:47
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:03
TRT spikerinden flaş açıklama: Erdoğan 'nereyi istiyorsun' diye sordu!
Hafta içi her gün TRT’de ekrana gelen “Evlilik Okulu” programını sunan Aynur Ayaz, TRT'deki programa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devreye girmesi ile başladığını açıkladı.
Hafta içi her gün TRT’de ekrana gelen ve yapımcılığını Yavuz
Bingöl'ün kızı Sinem Türkü Bingöl'ün yaptığı “Evlilik Okulu”
programını sunan Aynur Ayaz göreve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
direktifiyle başladığını açıkladı. Ayaz, Türkiye Gazetesi'nden Emel
Baltacı'ya verdiği röportajda evlilik hakkında da tartışma
yaratacak açıklamalarda bulundu.
ERDOĞAN 'NEREYİ İSTİYORSUN' DİYE SORMUŞ
Ayaz'ın röportajda öne çıkan ifadeleri şöyle:
Evlilik Okulu nasıl ortaya çıktı?
Atatürk Kültür Merkezi lansmanında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, neden ekranlarda olmadığımı sordu. “Efendim siz görev verirseniz neden olmayalım?” cevabını verdim. “Nereyi istiyorsun?” diye tekrar sorunca, “Devletimizin kanalı olursa çok mutlu olurum” dedim. Ardından çok yoğun ve hızlı bir süreç başladı.
EVİN REİSİ ERKEKTİR
Boşanmalar kentlerde daha fazla görülüyor. Kırsalda aileler daha mı mutlu yoksa aynı problemleri yaşıyorlar ama boşanamıyorlar mı?
Türkiye’nin tamamını görmüş bir insanım. Özellikle Doğu’da daha yoğun çalıştığım için oralardaki aile yapısını da biliyorum. İnanın hepsinin problemleri var ancak tahammül payları daha fazla. Ekonomi artınca kadının biraz daha baskın olduğunu görüyoruz. Yanlış bu. Evin reisi erkek... Evet eşitlik olacak ama kadının, daha çok kazanıyorum diye kocasını ezmeye hakkı yok.
Ne yapılmalı peki?
Empati yapmak lazım. Empatiden uzak ve ön yargısı olan bir toplumuz. Bunları kırarak kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Sürekli bir yarış içerisindeyiz ve çocuklarımızı da böyle yetiştiriyoruz. Habire kıyaslamalar yapıyoruz. O çocuklardan nasıl başarı bekleyebiliriz? Ailelerin sohbetlerini değiştirmesi lazım. Şimdiki çocuklar ‘yok’u bilmiyor. Reklamlarda gördükleri her şeyi istiyorlar. Baba alamayınca her ikisi de üzülüyor. Babam beni çalıştırmak istemedi. Ama ben “Hem çalışıp hem okuyacağım” dedim. Çay da taşıdım, küllük de boşalttım, tuvalet de yıkadım. Ama iyi ki de yapmışım. İnsanoğlu başının çaresine bakmayı öğrenmeli.
HER TÜRLÜ GÖREVE HAZIRIM
Farklı bir konuya geçelim istiyorum. Siyasetle de yakından ilgilendiğinizi biliyorum. Son dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya çok zor bir dönemden geçiyor. Bu dönemin Türkiye’yi -Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi- teğet geçmesi insanımızdan kaynaklanıyor. Hiçbir ırk Türk milleti kadar cesarete sahip değil. Bunu Avrupa’da gördüm. Türk dendiğinde önce Müslümanlık akla geliyor. Türkiye kendisiyle beraber bütün dünyaya da yetebilecek bir potansiyelde. Tek sıkıntı; biz, çabuk alınan, çabuk kırılan insanlarız. Bir de siyasette iletişim dili çok önemli. Gerekirse “İletişim Bakanlığı” kurulmalı. En kötü insanla bile doğru iletişim yakalandığında çok bambaşka bir yere konulabiliyor.
Daha önce hem vekillik hem de belediye başkanlığı için aday oldunuz. Gelecek seçimlerde bir adaylık düşünür müsünüz?
Görev verilirse neden olmasın? Seve seve her türlü göreve hazırım. Ülkem için onu yapmam bunu yapmam gibi bir şey deme lüksüm yok.
ERDOĞAN 'NEREYİ İSTİYORSUN' DİYE SORMUŞ
Ayaz'ın röportajda öne çıkan ifadeleri şöyle:
Evlilik Okulu nasıl ortaya çıktı?
Atatürk Kültür Merkezi lansmanında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, neden ekranlarda olmadığımı sordu. “Efendim siz görev verirseniz neden olmayalım?” cevabını verdim. “Nereyi istiyorsun?” diye tekrar sorunca, “Devletimizin kanalı olursa çok mutlu olurum” dedim. Ardından çok yoğun ve hızlı bir süreç başladı.
EVİN REİSİ ERKEKTİR
Boşanmalar kentlerde daha fazla görülüyor. Kırsalda aileler daha mı mutlu yoksa aynı problemleri yaşıyorlar ama boşanamıyorlar mı?
Türkiye’nin tamamını görmüş bir insanım. Özellikle Doğu’da daha yoğun çalıştığım için oralardaki aile yapısını da biliyorum. İnanın hepsinin problemleri var ancak tahammül payları daha fazla. Ekonomi artınca kadının biraz daha baskın olduğunu görüyoruz. Yanlış bu. Evin reisi erkek... Evet eşitlik olacak ama kadının, daha çok kazanıyorum diye kocasını ezmeye hakkı yok.
Ne yapılmalı peki?
Empati yapmak lazım. Empatiden uzak ve ön yargısı olan bir toplumuz. Bunları kırarak kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Sürekli bir yarış içerisindeyiz ve çocuklarımızı da böyle yetiştiriyoruz. Habire kıyaslamalar yapıyoruz. O çocuklardan nasıl başarı bekleyebiliriz? Ailelerin sohbetlerini değiştirmesi lazım. Şimdiki çocuklar ‘yok’u bilmiyor. Reklamlarda gördükleri her şeyi istiyorlar. Baba alamayınca her ikisi de üzülüyor. Babam beni çalıştırmak istemedi. Ama ben “Hem çalışıp hem okuyacağım” dedim. Çay da taşıdım, küllük de boşalttım, tuvalet de yıkadım. Ama iyi ki de yapmışım. İnsanoğlu başının çaresine bakmayı öğrenmeli.
HER TÜRLÜ GÖREVE HAZIRIM
Farklı bir konuya geçelim istiyorum. Siyasetle de yakından ilgilendiğinizi biliyorum. Son dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya çok zor bir dönemden geçiyor. Bu dönemin Türkiye’yi -Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi- teğet geçmesi insanımızdan kaynaklanıyor. Hiçbir ırk Türk milleti kadar cesarete sahip değil. Bunu Avrupa’da gördüm. Türk dendiğinde önce Müslümanlık akla geliyor. Türkiye kendisiyle beraber bütün dünyaya da yetebilecek bir potansiyelde. Tek sıkıntı; biz, çabuk alınan, çabuk kırılan insanlarız. Bir de siyasette iletişim dili çok önemli. Gerekirse “İletişim Bakanlığı” kurulmalı. En kötü insanla bile doğru iletişim yakalandığında çok bambaşka bir yere konulabiliyor.
Daha önce hem vekillik hem de belediye başkanlığı için aday oldunuz. Gelecek seçimlerde bir adaylık düşünür müsünüz?
Görev verilirse neden olmasın? Seve seve her türlü göreve hazırım. Ülkem için onu yapmam bunu yapmam gibi bir şey deme lüksüm yok.